Kuzin Bette. Оноре де Бальзак

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kuzin Bette - Оноре де Бальзак страница 4

Жанр:
Серия:
Издательство:
Kuzin Bette - Оноре де Бальзак

Скачать книгу

öğretmenler tuttum, eğitim gördü. Elbette ki onu meşgul etmek lazımdı. Bundan başka, onun hem babası hem de velinimeti, açıkçası âşığı olmak istiyordum! Hem bir hayır işlemek hem de bir metres edinmek… Beş yıl mutlu yaşadım. Küçüğün bir tiyatroya servet olacak sesi vardı, onu ancak Etekli Duprez4 diyerek vasıflandırabilirim. Yalnız şarkıcı olarak yeteneğini geliştirmek bana yılda iki bin franga mal oldu. Beni delice bir müzik âşığı etti, onunla kızıma İtalienslerde5 bir loca kiraladım. Oraya sırayla, bir gün Célestine’le gidiyordum, bir gün de Josépha ile…”

      “Ne? Şu meşhur şarkıcı mı?”

      “Evet, madam!” diye Crevel gururla devam etti. “Şu meşhur Josépha her şeyi bana borçludur… Nihayet küçük, 1834’te yirmi yaşına basınca onu ölesiye kendime bağladığımı sanarak ki kıza çok da tutkundum, eğlendirmek istedim. Talihi kendisininkine az çok benzeyen küçük bir aktrisi, Jenny Cadine’i görmesine müsaade ettim. Bu aktris de her şeyi, kendisini özene bezene meydana çıkaran bir hamiye borçluydu. Bu hami de Baron Hulot idi.”

      Barones sakin, renk vermeyen bir sesle “Biliyorum mösyö…” dedi.

      Gittikçe şaşkınlaşan Crevel “Ya!” diye bağırdı. “İyi güzel! Ama canavar herifin Jenny Cadine’i on üç yaşında himayesine aldığını da biliyor musunuz?”

      “Ya, öyle mi mösyö, eee sonra?” dedi Barones.

      “Jenny Cadine gibi Josépha da…” diye eski tacir devam etti. “Birbirleriyle tanıştıkları zaman yirmi yaşında olduğu için 1826 yılından beridir Baron, XV. Louis’nin Matmazel Romans ile oynadığı karşılıklı rolü oynuyordu. Hem o zaman siz on yaş daha genç…”

      “Mösyö, Mösyö Hulot’yu serbest bırakmakta benim de kendime göre birtakım düşüncelerim vardı.”

      Crevel, Barones’in yüzünü kızartan kurnazca bir eda ile “Madam, şüphesiz ki bu yalan, işlediğiniz bütün günahları silmeye kâfi gelecek size cennetin kapılarını açacaktır.” diye karşılık verdi. “Yüksek ve tapılası kadın, bunu başkalarına söyleyiniz, Crevel Baba’ya değil; iyi biliniz ki o, dörtlü ziyafetlerde, hiç kıymetinizi bilmeyen kocanız olacak hainle çok zaman bir arada bulunmuştur. İki kadeh arasında, bazen bana güzelliğinizi anlatarak kendisini ayıplardı. Oh! Sizi çok iyi tanıyorum. Siz bir meleksiniz. Herhangi bir hovarda yirmi yaşında bir genç kızla sizin aranızda tereddüt ederdi ama ben tereddüt etmem.”

      “Mösyö!..”

      “Peki, susuyorum… Ama biliniz ki mübarek ve yüksek kadın, kocalar çakırkeyif oldular mı eşleri hakkında metreslerini katılırcasına güldürecek şeyler anlatırlar.”

      Madam Hulot’nun güzel kirpikleri arasından damlayan utanç yaşları millî muhafızın birdenbire sözünü kesti, artık hazır ol vaziyeti almayı da düşünmedi:

      “Devam ediyorum.” dedi. “Baron’la ben birbirimize yosmalarımız sayesinde bağlandık. Baron, bütün eğlence düşkünü insanlar gibi, sevimli, gerçekten babacandır. Oh! Bu maskara ne kadar hoşuma gitti! Aman Tanrı’m ne yaman buluşları vardır… Neyse, bırakalım bu hatıraları… İki kardeş gibiydik.”

      “Régence Devri’nin adamı, o hain, beni bozmaya, kadınlar hakkında bana ortaklık vaazları vermeye, bana soylu fikirler aşılamaya, beni kafese koymaya çalışıyordu. Ama bilir misiniz, küçüğümü, çocuk sahibi olmaktan korkmasam, onunla evlenmeyi düşünecek kadar çok seviyordum. Bizim gibi dost olmuş iki baba varken çocuklarımızı evlendirmeyi düşünmediğimize nasıl hükmedebilirsiniz? Oğlunun Célestine’imle evlenmesinden üç ay sonra, Hulot (Bu kelimeyi nasıl telaffuz ediyorum, bilmem, alçak! Çünkü ikimizi de aldattı, madam.) evet, alçak, Josépha’yı elimden aldı. Bu hain, başarıları artık ayyuka çıkan Jenny Cadine’in kalbinde kendi yerini, genç bir devlet müşaviriyle, bir artistin (Kızcağızın elinden bu kadarı gelmiş!) aldığını biliyordu. Beni zavallı küçük metresimden, o cici bici kadından mahrum etti; şüphesiz, bu kadını, Hulot’nun itibarı sayesinde girdiği Italienslerde görmüşsünüzdür. Kocanız, bir nota kâğıdı gibi doğru olan benim kadar tutarlı değildir. Kendisine yılda aşağı yukarı otuz bin franga mal olan Jenny Cadine de epey para sızdırmıştı zaten. Şimdi de biliniz ki madam, iflasını Josépha ile tamamlıyor. Madam, Josépha bir Yahudi’dir, asıl adı Mirah’tır. Josépha adı Hiram’ın harflerinden türemiştir. Bu, kadını anlatabilecek İsrailî bir parola. Çünkü o, Almanya’da terk edilmiş bir çocuktur. Yaptığım araştırmalar onun zengin bir Yahudi bankerin gayrimeşru kızı olduğunu gösteriyor. Tiyatronun, bilhassa Jenny Cadine’in, Madam Schontz’un, Malaga’nın, Carabine’in şerefli ve masrafsız bir yolda tuttuğum bu küçüğe ihtiyarları kullanma tarzı hakkında öğrettikleri şeyler, onda ilk İbranilerin altına, mücevherlere, altından öküze karşı duydukları içgüdüyü ortaya çıkarmıştır. Yedikçe yiyesi gelen meşhur şarkıcı zengin, çok zengin olmak istiyor. Hem kendisine avuç dolusu harcanandan da metelik harcamıyor. Kendini ilk önce Hulot Efendi üstünde denedi, onu iyice yoldu, hem de sapına kadar yoldu! Bu kara bahtlı, meçhul âşıkları bir tarafa, Josépha’ya deli gibi âşık olan Kellerlerden birine, Marki d’Esgrignon’a karşı mücadele ettikten sonra, sonunda sanat hamisi şu fevkalade zengin Dük tarafından bu kadının elinden kapıldığını görecektir. Durun bakayım, adı neydi onun? Şu cüce, canım? Hah! Dük d’Herouville. Bu asilzade, Josépha’ya tek başına sahip olmak iddiasındadır. Bütün kibar fahişeler âlemi, onu ağzından düşürmüyor; hem de Baron bunların farkında bile değil. Koca gibi, âşık da her şeyi en geç öğrenen insandır. Şimdi, haklarımı anlıyor musunuz sultanım? Kocanız beni saadetimden, dulluk günlerimden beri sahip olduğum biricik sevinçten etti. Evet, gençlik taslayan bu ihtiyara rastlamak bahtsızlığına uğramasaydım hâlâ Josépha’ya sahip olacaktım çünkü ben, anlıyorsunuz, onu tiyatroya sokmayacaktım; cahil, uslu ve bana sadık kalacaktı. Oh! Onu sekiz yıl önce görseydiniz, ince ve sırım gibi, teni tam manasıyla Endülüslü bir kadınınki gibi altın renkli, saçları siyah ve saten gibi parlak, şimşek çakan uzun kumral kirpikli gözleri, hareketlerinde bir düşes inceliği, fakirlik alçak gönüllülüğü, namuslu bir şükran hissi, vahşi bir geyik kibarlığı… Hulot Efendi’nin hatası yüzünden bu güzellikler, bu saflık şimdi para kapmaya, para sızdırmaya yarıyor. Yavrucak bugün, tam manasıyla bir günahkârlar kraliçesidir. Nihayet, herkesle düşüp kalkıyor; o ki hiç, hiçbir şeyi, hatta bu kelimeyi bile bilmezdi!”

      Bu anda, eski ıtriyatçı gözlerinden akan birkaç damla yaşı sildi. Bu ızdırabın samimiliği Madam Hulot’ya dokundu, onu daldığı hülyadan uyandırdı.

      “Madam, insan elli iki yaşında mı böyle bir hazineyi bulur? Bu yaşta aşk, yılda otuz bin franga mal olur. Sayıyı kocanızdan öğrendim, hem ben Célestine’imi mahva sürüklemeyecek kadar çok severim. Bizim için verdiğiniz ilk partide sizi görünce Hulot haininin Jenny Cadine’le münasebette bulunmasına akıl erdiremedim… Bir imparatoriçe tavrınız vardı. Otuz yaşında değilsiniz madam…” dedi. “Gözüme genç görünüyorsunuz, güzelsiniz. Namusum hakkı için o gün üzüldüm; kendi kendime ‘Josépha’m olmasaydı…’ demiştim. ‘Mademki Hulot Baba karısını yüzüstü bırakıyor, ben de bu kadını bir eldiven gibi elime giyerdim.’ Ah! Affedersiniz! Bu, eski devrimden kalma bir kelime. Itriyatçı ben zaman zaman hortlar, mebusluğun icaplarına uymaktan beni alıkoyar. Baron tarafından alçakça

Скачать книгу


<p>4</p>

Gilbert Louis Duprez, Fransız tenor.

<p>5</p>

“Théatre Italien” de denir. Paris’in eski tiyatrolarından biridir.