Mahcupluk İmtihanı. Омер Сейфеддин

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Mahcupluk İmtihanı - Омер Сейфеддин страница 4

Жанр:
Серия:
Издательство:
Mahcupluk İmtihanı - Омер Сейфеддин

Скачать книгу

denize atacaktım. Hâlâ kasanın üstünde duruyor. Unutmuşum. Bu kitabın herhangi bir sahifesini Müstemend’e okuturuz. Eğer dinleyen kızarmazsa bizim işimize gelmez.

      Hayranzade: Hakikaten çok iyi bir imtihan.

      Peride: Dahası var. Ben kalkar, adayın yüzüne dik dik bakarım. Namuslu ise yine kızarır, yere bakar. Yok güler, yılışırsa namussuz olduğunu anlarız.

      Hayranzade: Pekâlâ, pekâlâ Peride’ciğim. Erkeklerin içinde vallahi sizin gibi akıllı, âlim, mütefekkir yoktur. Ah bu erkekler, kendim de dahil olduğum hâlde söylerim, hepsi eşektir. Ben feministim!

      Peride: Feminist mi?

      Hayranzade: Şüphesiz feministim. Kadınlara erkeklerden ziyade hürriyet verilmesi taraftarıyım! Mesela işte görüyorsunuz ya! Yazıhanemin en büyük memuru sizsiniz. Hatta kâtipleri de sizin gibi kadın intihap etmek istiyorum. Siz istemiyorsunuz!

      Peride: Ben feminist değilim! Doğru, kadınlarla çalışmak hiç işimize gelmez. Ne üstümde, ne altımda bir kadın bulunmasına tahammül edemem. Mafevkim de erkek olmalı, madunum da… Mademki ben kâtiplerimin amiriyim, hepsinin erkek olmasını isterim.

      Hayranzade: Öyle ise bu noktai nazara göre ben de feminist değilim!

      (Müstemend girer)

      SEKİZİNCİ MECLİS

      Evvelkiler, Müstemend

      Müstemend: (Hayranzade’ye) Biri gelmiş sizi görmek istiyor.

      Peride: (Hiddetle ayağa kalkarak) Ne demek bu? Nasıl olur bu?

      Müstemend: (Yılışık) Ne, nasıl olur?

      Peride: Ben görmeden birisi patronu nasıl görür?

      Müstemend: Bayağı!

      Peride: Halt etmişsin. Kaba, katil herif! Şemi Beyin babasını bile öldürmek istiyormuşsun! Yine seni affetmişler. İşte öğren! Ben burada müdireyim. Patronu görmek isteyen evvela beni görür. Eğer münasipse ben onunla görüştürürüm.

      Hayranzade: Doğru

      Müstemend: O hâlde?

      Peride: Müracaat edenleri evvela bana göstereceksin!

      Müstemend: Pekâlâ efendim.

      Peride: (Hayranzade’ye dönerek) Siz odanıza teşrif ediniz. Ben de işimle meşgul olayım.

      Hayranzade: Başüstüne! (Kalkar odasına gider.)

      Peride: (Müstemend’e) Haydi çabuk! Müracaat edeni buraya getir! (Müstemend çıkar; genç, güzel bir delikanlıyı içeriye sokar)

      DOKUZUNCU MECLİS

      Peride, Sermet, (Müstemend keyifli)

      Peride: (Müstemend’e) Haydi sen dışarıya, arş! (Müstemend başını sallayarak çıkar) İlanları okudun mu Sermet’çiğim?

      Sermet: Okudum cicim. İşte hemen koştum.

      Peride: Daha başkaları gelmedi ama gelirler. Gel bakayım seni bir öpeyim! (Sarmaş dolaş, intizar odasının önündeki kanepeye otururlar) Ha şöyle. Artık hep burada sevişiriz, kimse bizi görmez. (Yavaşça intizar odasının kapısı açılır. Müstemend’in kafası görülür) Patronun adını biliyor musun?

      Sermet: Hayvanzade mi ne imiş?

      Peride: (Bir kahkaha atarak) Tamam, hayvanzade. Bir Hayvanzade oğlu Hayvanzade… Sakın beni ondan kıskanma. Budala ihtiyarın biri. Ben habire alay ederim.

      Müstemend: Aşk olsun Müstemend… (İşitmezler)

      Sermet: Bakalım beni kâtipliğe kabul edecek mi?

      Peride: İmtihanla kuzum bu…

      Sermet: Aman Peride’ciğim, imtihan filan deme. Ben imladan bile imtihan olamam. Sıfır alırım.

      Peride: Hayır canım öyle imtihan değil.

      Sermet: Ya nasıl?

      Peride: Yani mahcup musun değil misin, yani hayalı mı hayasız mı? Onu bir deneyeceğiz.

      Sermet: Nasıl?

      Peride: Sana öğreteyim. Evvela Hüseyin Rahmi’nin bir romanından iki üç satır okuyacağız. Sen kıpkırmızı ol, elini yüzüne kapat, icap ederse bayıl arka üstü düş…

      Sermet: Arka üstü düşmek kolay, fakat kızarmak nasıl olur?

      Peride: Daha kolay! Kitap okurken sen ıınırsın.

      Sermet: Iınmak ne demek?

      Peride: Soluk almadan geriniyormuş gibi nefesini içinde zaptedip kendini sıkmak! İşte böyle (Kendi kendini sıkar, yüzü kıpkırmızı olur.)

      Sermet: Aman Peride’ciğim. Yanakların kanayacak, bırak.

      Peride: (Geniş bir nefes alarak) Hatta ben mahcubiyetimden kızarmak değil, gözlerimden ulam ulam yaş döktürebilirim.

      Sermet: Tabi sen kadınsın, kadında haya hissi pek kuvvetlidir.

      Peride: Tabi! Yani ciğerler, teneffüs boruları kuvvetli. Şimdi imtihan programını öğrendin ya?

      Sermet: Öğrendim.

      Peride: O hâlde kalk. Seni salona götüreyim. Kütüphaneyi gör, balkonu gör. Ben hep bu balkonda otururum. Bütün İstanbul ayağımız altındadır. Tıpkı yangın kulesi gibi. Haydi gel! (Sarmaş dolaş kalkarlar salona geçerler. Müstemend dinlediği aralık kapıdan çıkar)

      ONUNCU MECLİS

      Müstemend sonra Hayranzade

      Müstemend: Oh yaşayın! Hakikaten herif Hayvan-zade. Amma ne olursa olsun bu oyunu kendisine söyleyeceğim. (Tam giderken Hayranzade’nin hususi odasının kapısı açılır, karşı karşıya gelirler)

      Hayranzade: Nerede Peride Hanım?

      Müstemend: (Gülerek) Bil bakalım.

      Hayranzade: Söyle ulan Müstemend.

      Müstemend: (Darılarak) Yine ulan ha?

      Hayranzade: Bıktım senin bu gücenmenden. Nerede Peride Hanım diyorum.

      Müstemend: Seni görmeye gelenle salona girdiler. Galiba imtihan oluyorlar.

      Hayranzade: Ne imtihanı? Gevezeliği bırak be herif. (Salonun kapısına doğru yürür, Müstemend önüne geçer.)

      Müstemend: Dur, sana bir şey söyleyeceğim.

      Hayranzade: Ne var?

      Müstemend: Bu kız seni eşek yerine koyuyor.

      Hayranzade:

Скачать книгу