Osmanoğulları. Ahmet Cevdet Paşa
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Osmanoğulları - Ahmet Cevdet Paşa страница 10
Anlatıldığı üzere babasının vefatında, kırk altı yaşında iken Osmanlı tahtına geçti. Babasının zamanında başkomutan olarak her işi öğrendi. Tahta geçince babasından kalan beyleri Bursa’ya çağırdı ve onların gönlünü aldı. Onları birer tarafa gönderip hudut boylarında görevlendirdi. Akça Koca’yı İzmit’e, Konur Alp’i Gerede’ye, Akbaş Mahmud’u Karadeniz kıyısına, Abdurrahman Gazi’yi Yalova ve Gemlik tarafına gönderdi. Kendisi de uzun süre kuşatılmaktan harap olan Bursa’nın onarılması, süslenmesi ve diğer devlet işlerinin düzenlenmesi için kısa bir süre orada kaldı. Tahta çıktığı yıl bir oğlu dünyaya geldi. Kendisine Murad Bey adı verildi. Babasından sonra Osmanlı tahtına geçen Hüdavendigâr Gazi’dir. Yine o sırada Samandıra’nın alındığı müjdesi geldi.
Sultan Osman Gazi’nin son günlerinde Konur Alp Bolu, Mudurnu, Konurya ve Akyazı taraflarını; Akça Koca Kandıra, Ermeni Pazarı ve Ayan Gölü yöresini aldı. Sonra ikisi birleşip Kocaeli sancağının ortasında bulunan Samandıra Kalesi’nin fetih hazırlığı içindeyken Sultan Orhan Gazi tahta çıkınca, bu sefer o iki gazi, birlikte Samandıra Kalesi’ni kolayca ele geçirdiler. Tekfurunu tutup yüksek paha ile İznikmid tekfuruna sattılar. Bu kale, Akça Koca’nın eyaletine katılmıştır.
Sonra Akça Koca, Konur Alp ve Akbaş Mahmud birleşti. Beykoz’a kadar geldiler. Kayser, bundan dolayı telaşa düştü. Üzerlerine asker gönderdi. Askeri, Beykoz yakınında bozguna uğramıştır.
O bölgede gazilerin fethettikleri kaleler içinde en önemlisi Aydos Kalesi olup yedi yüz yirmi sekiz yılında Abdurrahman Gazi tarafından fetholunmuştur.
Şöyle ki gaziler bu kaleyi kuşattıkları zaman sağlamlığı nedeniyle fethinin epey zaman alacağı zannedilmişti. Kale tekfurunun güzel bir kızı vardı. Rüyasında bir kuyuya düşmüş ve güzel yüzlü bir yiğidin onu kuyudan çıkarıp güzel elbiseler giydirmiş olduğunu görmüştü. Uykudan uyanınca kale burçlarından savaşı seyrederken gözüne Abdurrahman Gazi ilişti. Rüyasında gördüğü şahıs olduğunu anladı. Hemen ona bir mektup yazıp Falan gece bir miktar arkadaşın ile filan yere gelesin. Kalenin fethini sana kolaylaştırayım, demiş. Abdurrahman da hemen Akça Koca ile görüştükten sonra kararlaştırılan gece bir miktar fedai ile o yere varmış. Kale duvarından ip sarkıtılmış olduğunu görmüşler.
Abdurrahman ipe yapışıp yukarı çıkarak kızla görüştükten sonra arkadaşlarını da iple yukarı alıp hemen arkadaşları ile birlikte kapıcıları öldürmüşler. Kale kapısını açınca Akça Koca da askeri sevk etmiş ve kaleyi ele geçirmişler. Bu kız, bazı ganimetlerle beraber sultanın huzuruna çıkarıldığı zaman Sultan Orhan onu Abdurrahman Gazi ile evlendirdi. Aydos Kalesi’ni ona has olarak verdi. Abdurrahman Gazi’nin bu kızdan Kara Abdurrahman adlı oğlu dünyaya gelmiştir. Yiğitlikle şöhret kazanmıştır. Rumlar, “Kara Abdurrahman geliyor!” diye çocuklarını onun adıyla korkuturlardı.
Kayser-i Konstantiniye, Osmanlılar’ın zaferlerine bakarak Konstantiniye’yi tehlikede görüyordu. Osmanlılar’ın bu yükselişlerini engellemek için asker topladı. Büyük bir ordu ile kendisi başta olarak ileri hareket etmişti. Maltepe civarında Sultan Orhan ile yapılan savaşta askeri bozguna uğradı. Kendisi de yaralandı. Artık gerek İzmit’e gerekse İznik’e karadan yardım etmeyi başaramayacaktır.
İzmit’in Fethi
Akça Koca ile Konur Alp, İzmit’in etrafını fethederek Beykoz’a kadar ilerlemişlerken o bölgenin merkezi olan İzmit’i alamamışlardı. Kalesi çok sağlamdı ve kadın olan tekfuru Balakonya adında bir prenses idi. İzmit hükûmeti ona babasından kalmıştı. Konstantiniye kayserinin akrabası olduğu için kayser tarafından kendisine asker ve silahla yardım edilmekteydi. Kardeşi Kalayon da Koyunhisar tekfuru idi. Ara sıra kalesinin civarında ve Osmanlılar’ın elinde bulunan köylere saldırmaktaydı.
Akça Koca ile Konur Alp ise Sultan Orhan’ı İzmit’in fethine teşvik etmekteydi. Bunun üzerine yedi yüz yirmi sekiz yılında Sultan Orhan Gazi, ordusu ile İzmit üzerine yürüdü. Fakat bu sırada Akça Koca vefat etti. Sultan Orhan’a kararında durması için vasiyet eylemiş olduğu haberi gelince eyaleti Şehzade Süleyman Paşa’ya verildi. Arkasından Konur Alp de vefat etti. Eyaleti, Sultanönü Eyaleti’ne katılarak küçük Şehzade Murad Bey’e verildi. Şehzadenin oraları teslim alması için adam gönderildi.
Akça Koca ile Konur Alp, Ertuğrul Gazi’nin gözde ağalarından idi. Sultan Osman Gazi’nin beyleri arasına girmişlerdi. Komutan olarak büyük fetihler yapıp çok şöhret kazanmışlardı. Onlar vefat edince hudut boylarında birer gedik açıldı. Yerleri birer şehzadenin adı ve şanı ile kapatıldı. Fakat o bölgenin giriş ve çıkışlarını, İzmit Kalesi’nin girilecek köşelerini tamamıyla onlar bilirdi. Bu defa orduya onlar kılavuzluk edeceklerdi.
Bununla beraber Sultan Orhan Gazi, Akça Koca’nın vasiyeti üzere kararında durdu. İzmit üzerine yürüdü. Abdurrahman Gazi esir olan Samandıra tekfurunu İzmit tekfuruna satmak üzere İzmit civarına kadar gelip oranın giriş çıkışlarını görmüştü. Bu sefer öncülük görevini o yaptı.
Orhan Gazi, İzmit Kalesi’ni ablukaya aldı. Koyunhisar üzerine de Kara Ali ve Turgut Alp adlı komutanlar ile bir birlik asker gönderdi. Bu gaziler, Koyunhisar’ı şiddetle kuşatıp sıkıştırdılar. Tekfuru olan Kalayon, hisarın burcuna çıkıp askerine komuta ederken, göğsüne bir ok isabet etti. Kale duvarından aşağı düşünce muhafızlar da korkuya kapılıp kaleyi teslim ettiler.
Kalenin anahtarları ile Kalayon’un kesik başı orduya getirildi ve İzmit Kalesi’ne karşı asıldı. Zaten kuşatmadan sıkılmış olan Balakonya, kardeşinin başını görünce üzüldü. Umudunu da yitirerek, ileri sürülen şartlara göre İzmit Kalesi’ni teslim etti. Sultan Orhan da onu, askerini ve ahaliden isteyenleri gemilere bindirerek İstanbul’a gönderdi. Aydos Kalesi, İzmit’e çok yakındı. Kalmasında bir yarar görülmediğinden yıkılarak mühimmatı İzmit’e taşındı.
Bir müfreze ile Hereke üzerine gönderilen Ali Bey savaşta bir gözünü kaybettiği hâlde asla duraksamadı. Hücum ederek Here-ke Kalesi’ni fethetti. Muhafızlarını öldürdü. Ali Bey, daha sonradan şöhret kazanan Timurtaş Paşa’nın babasıdır.
İzmit güzel bir limandı. Yakınında çok orman vardı. Büyük bir tersane yapımına elverişliydi. Sultan Orhan da tersane inşasını emretti. Fakat gemi yapımını becerebilecek ustaların yetişmesi zamana muhtaçtı.
Sultan Orhan Gazi, İzmit’te camiler, medreseler yaptırdı. Köylerini tımarlara bölerek gazilere verdi. İzmit şehrinin idaresini, Kara Mürsel adlı yiğide vererek kendisi Bursa’ya döndü. Kara Mürsel de bugün adıyla anılan Karamürsel nahiyesini ve Yalakabad denilen Yalova şehrini almıştır. Kısacası Üsküdar tarafında Osmanlı hududu Kartal’a kadar ulaşmıştır.
Alâaddin’in Vezirliği ve Kanunların Yapılması
Sultan Orhan Gazi’nin büyük kardeşi olup, tek emeli Bilecik’teki yalnızlık köşesinde