Kardeş Sesler 2015. Анонимный автор

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kardeş Sesler 2015 - Анонимный автор страница 6

Жанр:
Серия:
Издательство:
Kardeş Sesler 2015 - Анонимный автор

Скачать книгу

şiir gibi rüyalar.

      Şair olmak istiyorum,

      Ressam ve yazar.

      Şiirler, resimler düşsün içime,

      Şiir gibi olsun, zamanlar ve sevdalar.

      Şiir gibi aksın,

      Kalemim kâğıdın üzerinde.

      Şiir gibi yürüsün,

      Ayaklarım yeryüzünde.

      Şiir ile resim ile müzik ile

      Söz ile saz ile hâl ile

      Bir anlaşma yapayım kalpten,

      Şiir gibi aksın, yarın, içime.

      Şiir olmak, renk olmak, musiki olmak,

      Dengeyi bulmak istiyorum.

      Ben mutluluğu değil, acıyı değil,

      İnsanı ötelere iten söz olmak istiyorum.

      Benim derdim şiir ile

      Söz ile çizgi ile

      Benim derdim, olup biteni anlamak ile

      Derdim bana yoldaş, bir çizgi ile bir şiir ile.

      Şiir gibi her şey, bu oluşlar,

      Nasıl anlatsam ah, yetmiyor sözler,

      İçim bir gün alev alev yanardağ,

      Bir gün süt liman dokunuşlar.

      Çare yok,

      Başka yol yok,

      Akıl ve mantık beri dur.

      Şiir gibi olmaktan başka çare yok.

      Hey! Siz büyük ressamlar,

      Şair ve bestekârlar,

      Eşsiz eserler ile tarihe yazılanlar.

      Şiir gibi miydi her şey?

      Yoksa elinizde sadece eserler mi var?

      (Avrasya Yazarlar Birliği, Edebiyat Akademisi, Şiir Atölyesi, 2015)

      SORULAR

      Sahi! Sorular nereye sorulur?

      Cevaplar nasıl duyulur?

      Bu güneş, bunca kar ve yağmur,

      Bunca oluşlar, dokunuşlar.

      Bunca zamandır omzuma neden dokunur?

      Sen de ve ben de,

      Hayat başka başka dillerde,

      Son durağı olmayan bir tren yolculuğunda,

      Vagonlar dolusu düşünceyle,

      Gidiyoruz tam gaz bilinmeyene.

      Akıntıda bir mola.

      Karaya oturdu kayık.

      Akıp giden bunca şey ne de karışık.

      Akıntı da, akan da karışık.

      Kafam çok karışık.

      Sorular ah sorular.

      Bebek ile katil aynı cümlede.

      Sevgi ve nefret, sen ve ben,

      Elimizde mi, dilimizde mi, nerede,

      Cevaplar cevaplar hangi sırlı köşede.

      (Avrasya Yazarlar Birliği, Edebiyat Akademisi, Şiir Atölyesi, 2015)

      EVİM

      Dört duvar arası.

      Kimi zaman cennet mağarası,

      Bazen de keder yarası,

      Ocağım, bucağım, damım orası.

      İçindeyim,

      İki melek arası, bir de hayat yoldaşı,

      Sabahındayım, akşamında,

      Cennet ile cehennem arası, dünya hatırası.

      Kiracıyım ben, kiracı,

      Evimin de kiracısı.

      Göçen hiç kimse de kalmadı ki tapusu ve harcı.

      Ev denen bu yuva, kalbimin harcı.

      Rüyalarımda, hayallerimde ve imanımda,

      İnşa ettim alın terlerimde, hayat arkadaşımla.

      Yaradan yarattı, uzattı yollarıma.

      Evim de bir ocak,

      Mutluluk kaynatır biz, bir oldukça.

      Olmayana oldursun Mevla,

      Bir kutlu yuvaya kondursun Mevla,

      Eller ve kalpler buluşsun sema da.

      Nice hayırlar buldursun Mevla.

      (Avrasya Yazarlar Birliği, Edebiyat Akademisi, Şiir Atölyesi, 2015)

      YOL

      Önüme uzanmışsın,

      Yarınım olmuşsun,

      Benim suçum ne?

      Ben sana değil, sen bana yol olmuşsun.

      Kimi yerde bir yere varıyorsun.

      Bazen ulu orta bırakıyorsun.

      Düğümleniyorsun.

      Karışıp duruyorsun önümde.

      Kimleri getirdin, kimleri götürdün benden,

      Ne zamanlar öldürdün önceden,

      Nereye doğru uzanıyorsun böyle,

      Ürküyorum sonunu göremeyince.

      Bazı sokakların ne güzel,

      Kimi yerde ne mübarekler,

      Ah, olmasa da idi şu zalimler,

      Söyle ey yol, nedir bu haller.

      (Avrasya Yazarlar Birliği, Edebiyat Akademisi, Şiir Atölyesi, 2015)

      Alper ŞENADAM

      6 Mart 1994 İstanbul doğumlu. İlk ve ortaokulu Bahçelievler Atatürk İlkokulu’nda okudu. Bahçelievler Erkan Avcı Endüstri Meslek Lisesi, Metal Teknolojileri Bölümünü bitirdi. Gazi üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları 2. Sınıf öğrencisidir.

      Çaycı Dil, Kültür ve Edebiyat Dergisinin yazı işleri sorumlusudur.

      HİKÂYE:

      Gaza Günü

      GAZA GÜNÜ

      14 Kasım 1808 gecesi:

      Karargâh üstüne zifiri bir karanlık çökmüştü. Eski bir çiftlikten bozma karargâhın etrafında, üçerli gruplar halinde askerler devriye geziyorlardı. “Destur!” diye kaba bir ses yankılandı çiftliğin bahçesinde, ardından bir top sesi. İlk gülle iki katlı konağa ateşlenmişti. Gülle, misafir odasının duvarını delmiş ve iki askeri parçalamıştı. Nefes almadan diğer toplar ateşlendi. Yağmur gibi, gökten şarapnel yağıyordu. Her şarapnel bir candan can alıyordu. Alemdar Mustafa Paşa’nın ordusu fakir köylülerden oluşmuştu. Mustafa Paşa’nın seçtiği askerler, Mevlevi ya da

Скачать книгу