Şaki İbrahim Destanı ve Bir Kitapta Toplanmamış Şiirler. Зия Гёкальп

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Şaki İbrahim Destanı ve Bir Kitapta Toplanmamış Şiirler - Зия Гёкальп страница

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Şaki İbrahim Destanı ve Bir Kitapta Toplanmamış Şiirler - Зия Гёкальп

Скачать книгу

ştı

      Kazakları görüp ibret almıştı

      Düşmüş idi Kürt Alayı fikrine

      Kürt kavmini benzeterek Kırgız’a

      Bu hülyayı beğendirdi Yıldız’a

      Buldu bir er işi verdi erine

      Zeki Paşa dört el ile sarıldı

      Recep Paşa olmaz dedi darıldı

      Yazmam dedi ben Kürtlerden bir atlı

      Aşiretler Erzincan’a gittiler

      Üçer, dörder alay teşkil ettiler

      Haydutların oldu eli beratlı

      Berho Ağa iki alay yazarak

      Padişah’tan aldı ferman ve bayrak

      Hain Kanco oldu ana sancaktar

      Azimet Bey olup akıl hocası

      İlerledi bu aşiret kocası

      Yavaş yavaş oldu büyük bir serdar

      Bu ülkeden emniyeti kaldırdı

      Bir nahiye bırakmadı saldırdı

      Diyarbekr’in geri döndü talihi

      Koydu Derik, Siverek’te Çuvan’da

      Üç Osman’ın her üçünü hüsranda

      Ancak biraz karşı durdu Dırei

      Berârzi’yi Aneze’yi dağıttı

      Seller gibi Şammar kanı akıttı

      Mızrak dikti Karakeçi yurduna

      Karakeçi göğüs gerdi uğraştı

      Dırei Bey arslan gibi savaştı

      Esir düştü âhir bu çöl kurduna

      Cubûr, Şammar, Tayy ittihat ettiler

      İbrahim’in üzerine gittiler

      Hadi idi bu askere kumandan

      Hakem olup bu askere katıldı

      Ayrı ayrı her birine atıldı

      Mer’a diye çıkarmıştı bir yalan

      Hadi gece kaçıp düştü kayguya

      Bir münasip yerde yattı pusuya

      İbrahim’den birçok adam öldürdü

      Lakin ecel bırakmadı bu ere

      Hayatına hitam verdi yok yere

      Felek yine İbrahim’i güldürdü

      Bu haydutun kalmamıştı önünde

      Mazıdağ’dan başka metin bir perde

      Diyarbekr’i büyük korku almıştı

      Her yıl biraz daha gelip ileri

      Soyulmuştu bütün Garp’ın köyleri

      Şark köyleri biraz mamur kalmıştı

      Aldatarak Vali Nazım Paşa’yı

      Bir yıl gelip sardı bütün ovayı

      Garp’ı, Şark’ı düştü talan etmeye

      Diyarbekir ahalisi coştular

      Küçük, büyük telgrafa koştular

      Başladılar feryat, figan etmeye

      O zamanki dubaracı hükûmet

      Göstererek yalancı bir merhamet

      İğfal için müfettişler gönderdi

      Müfettişler miskin miskin geldiler

      Göz yumdular, yaramızı deldiler

      Sağalmadı memleketin bu derdi

      İki sene uslu durdu, dinlendi

      Geçen sene yine zulme yeltendi

      Hücum etti ovalara, köylere

      Devriyede jandarmaya saldırdı

      Zabitlerin silahını aldırdı

      Ateş etti zaptiyeye, askere

      Bu haberler Diyarbekr’e gelince

      Beş on kişi toplanarak gizlice

      Eylediler bir mahâlde meşveret

      Biri dedi: “Anlaşalım umumen”

      Bir diğeri dedi: “Hayır, cümleten

      Yekdiğere eyleyelim emniyet

      Hepimizin bugün bağrı yanıktır

      Sözümüze işte Tanrı tanıktır

      Ben cümleye bel bağladım, güvendim

      Siz hepiniz yarı yolda kalsanız

      Vazifeye davet için yalınız

      Gideceğim hükûmete ben kendim”

      Her ferdimiz bu fikirde olmalı

      Gönüllere fedailik dolmalı

      Bağırmalı: Ya adalet, ya ölüm

      Okuyayım şimdi size bir duyuk1

      Bir duygudur bende doğdu bu kuşluk

      Bir duygu ki hepinizde görürüm:

      2

      On yıl evvel yoktu elli obası

      Bir jandarma gitse Milli-Ağası

      Çölün gizli yerlerine kaçardı

      Beş sancağın şimdi dağı, ovası

      Oldu anın atlarının mer’ası

      Köylüleri köylerinden çıkardı

      Köy köy bütün halkı talan ederek

      Bir çiftçide bırakmadı bir inek

      Bütün servet geçti evden çadıra

      Her tarafı sardı azgın kurtları

      Diyarbekir, Mardin, Urfa yurtları

      Döndü baştan başa ıssız çayıra

      Rençperlerin şimdi boynu büküktür

      Çiftçilerin ocakları sönüktür

      Her ev canlı bir mezardır kaygudan

      Ekilemez oldu bütün tarlalar

      Dikenliğe döndü yeşil ovalar

      Zavallılar yine titrer korkudan

      Bilirler ki “Berho Ağa, o alçak”

      Bir gün bu boş evleri de yakacak

      Taş üstüne taş kalmasın diyerek

      Ey insafsız, ey adalet düşmeni

      Kâr etmez mi sana halkın şiveni

      Yaşanır mı diken, yaprak yiyerek

      Bir rütbeli gelse ağır tutarsın

      Neden fakir ciğerini yutarsın

      Dökmektesin niçin rençper kanını

      Askerliğin kıymetini unuttun

      Padişahın nimetini unuttun

      Yaktın bütün evladının canını

      Bu millette daha damar bitmedi

      Namus, gayret her fertte var, bitmedi

      Korkmaz mısın bu ümmetin kininden

      Hükûmetin cezasından korkmazsın

      Bu ümmetin Hüda’sından korkmazsın

      Çıkmış mısın İslamiyet dininden?

      Sen

Скачать книгу


<p>1</p>

Tuyuk, Çağatay lisanında parmak usulünde Türkçe şiir demektir.