Mutluluk Doktoru. Dr. Ecz. Metin Uyar

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Mutluluk Doktoru - Dr. Ecz. Metin Uyar страница 5

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Mutluluk Doktoru - Dr. Ecz. Metin Uyar

Скачать книгу

size tanıdık gelenler var mı?

      • İçinden hayır demek geldiği zamanlar olsa da, her şeye evet diyorsun.

      • Uygunsuz bir şaka duyduğunda şakayı yapan kişiye bunun uygunsuz olduğunu söylemek yerine şakaya gülüyor ya da hiçbir şey söylemiyorsun.

      • “Zamanım yok” bahanesini kullanıyorsun, oysa zamanın var ve asıl sebep bu değil, ilgilenmiyor oluşun.

      • Kötü ya da hoşa gitmeyeceğini düşündüğün yanlarını arkadaşların seni aramaya devam etsin diye onlardan gizliyorsun.

      • Marka eşyaları kaliteli oldukları için değil, sadece markası için satın alıyorsun.

      • Anksiyete bozukluğu ya da depresyon yaşasan, bir felaketmiş gibi davranmasını ya da bir daha konuşmamasını istemeyeceğin için, bu durumu arkadaşınla paylaşmazsın.

      • Sağlıksız bağımlılıkların var.

      • Kendini sanki sahteymiş gibi, hayatın içinde mekanik bir şekilde yaşayıp gidiyor gibi hissediyorsun. Hepimiz en azından bir maddede kendimizi bulmuşuzdur değil mi?

      Başkası Olma Kendin Ol

      İngiliz milletvekili Caroline Lucas, The Guardian gazetesi kendisinden genç kadınlar için kariyer tavsiyeleri istediğinde, belki de en akılda kalıcı olan yanıtı vermiş: “Kendiniz olun ve bunun için asla özür dilemeyin.” (Be yourself and never apologize for it) Devamı ise şöyle: “Bu, zaman içinde kendinizin farklı versiyonları olabileceğiniz anlamına da geliyor. Umarım her birini seversiniz…”15

      Kendimizin farklı versiyonları? Nasıl yani? İşte düştüğümüz tuzaklardan biri, ‘ben’i tek ve sabit olarak algılamak. Ne kadar çok kez duymuşuz ya da söylemişizdir bir düşünün: “Ben öyle bir şey yapmam”, “O öyle biri değil”, “Kulağa hiç sen gibi gelmiyor…” Ben dediğimiz, yaşadıklarımızla, deneyimlerle, değişen dünyayla sürekli olarak değişen, gelişen, çok fazla yönü olan ve diğer tüm insanlar gibi kusursuz olmayan bir ‘ben’. Tabii bu demek değil ki prensiplerimiz, inançlarımız, yapmayacağım deyip yapmadığımız şeyler olamaz. Sadece algoritması ne emrederse onu yapan bir robot gibi sınırları belli, tek bir ‘ben’ değiliz. Dolayısıyla ‘kendin’ olmak için dışarıda bir yerde ‘ben’i aramanın derdine düşmek de anlamsız. Aranılan bir tane değil ki…

      Her insan eşsiz, özel, farklı olmayı ister. İşte bu farklılık da aslında kendin olmakla birlikte geliyor. Birçok alanda öncü olanların, adını hafızalara kazımayı başaranların geldikleri noktalara bu eşsizlikleri sayesinde geldiklerini paylaşmaları tesadüf değil. Örneğin Apple’ın kurucusu Steve Jobs, “Zamanınız sınırlı, o yüzden onu başkasının hayatını yaşayarak harcamayın. Dogmanın tuzağına düşmeyin. Yani başka insanların düşünüp buldukları sonuçlarla yaşamayın. Başkalarının fikirlerinin sesinin, sizin iç sesinizi bastırmasına izin vermeyin. Ve en önemlisi, kalbinizi ve sezgilerinizi takip edecek cesaretiniz olsun. Onlar bir şekilde gerçekten ne olmak istediğinizi çoktan biliyor oluyorlar,” diyor. Hindistan’ın bağımsızlık hareketinin siyasi ve ruhani lideri olan Mohandas Gandhi’ye göre de mutluluk “Düşündüğün, söylediğin ve yaptığının uyum içinde olması” ile elde ediliyor.16

      Alıntılar için çok uzağa gitmeye gerek yok aslında. Ülkemizin megastar lakaplı şarkıcısı Tarkan’ın ünlü bir şarkısında da geçiyor bu bölümün adı. “Başkası olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin.”

      Kendinin Arkadaşı Ol

      Özgüven, kendini ne kadar değerli bulduğun ve bunun sonuçlarıyla ilgili bir kavram. Örneğin kendini çok güzel, çok başarılı, değerli buluyorsun veya karşına çıkan güzellikleri hak etmediğini, yetersiz olduğunu, başarısız olacağını düşünüyorsun. Her halükârda, yargıcın sensin ama hükmünü verirken ne kadar tarafsızsın, işte o kısım sorunlu olabiliyor çünkü kararı gerçeklerle değil de nasıl algıladığınla verebiliyorsun. Senin başarısız dediğin skor, bir başkasının kendini usta ilan ettiği skor belki de… Senin çirkin bulduklarınsa, öteki için güzelin sınırları dahilinde. İnandığımız şeyler davranışlarımızı, davranışlarımız da çevremizi ve kurduğumuz dünyayı etkiliyor. Özgüvenle mutluluk arasında güçlü bir bağ olduğunu doğrulayan pek çok araştırma mevcut. Özgüveni yüksek insanların daha mutlu olduklarını açığa çıkaran çalışmalar var. Ayrıca araştırmalarda özgüvenli insanların daha optimist ve motive oldukları, depresyon, anksiyete ve olumsuz ruh hallerine, düşük özgüvene sahip insanlara kıyasla daha az yatkın oldukları sonuçlarına ulaşılmış.17 Tabii düşük özgüven gibi özgüvenin çok yüksek olması da negatif sonuçlar doğurabiliyor. Narsisistler en mutlu insanlar değil, hatta genelde şişkin egoları ve bencil davranışlarıyla insanları çevrelerinden uzaklaştırıyorlar.

      Kendine inanmak ve güvenmek dediğimizde, en basit şekliyle kendi kendinin arkadaşı olmak diye düşünemez miyiz? Çünkü pek çoğumuz kendimizi başkalarını yargıladığımızdan çok daha sert yargılıyoruz. Arkadaşlarımıza tanıdığımız hata yapma lüksünü kendimize tanımıyoruz. Sevdiklerimiz yaptığında affettiğimiz yanlışlar, yapan biz olduğumuzda gecelerce uykumuzu kaçırabiliyor. Bu yüzden kendimizle de arkadaş olabilmek çok önemli.

      Tabii arkadaştan arkadaşa fark var. Burada bahsettiğimiz, haksızca eleştirmeyen, anlayışlı, kırıp dökerek değil destekleyici bir üslupla konuşan, kibar, nazik bir arkadaş. Bir sorun olduğunda, durup dinlenmek gerektiğinde ya da düştüğümüzde, “Hadi kalk, duramazsın” diye zorlamak yerine, peki deyip battaniye ve sıcak bir çorba öneren bir arkadaş. Öyle bir arkadaş ki, bir yandan dert ve acının boğmasına izin vermiyor, bir yanda da gerçeklerden kopmana engel oluyor… Kendi kendimizin arkadaşı olduğumuzda göz ardı etmememiz gereken şeylerden biri de “Kimse mükemmel değil, ben de değilim ve olamam”ı kendimize hatırlatmak. Yaşanan negatif olayların, duyguların sadece bizim başımıza geldiği sanrısından uyanmak. Bu daha da az yalnız hissetmemize olanak sağlıyor. Tek değiliz, dışarıda bir yerde bunları bizim gibi tecrübe etmiş insanlar var. Belki de çok yakınımızda, tanıdıklarımız arasında…

      Kendinizi gözleriniz kapalı olarak geriye doğru bırakın, bu kez sımsıkı tutup düşmenizi engelleyen de yine kendiniz olun. Bir bakın bakalım, en iyi arkadaşınız kendiniz olduğunda hayatınızda neler değişecek.

      İçindeki Mutluluğu Keşfet

      Mutluluğun bir seçim olduğunu söyledik. Bu bölümde de mutluluğu keşfetmek üzere kendi içimize yapılacak bir yolculuktan söz ediyoruz. Ön koşulumuzsa bir soru: ‘Sen’ mutlu olmaya hazır mısın? İçindeki mutluluğu çıkamayacağı bir kuyunun dibine atmış, güneş görmesini engelleyecek bir zindana hapsetmiş olabilir misin mesela?

      Mutluluğu sürekli olarak dış dünyada, başka bir insanda ya da maddi değeri olan şeylerde aramak, onu tamamen bizden bağımsız bir olgu haline getirmek demek. Durum bu değil, ki olsa bile içimizde mutluluk yoksa, kendimize mutlu olma izni vermiyorsak bizim dışımızda gelişen tüm bu güzellikler renklerini kaybedecek demektir. Terfi almak, âşık olmak, çok para kazanmak ve benzerleri

Скачать книгу


<p>15</p>

Charlotte Seager and Sarah Shearman, 8 Mart 2017, The Guardian. https://www.theguardian.com/careers/2017/mar/08/international-womens-day-career-advice-successful-women

<p>16</p>

authenticityformula.com

<p>17</p>

Self-Compassion, Self-Esteem, and Well-Being Kristin D. Neff.