Yetişkin Olmak. Lara E. Fielding
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Yetişkin Olmak - Lara E. Fielding страница 7
İKİNCİ BÖLÜM
Zihin-Beden Aracınız: Bütüncül Sisteminiz
New Mexico’da bir kelebek kanadını çırparsa Çin’de bir kasırga görebiliriz.
Her şey birbirine bağlı, ey insanlar!
Her şeyin bir nedeni var. Bu nedenlerin ne olduğu her zaman bilinemeyebilir. Yine de neden yakın da olsa uzak da olsa her şey birbirine bağlıdır. Bir toplantıya geç kaldığınızda bunun bir nedeni vardır. İlişkiler çetin olduğunda bir nedeni vardır. Bir kargaşaya takılıp kaldığınızda, kendinizi çekip çıkaramadığınızda bir nedeni vardır. Hedeflerinizi belirleyip onlara doğru ilerleyemiyormuş gibi göründüğünüzde… evet, her zaman bir nedeni vardır.
İyi haber şu ki, öğreneceğiniz araçlar ve becerilerle davranışınızın altında yatan sisteme girmeye, duygusal alışkanlıklarınızı belirlemeye, bu nedenlerin bazılarını aydınlatmaya başlayabileceksiniz – kendi kontrol alanınızda yer alanları! Elbette her zaman sizin kontrolünüz dışında şeyler de olacak, bu hayatın bir parçası sadece. Ama yine de Yunan filozof Epiktetos’un dediği gibi “Önemli olan başınıza ne geldiği değil, ona nasıl tepki verdiğiniz.”
Dolayısıyla yetişkinlik denen şeyde ustalaşmanız için kendi kendinizi güçlendirmenin ilk adımı, takılıp kaldığınız duygusal alışkanlıkların temelinde yatan, birbiriyle ilişkili parçalardan oluşan sistemi (bütün insanların donanımını) anlamaktır. Geçen bölümde ister şato ister köy insanını kendinize daha yakın bulmuş olun, bütüncül sisteminizin işleme biçiminin temel mekanizmasını bilmek, hayatınızda istediğiniz değişikliği yapma gücünü size verecektir. Bu bölüm uyarıcı ile cevap, neden ile sonuç arasındaki kayıp halkaları oluşturan iç tepkilerinizin bileşenlerini anlamanıza katkıda bulunacak. Elinizde bu bilgi olduğunda, benzersiz hikâyenizin sisteme nasıl bağlanabileceğini ve takılıp kalıyor olabileceğiniz yerleri görebileceksiniz!
Mutluluğunuz ile hayatınız arasındaki karmaşık etkileşim üzerine düşünmenin iyi yollarından biri de zihninizi-bedeninizi hayat yollarında sürdüğünüz bir araç gibi düşünmektir. Şu anda bu sözcükleri okurken içinde oturduğunuz beden sizin aracınızdır, doğduğunuz günden itibaren, ilkokul, ortaokul, lise yılları boyunca, şimdiye dek öyle olmuştur. O araç içinde hayatın bütün yollarından geçip de bu âna geldiniz. Hayat yolunu rahat ya da rahatsız olarak algılayıp deneyimlemenizi sağlayan şey araçtır.
Elbette ki farklı büyüklükler, renkler, yapılar ve modellerde birçok farklı araç türü vardır. Bazıları daha hantaldır, SUV’lar gibi, ağır yükleri taşıyabilir, hayatın yokuşlarını iyi tırmanabilirler ama çok çabuk hızlanamazlar ya da birkaç kör noktaları olabilir. Bazıları daha spordur, ortalıkta hızla dolanabilir ama asfalt dışındaki yollarda o kadar iyi gidemez, belki biraz daha fazla bakıma ihtiyacı olabilir. Her birimiz her tür farklı güç ve hassasiyetin bir araya geldiği benzersiz araç tipleriyiz.
ARA Ne tür bir araçta yaşıyor olabilirsiniz? Günlüğünüze betimleyin. Aracınız dayanıklı mı hassas mı? Yoldaki diğer araçlara benziyor mu yoksa farklı mı? Dikkat çekici parlak bir rengi var mı yoksa daha mı belirsiz? Aracınızın özel güçleri ve hassasiyetleri neler?
Zihniniz, içinde bulunduğunuz zihin-beden aracının tipiyle ilgili görüşler üretmeye başladı mı, farkına varın. Bu çalışmaya başladığınızda ve bedeniniz üstüne düşündüğünüzde, içinde yaşadığınız makineyle ilgili düşünce ve görüşlere kolayca kapılıp gidebilirsiniz. Bedeniniz eski bir travmayı yaşıyorsa ya da şu anda bir rahatsızlık kaynağıysa fiziksel bedeninizle ilgilenmek sizi zorlayabilir. Şimdilik sizi bedeninizi ulaşım aracınız olarak görmeye davet ediyorum. Kendi kendinize şu soruyu sorun: Bir SUV mu kullanmak daha iyi, yoksa spor bir araba mı? Bu soruya vereceğiniz cevapla ilgili güçlü bir görüşünüz ya da düşünceniz olabilir. Ama gerçek şu ki SUV’lar spor arabalardan daha iyi ya da daha kötü değildir, iş bir andan diğerine değişen yolun taleplerine bağlıdır.
Belli bir anda yaşadığınız rahatlık ya da rahatsızlığı kısmen belirleyen şey yolun talepleri ile araç arasındaki uyumdur. Ama araç (ya da biyolojiniz) nasıl hissettiğinize, gitmek istediğiniz yere ne kadar başarılı ulaştığınıza katkıda bulunan bileşenlerden sadece biridir. Araca ne kadar iyi bakıldığına, sürücünün becerisine dikkat etmek de bir o kadar önemlidir; buradan alınacak asıl ders de budur. Gerçek bir arabanın tersine, bu aracı verip yenisini alamazsınız. Sahip olduğunuz tek araç bu, o nedenle ona özen göstermek kilit önemdedir! Bu kitap, içinde yaşadığınız araca özen göstermeyi, kendinizi hayatınıza neşe ve anlam getiren yöne götürmeyi konu alıyor. Öğreneceğiniz farkındalık ve özen becerileri, içinde yaşadığınız bu muhteşem makinenin performansını en iyi duruma getirmenize yardımcı olacak!
ARA Şimdi, bu sayfadaki sözcükleri okurken gözlerinizin ardında, yüzünüzün ardında, bu sayfadaki sözcükleri gören bir siz olduğunu fark edebiliyor musunuz? Baskı, ısı, dokunma gibi bazı fiziksel duyumlar hissettiğinizi fark edebiliyor musunuz? Bu kitabın ya da onu okuduğunuz Kindle’ın, iPad’in ağırlığını hissedin. Gözlerinizin, yüzünüzün ardından bakarken kendi aracınızın içinden dışarı bakıyorsunuz. Kim fark ediyor? Sürücü kim?
İyi iş çıkardınız. Ara pratiğini okuduktan sonra bu metaforun ne anlama geldiğini hissettiniz mi? Sizin sadece aracınızdan (bedeniniz) ya da iç deneyimlerinizden (zihniniz) ibaret olmadığınız daha açık hale geldi mi? Zihninizin ve bedeninizin ürettiği deneyimler üstüne farkındalıkla düşünebilen bir siz var. Bu nedenle, bu deneyimler üstüne düşünebiliyorsanız, bu düşüncelerin ve hislerin ardında olan bir parçanız, bilinçli bir parçanız var. Bir anlam ifade ediyor mu? Sürücü sizsiniz!
Duygusal alışkanlıkların ötesine geçmek, aracınızı gitmek istediğiniz yere götürmek için direksiyon hâkimiyetini kazanmakla ilgilidir! Sizin için önemli olan şeylere yönelmek, yolda karşınıza çıkan kaçınılmaz rahatsızlığı idare edebilmek için gerekli becerileri kazanmakla ilgilidir. Hiç kuşku yok ki hepimiz, sanki biz o deneyimlermişiz gibi kendi tepkisellik repertuvarlarımıza çekilebiliriz. İnsanların sık sık “Ben böyleyim” ya da “O böyle” dediğini işitiriz. Sanki gerçekten de bizim, deneyimlerimiz olduğumuza inanıyoruz. Ama biraz önce gördüğünüz gibi bilinçli insanlar olarak geri çekilip bilincimizde bir alan yaratıp deneyimimizi gözlemlemek gibi benzersiz bir beceriye sahibiz. O gözlemci kısmınız her zaman orada. Aslında gerçekten siz olan bir yer, bir tür ruh yeri varsa, ben gözlemcinin bulunduğu yerin orası olduğunu söylerdim!
Yetişkin olma girişimlerinizde çıkış noktasını söylemesini istediğiniz kişi o, belki bir kez işe yaramış ya da sizi zorluklardan aşırmış ama artık gerçek yolunuzdan