Doğumunun 100. Yılında Cengiz Dağcı'ya Armağan. Анонимный автор

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Doğumunun 100. Yılında Cengiz Dağcı'ya Armağan - Анонимный автор страница 26

Жанр:
Серия:
Издательство:
Doğumunun 100. Yılında Cengiz Dağcı'ya Armağan - Анонимный автор

Скачать книгу

insanlar, töküldi al qanlar,

      Qalqanlar tübünde qırıldı qılıçlar.

      İç aman körmedi şu Pontnıñ yalısı,

      Ne Polâk toprağı, ne Tuna yalısı.

      Saraydan İdilge, İdilden Tunağa

      Barğancek yolları boyadı al qanğa.

      İnanıñ dostlarım, körgenim – bu saray,

      Keçmişi qaradır değenim – bu saray.

      ……………………………………

III

      Mına şu mezarlıq, mına şu Geraylar…

      Sarıqlı baş taşlar közüme qaraylar.

      Sessiz ve soluqsuz men kirem… dolanam,

      Mezarlar taşına tayanam, oylanam…

      Közüme baqalar duyğusız dürbeler,

      Bizlerni qurtar, dep ellerin bereler.

      Çekiliñ kenarğa! Men başqa insanım!

      Canım da qanım da başqadır, inanın!

      Asırar keçtiler, asırlar keçerler,

      Asırnı quvalap asırlar kelirler!

      Lâkin sen de Geray, mezardan turmazsıñ,

      Turıp da bir daa sarayğa barmazsıñ.

      Minmezsiñ bir daa o cüyrük atıña,

      Kiyinip-quşanıp çıqmazsın yatıña.

      Aremler boyunda hanımlar beklemez,

      Derdini sökerek, türküler söylemez.

      Özüñnen beraber künüñ de yanıñda,

      Yaşa sen onıñnen zevq-safa sür anda.

IV

      Çoq defa dolanıp aremler boyunda,

      Oturup oylanıp mezarlar yanında,

      Men keldim o “Köz yaş çeşmesi” qarşına,

      Men baqtım o qıznıñ tökken köz yaşına.

      Dedim men:” Mariya! Aydı, tur, ağlama,

      O qanlı köz yaşnen tilimni bağlama…”

V

      Otırdım mermerden çeşmeler taşında,

      Camiler utanıp baş eğdi qarşımda.

      Deñişti er taraf, denişti divarlar,

      Deñişti istekler, denişti duyğular.

      Saraynı dolanmaz Osmanlı Sultanlar,

      Sarayda toqtalmaz aytuvlı kervanlar.

      Olğanlar ölgendir, bir daa tirilmez,

      Tur da, kel deseñ de, bil ki sen, o kelmez.

1940 (Sevdiğim Yalta, s. 202-204)

      Cengiz Dağcı ülkemizde önce romanları ile tanınmıştır. 1956 yılından itibaren Varlık Yayınevi tarafından yayınlanmaya başlayan eserleri, Kırım ve II. Dünya Savaşı hakkında normal Türk okurunun pek gündeminde olmayan olay ve fikirleri de içermekteydi.

      Dağcı’nın kişiliği, eserlerinin yayınlamaya başlamasından itibaren büyük ölçüde roman kahramanları ile birbirine karışmakta idi. Haluk’un Defterinden ve Londra Mektupları (1996), Yansılar 1-5 (1988-1994) serisi ve Hatıralarda Cengiz Dağcı (1998) gibi eserlerinin yayınlanması ile Dağcı’nın biyografisindeki ayrıntılar ortaya çıkmaya başlar. Bu eserlerdeki ipuçları değerlendirildiğinde, roman kahramanları ile kendi hayatının kesiştiği ve ayrıldığı yerler de belirginleşir. Başlangıçta bir nevi kendi hatıralarının yansıması gibi değerlendirilen romanlarının, aslında kurmaca âleme taşınmış ve orada yeniden inşa edilmiş eserler olduğu daha iyi anlaşılır. Dağcı bu durumu kendisine çok sık sorulan “Sadık Turan19 siz misiniz?” sorusuna verdiği “Hayır o bir roman kahramanıdır.” anlamına gelen cevabı ile vurgular.20

      Sovyetlerin 1990 yılından itibaren dağılması ile Ukrayna’da kalan Kırım’a hâkim olan nisbi hürriyet havası, burada Cengiz Dağcı hakkında çalışmalar yapılmasını da sağlar. 17 Mart 2014 tarihinde Rusya’nın Kırım’ı cebren ilhakına kadar süren bu devrede, hem Cengiz Dağcı’nın eserlerinden bazıları Kırım Tatar Türkçesi ile yayınlanmaya başlar hem de Cengiz Dağcı hakkında bazı eserler ortaya konur.

      Cengiz Dağcı’nın şiirlerinin büyük bölümüne ancak bu dönemde yayınlanan eserler aracılığı ile ulaşmak mümkün olmuştur. Kırımlı iki yazarın hazırladığı iki kitapta, Cengiz Dağcı’nın şiirlerinin önemli bir bölümü toplanmıştır. Bu iki kitapta toplam 39 şiir vardır.21

      Rıza Fazıl’ın hazırladığı kitapta 37 şiir vardır. Yunus Qandım’ın kitabında ise 20 şiir bulunmaktadır. Bu şiirlerin 18’i ortaktır. Yunus Qandım’ın kitabında bulunan 2 şiir, Rıza Fazıl’ın kitabında yoktur. Bunlar eklendiğinde Dağcı’nın iki kitapta toplam 39 şiirinin yer aldığı görülür. Rıza Fazıl’ın kitabındaki 8 şiir Cengiz Dağcı’nın Anneme Mektuplar (Dağcı, 1988) romanında geçen manzumelerden derlenmiştir. Biz bu romanı tekrar gözden geçirdiğimizde Cengiz Dağcı’nın Rıza Fazıl tarafından kitaba alınmayan 7 şiirinin daha bulunduğunu gördük. Rıza Fazıl’ın kitabında bulunan 9 bitmemiş şiire Anneme Mektuplar’da belirlediğimiz diğer 7 parçayı da eklersek, Dağcı’nın 16’sı bitmemiş, 30’u tam şiir olmak üzere, toplam 46 şiirinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Emel Dergisinin Mayıs 2016 tarihinde basılmış Ocak-Aralık 2012’ye ait tek ciltte toplanan 238-241. sayılarında, Cengiz Dağcı’nın bilinmeyen bir şiiri daha yayınlanmıştır (Koçar, 2012: 32-36) “Ant” başlığını taşıyan bu şiirle, şairin şiirlerinin sayısı 47’ye ulaşır.22

      Cengiz Dağcı şiire 1936 yılında, ortaokul öğrencisi iken başlar. Akmesçit’de 13. Tam Ortaokulda öğrencisi olduğu Edebiyat Öğretmeni Safiye Akimova’nın yönlendirmeleri ile ilk şiiri 1936 yılında Gençlik Mecmuasında çıkar. Bu şiir “Kış” adını taşır. Yine aynı yıl aynı dergide “Kart Anay ve Eçkisi” isimli uzun şiiri yayınlanır.

      1939 yılında Bahçesaray’a bir gezi yapar ve Hansarayı’nı gezer. Bu gezinin etkisi altında “Söyleyin Duvarlar” isimli şiirini yazar. Bu şiir de uzun bir metindir. Şiiri Edebiyat Mecmuası editörü Şâmil Alâddin’e verir. Editör, şiirin mevcut haliyle yayınlamasının Cengiz Dağcı’yı hapse götüreceğinin farkındadır. “Söyleyin Duvarlar” 1939 yılında rejime ters düşen mısraları Şâmil Alâddin tarafından değiştirilerek yayınlanır.23 Rıza Fazıl’ın kitabına isim olan “Sevdiğim Yalta” şiiri de 1939 yılında Edebiyat Mecmuasında çıkar.

      Dağcı’nın Bahçesaray’ı gezdikten sonra yazdığı ve Edebiyat Mecmuası editörü Şâmil Alâddin tarafından bazı mısraları değiştirilerek yayınlanan “Söyleyin Duvarlar” şiiri, Kırımlı aydınların yaşamak ve katlanmak zorunda oldukları ikilemi bütün acılığı gösteren bir örnek metindir. Şiirde Cengiz Dağcı ile Şâmil Alâddin’e ait mısralar çok belirgindir.

      Dağcı,

Скачать книгу


<p>19</p>

Korkunç Yıllar ve Yurdunu Kaybeden Adam romanlarının kahramanı.

<p>20</p>

Dağcı Yansılar 2’de bu konuda şunları yazar: “ Edebiyat çevrelerinde çok tekrarlanan bir soru ve soruya ünlü bir cevap var: Floubert’e, Madam Bovary kim? diye sormuşlar; Floubert de Madam Bovary benim diye cevaplamış soruyu. Şimdi ben kalkar da Anneme Mektuplar’ın Saf’ı (veya Topkayacı’sı) benim dersem, okur inanır mı acaba? Korkunç Yıllar’ın ve Yurdunu Kaybeden Adam’ın Sadık Turan’ının Cengiz Dağcı’dan başka bir kimse olmadığına inandılar da, neden Topkayacı’nın Dağcı’dan başka bir kimse olmadığına inanmasınlar? Oysa değilim. Ne Saf, ne Sadık Turan. Ben Cengiz Dağcı’yım. Saf’la, Sadık Turan’larla, Selim Çilingir’lerle hiç mi ilişkim yok? Var tabiî. Onları kendi ruhumda ve kendi hayatımda buldum önce. Varlıklarını kendi içimde taşıdım uzun yıllar. Sonra başkalarının tanımaları gereğini duydum ve özledim ve onları kendi ruhum ve dimağımdan çıkarıp okura sundum. Bu kadar.” (Dağcı, 1990: 136)

<p>21</p>

Rıza Fazıl, Sevdiğim Yalta, Simferepol 15.06.2012, 320 s. (Kitap iki bölümdür. Birinci bölüm Kiril alfabesi iledir. İkinci bölüm ilk bölümün Lâtin alfabesi ile verilmiş şeklidir.); Yunus Qandım, Hatıralarda Cınğız Dağcı, Aqmescit 16.07.2012., 152 s. (Lâtin alfabesi ile neşredilmiştir.)

<p>22</p>

Cengiz Dağcı’nın şiirleri hakkında yapılan etraflı değerlendirmeler için bkz. Salim Çonoğlu, 2017: 265-298; İsa Kocakaplan, 2017: 299-318.

<p>23</p>

Cengiz Dağcı Hatıralarında şiirin Edebiyat mecmuasında yayınlanış tarihi olarak 1939 kışını verir (bkz. Yansılar 2, s. 173), ama Rıza Fazıl’ın kitabında şiirin 1940 yılında yayınladığı kaydı vardır.