Cellat. Ахмет Мидхат

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Cellat - Ахмет Мидхат страница 13

Жанр:
Серия:
Издательство:
Cellat - Ахмет Мидхат

Скачать книгу

ki kendisine hem bir kahraman tavrı verişine hem pek âşıkça hüzünlü bakışlarla Stefani’nin kalbini çalmaya çabalayışına göre Fransız tiyatrosunda dram oynamaya gayet yeterli bir aktör olabilme niteliğini kabul ediyorum.”

      “Siz işte böylesiniz. Kimseyi beğenmezsiniz.”

      “Canım, beğenip de kalkıp başına bir zafer tacı koyacak değilim ya?”

      “Onu Stefani’nin minimini elleri koymalıdır.”

      “Hayır Andre’nin zafer tacına, filana hiç ihtiyacı yoktur.”

      “Ben olsaydım pek ihtiyaç görürdüm. Hele Stefani kendi güzel elleriyle taçlandıracak olursa…”

      “Siz olsaydınız daha az şeylere de kabul yüzü gösterirdiniz.”

      “Öyle ya! Öyle ya! Bir el öpmeye bile! Fakat yine konuyu zevzekliğe bozdum Madam! Şu Mösyö Andre Gocafo’nun kimin nesi olduğunu anlamak istiyordum. Matmazel Stefani olsun âşığının ailesini kendisinden sormamış mı?”

      “Bir ara Gocafo isminin bir Rus ismi olması hakkında bazı taraflardan edinilen yorum üzerine, Madam Tonak işin aslını Andre’den sorunca, ‘Hayır, Güneyli ismidir.’ demiş.”

      “Güneyli bir aile, Güneyli! Güneyli! Fransa’nın güneyi, Avrupa ana karasının güneyi! Bir denizin güneyi! Güney Kutbu’na kadar yolumuz açık demek! Sakın Hindistan’ın güney taraflarında yerleşik Brehmen ailesinden bir tür olmasın? Rengi de bir Hintliye övünç kaynağı olacak kadar esmerdir. Ee, acaba Stefani bu Habeş’in nesini beğenmiş? Düğünleri ne zaman oluyormuş?”

      “Orasını bilmem. Hatta nesini sevdiğini de bilmem. Daha doğrusunu isterseniz aralarında nikâha, düğüne sebep olacak şekilde bir sevgi olduğu da bilinmiyor. Madam Tonak diyor ki, Mösyö Andre henüz kızına ciddi bir aşk ilanında bulunmamış. Bazı kere gözlerinden yaş gelirse de ağzıyla sevgisini açığa vurmadığı gibi evlilik sözünü henüz hayale bile getirmiyormuş.”

      “Gözlerinden yaş mı geliyormuş? Zavallı çocukta sinir zayıflığı var deseniz a? Biraz daha artarsa baygınlıklar da gelmeye başlar! Vah minimini Stefani vah! İne ine bu dereceye kadar indin ha? Neydi sendeki o kibir, o azamet?”

      “Ne demek istiyorsunuz?”

      “Ne demek isteyeceğim sanki? Adam böyle şövalyeler tavrında görünmek ve sevgisini itiraf etmekten bile çekince göstermek gibi tavırlarla çeyizsiz, parasız bir kızı… Fakat yine de itiraf ederim ki güzel bir kızı baştan çıkarıp en sonunda kendisine metres edecektir.”

      “Aa! Mösyö! Ne diyorsunuz Allah aşkına!”

      “Ben dediğimi de diyeceğimi de bilirim Madam!”

      Delikanlı ile yaptığı konuşma uzayıp gittiği ve diğer taraftan ise ev sahibesini arayanlar çoğaldığı için ev sahibesi sözü keserek diğer salonları dolaşmaya gitti.

      Hâlbuki Tonak ailesi ile Andre Gocafo hakkında söylenen sözler ve yapılan yorumlar sadece bundan da ibaret değildi. Öte tarafta birisi ihtiyar ve ikincisi orta yaşlı olan üç efendi de baş başa vererek Tonakları ve Andre’yi gözden ve dikkatten uzak tutmamakla beraber, Mösyö Pol Tonak’ın ilan ettiği iflasın mutlaka düzmece bir şey olması gibi, Stefani’nin şu yabancı delikanlı ile âşıktaşlık yapmasına izin vermesinin de, aşk ve sevda ile kocaya varacak olan kıza, çeyiz olarak bir frank bile vermek gerekmeyeceği yorumundan dolayı olduğunu ve biçare Stefani, şimdiye kadar kendisine damat adayı olan bunca soyluları geri çevirmiş olduğu hâlde besbelli babasının kendisine bir para çeyiz vermemiş olduğu için sadece iyilik ve güzelliğiyle kendisini şu Arap’a beğendirmeye çalıştığını söylerler ve bunlar Andre Gocafo’nun ya Lübnan dağlısı bir Arap veyahut Mısırlı bir Kıpti olmasına hiç şüphe etmezlerdi.

      Sözün özü, salonda bulunanların hepsi için konu açma ve söyleşme kaynağı Tonaklarla Andre olup, söyleşmekte olanların tümü de konularını bunların kötülenmesine ve çekiştirilmesine ayırmıştı. Yalnız iki kocakarı vardı ki hem de kral taraftarı olduklarından dolayı Pol Tonak’ı hiç sevmedikleri ve kocakarı oldukları için genç kadınların aşk mutluluklarını mutlaka kıskanmaları lazım geldiğinden, tam bir tarafsızlıkla Andre ile Stefani’nin birbirlerine pek yakışan karı koca olacaklarını kabul ediyorlardı. Birisi dedi ki:

      “Kızın çeyizi olmamasında hiçbir sakınca yoktur. Delikanlı zenginceymiş ya işte! Aralarında sevgi olduktan sonra servet hangi tarafın serveti olsa yine mutlu olurlar. Gelgelelim delikanlının ailesinin meşhur ve tanınmış olmaması endişe vericidir.”

      “Hayır hemşirem! Onda hiçbir sakınca yoktur. Sıklıkla, en büyük ailelerden gelen gençler kendilerine beğendikleri gibi bir eş arayıp bulmak için isimlerini değiştirerek Avrupa’yı gezerler. İhtimal ki bu delikanlı da öyle bir şeydir.”

      Bir aralık içerideki odaların birisinden gelen müzik sesi bir vals işareti verdi. Herkes kendisine dans için birer bayan bulmaya saldırdı.

      Ev sahibesiyle konuştuğunu gördüğümüz delikanlı da gerek Stefani’ye zaten heveskâr bulunmasından ve gerek Andre ile olan ilişkisini biraz daha yakından görmek merakına düşmesinden dolayı Stefani’nin yanına giderek “Matmazel! Bir başkasına söz vermediniz ise sizi valsa bendeniz davet edebilir miyim?” dedi.

      Matmazel Tonak tereddüt etmeksizin olumlu cevap verdi. Delikanlı kendi kendisine dedi ki:

      “Acayip! Andre’nin yüzüne bakıp da izin verip vermeyeceğini tavrından yoklamaksızın kabul etti! Demek oluyor ki Andre’ye hiç bağlılığı yoktur.”

      Matmazel Tonak, birkaç delikanlı ile sırasıyla oynadıktan sonra en sonunda Andre ile de birkaç defa dönmekten ibaret bir dans etti ki, şu durum salonda birçok kimseyi de şaşkınlık içinde bıraktı.

      Söz konusu şaşakalanlar arasına kızın annesi de dâhil oldu. Kız danstan geri döndüğü zaman yavaşça kulağına dedi ki:

      “Mösyö Gocafo hakkındaki davranışın pek doğru olmadı. Sakın delikanlı bu davranışa alınmasın?”

      “Ah anacığım keşke alınsa! Keşke beni bundan dolayı azarlamış da olsa, heyhat!”

      “Öyle ise sana sevgisi olduğuna dair ettiğimiz tahminler, gördüğümüz belirtiler boştur.”

      “Hayır anacığım! Mutlaka beni seviyor. Çıldırıyor. Ancak bu sevdasını gizlemekte ve inkârda olanca kuvvet ve kudretini harcıyor.”

      Annesiyle şu sözleri söyleştikten sonra Stefani, Andre ile de şu sözleri konuştu:

      “Sizinle en sonra oynayışım annemin merakını çekmiş. Şayet gücenmiş olmayasınız diye merak ediyor.”

      “Estağfurullah Matmazel! Sizinle oynamak şerefine benden önce şu salonda bulunanların hepsi layıktır. Ben ise en sonra oynamak şerefine ulaşabilmeyi bile kendim için çok görürüm. Ben de buna layık değilim.”

      “Niçin daima böyle söylüyorsunuz Mösyö Gocafo?”

      “Sizi

Скачать книгу