Kuzey Amerika Mitolojisi. Hartley Burr Alexander

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kuzey Amerika Mitolojisi - Hartley Burr Alexander страница 7

Жанр:
Серия:
Издательство:
Kuzey Amerika Mitolojisi - Hartley Burr Alexander

Скачать книгу

Yaşlı Olan, eçka,

      Yedi kişinin bir araya toplandığı bir zamanda, 4

      Yedinci yere oturduğun söylenir,

      Yediler içinde her şeyin bilgisine yalnızca sen sahiptin,

      Yaşlı, eçka.

      Korunma ve rehberlik özlemi içindeyken,

      İnsanlar akıllarında bir yol aradılar.

      Seni sağlam bir kalıcılık ve dayanıklılıkla otururken gördüler.

      Yolların birleştiği merkezde,

      Dört rüzgârın şiddetine maruz kalarak oturdun,

      Duaları kabul etme gücüne sahipsin,

      Yaşlı, eçka.

      Böylece Omaha, buhar kulübesinin şifalı taşlarına dua etmeye başladı. Burası, her şeyin görünmez, yaygın ve kalıcı yaşamını simgeleyen gerçek bir dünyanın merkezidir.

      IV. Yüce Ruh

      Kuzeyli Algonkinler, aynı zamanda Hayatın Efendisi adını verdikleri Gitche (veya Kitshi) Manito’yu, yani Yüce Ruh’u, Manitolarının başı olarak kabul ederler. Yüce Ruh’a insan benzeri bir kişiliğin atfedildiği sonucuna varılmamalıdır. O görünmez ve ruhanidir; hayatın yaratıcısıdır, ama kendisi yaratılmamıştır. O, insan için iyiliğin kaynağıdır ve saygıyla anılır ama hakkında mitler anlatılan kesin bir kişilik değildir. Duyular dünyasından uzaktır. Onunla ilgili belki de en iyi adlandırma, bazı çevirmenlerin tercih ettiği gibi, “her şeyin Büyük Gizemi”dir.

      Bununla birlikte Büyük Ruh özel isimlerden yoksun değildir. Pere Le Jeune, 1633’te Montagnais hakkında şöyle demiştir: “Her şeyi yaratan Atahocan dedikleri belirli bir şey olduğunu söylüyorlar. Bir gün bir kulübede Tanrı hakkında konuşurken bana bu Tanrı’nın ne olduğunu sordular. Onlara her şeye gücü yetenin, göğü ve yeri yaratanın o olduğunu söyledim. Birbirlerine ‘Atahocan, Atahocan, bu Atahocan!’ demeye başladılar.” 1622’de yazan Winslow, Massachusetts Kızılderilileri tarafından tanınan benzer bir ruhtan, Kiehtan’dan bahseder ve Virginia Kızılderililerini araştıran ilk yazarlar; dünyayı yaratıp güneşi, ayı ve yıldızları onun hizmetçileri olarak atayan “ezelden beri var olan tek bir baş Tanrı olduğuna” dair inançlarını anlatırlar. İrokua kabilelerinin, Algonkinlerin Kitshi Manito’su için kesin bir eşdeğeri yoktur, ancak bu kabileler, Areskoui veya Agreskoul adıyla bilinen benzer bir ruha inanırlardı ve ona avın ve kazanılan savaşın ilk semerelerini sunuyorlardı. Peder Isaac Jogues’in İrokualar arasında bir tutsak olarak kalışını anlattığı korkunç mektup, bu tanrıya esir düşen bir kadının kurban edilmesini anlatır: “Ve meşaleler ve kızgın demirlerle o talihsizi sık sık yaktıklarında, yaşlı bir adam yüksek sesle şöyle bağırdı: ‘Aires-kol, etiyle kendini tatmin edesin ve bize düşmanlarımıza karşı zafer kazandırasın diye bu kurbanı sana sunuyoruz.’”

      Ancak Büyük Ruh için yapılan olağan ayin korkunç değildir. Kutsal Calumet, kıtanın bir ucundan diğerine kadar Kızılderililerin sunağıdır ve dumanı, gök için uygun bir adaktır. Marquette, “Krallarımızın Asaları’na pek saygı duyulmuyor,” demiştir, “Vahşilerin bu pipoya öyle bir hürmetleri vardır ki, ona Barış ve Savaş tanrısı ve Yaşam ile Ölümün Yargıcı denilebilir.” “Kızılderililerin barış amblemi olan calumetin bir vahşinin eliyle göğe kaldırıldığını, onu Yaşamın Efendisi’ne sunarak dünyadaki tüm çocuklarına acıması için yalvardığını ve aldıkları iyi kararları onaylaması için ona yakardığını görmek gerçekten dokunaklı bir manzaraydı.” Bu, birçok farklı kabile arasında uzun yıllar geçirmiş Peder De Smet’in bir yorumudur. Calumet’in insana hediyesi olan Delaware hikâyesini bizim için koruyan odur: “Kuzey halkları Delaware’e karşı bir yok etme savaşına karar vermişlerdi ki, konseylerinin ortasında, aralarında göz kamaştırıcı bir beyaz kuş belirdi ve baş şefin tek kızının başının üzerinde kanatları açık bir halde hareketsizce durdu. Kız, içinde konuşan bir ses duydu: ‘Tüm savaşçıları bir araya toplayın; onlara Büyük Ruh’un kalbinin üzgün olduğunu, karanlık ve ağır bir bulutla kaplı olduğunu bildirin, zira ilk çocuklarının, Lenni-Lennapi (yeryüzündeki tüm kabilelerin en eskisi) kanını içmeye çalışıyorlar. Yaşamın Efendisi’nin öfkesini yatıştırmak ve kalbine mutluluğu geri getirmek için, tüm savaşçılar ellerini genç bir geyiğin kanında yıkamalıdır. Sonra hediyelerle dolu ve ellerinde Hobowakan (calumet) olduğu halde hep birlikte gidip kendilerini ağabeylerine sunmaları gerekir. Armağanlarını dağıtmalı ve onları sonsuza dek birlikte tutacak büyük barış ve kardeşlik tütsülerini birlikte tüttürmelidirler.”

      V. Dünyanın İskeleti

      Herodot, Perslerle ilgili şöyle söyler: “En yüksek dağa çıkarak Zeus’a kurban kesmek gibi bir âdetleri vardır ve gök kubbenin tam dairesine Zeus derler. Güneşe, aya ve dünyaya; ateşe, suya ve rüzgârlara kurban sunarlar. Bunlar, ezelden beri kurban verdikleri tek tanrılardır.” Calumet ayini, Amerikan Kızılderilileri arasında aynı dünya güçleri anlayışını gösterir. De Smet, “Bütün önemli durumlarda,” der, “dini ve siyasi törenlerinde ve büyük ziyafetlerinde calumet önderlik eder. Vahşiler ilk kazançlarını veya ilk dumanlarını Büyük Waconda’ya yani Yaşamın Efendisi’ne, onlara ışık veren güneşe ve beslendikleri toğrağa ve suya gönderir. Sonra göğe yalvararak pusulanın her noktasına duman yönlendirirler.” Ve yine: “Calumet’i Büyük Ruh’a, Dört Rüzgâr’a, güneşe, ateşe, toprağa ve suya adarlar.”

      Calumet ayini, Kızılderililer için dünyanın çerçevesini ve yerleşik güçlerinin dağılımını tanımlar. Yukarıda, uzak ve parıldayan gökyüzünde gücü tüm doğaya nüfuz eden, yaşam enerjisi ve tezahürü yaratılışı açığa çıkaran ışık olan Yüce Ruh vardır. O, ışığın ruhu olarak kendini güneşte (Yüce Ruhun Gözü) gösterir; yaşam enerjisi olarak, hareket eden rüzgârlar şeklinde tüm dünyaya nüfuz eder. Aşağıda, Yaşam Suyunu bahşeden ve bağrında tüm organik varlıkları, Bitki ve Hayvan Formlarını besleyen Toprak Ana vardır. Kuşlar, insanların yerleşimi ile Yukarıdaki Güçler arasındaki aracılardır; yılanlar ile suda yaşayan hayvanlar ise Aşağıdaki Güçler ile iletişim kuran aracılardır.

      Kızılderililerin dünya güçlerine ilişkin anlayışı genel olarak böyleydi. Ancak bu basit planı detaylandırmak konusunda isteksiz değillerdi. Dünya, onların düşüncesine göre katmanlı bir yerdir. Düz dünyanın üzerinde, ruhların musallat olduğu ve büyük Gök-gürültüsü kuşunun geçtiği rüzgârlar ve bulutlar âlemi vardır; bunun üzerinde, güneş, ay ve yıldızların rotaları bulunur. Her şeyin üzerinde, Yüce Ruh’un ikametgâhı olan üst göğün yörüngesi vardır. Genel olarak, görünür gökkubbe insan dünyasının çatısı olarak kabul edilir, ancak aynı zamanda aşağıdaki dünyada var olan her şeyin modellerini içeren prototip bir semavi dünyanın zeminidir. Görünen evreni yaratan varlıklar, gökkubbenin üzerindeki bu gökten inerler. Ve yukarıda olduğu gibi, altımızda da dünyalar vardır. Dünya bizim için bir zemin, ancak aşağıdakiler (verimli kaynakları yukarı gönderen ve dünyanın yeşilliğinde yaşam ruhları olarak ortaya çıkan güçler) için bir çatıdır. Ayrıca, hem yukarıdaki âlemler hem de aşağıdaki âlemler, ölmüş insanların ruhları için meskendir; zira Kızılderililer için ölüm sadece bir yaşam değişikliğidir.

      Chippewalar, yukarıdaki

Скачать книгу


<p>4</p>

Yedi yönün ruhları; yukarıda, aşağıda, burada ve dört ana noktadadır. “Eçka” kelimesi kabaca “arzuluyorum”, “can atıyorum”, “yalvarıyorum”, “arıyorum” vb. şeklinde çevrilebilir, ancak tam karşılığı yoktur.