Cehennem O'Dur. Lambert Timothy James
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Cehennem O'Dur - Lambert Timothy James страница 6
Halk yıÄınlarının sefalet ve ümitsizliÄi ile azınlık kesimin zenginlik ve israfı arasındaki zıtlık karmaÅık bir özet deÄil daha ziyade ahlaki bir tiksinmeye giden küresel ölçekte gözlenebilir gerçekliÄidir. SömürgeciliÄin acımasız uygulanıŠyöntemlerinden kalan kast sistemini yansıtan sömürgecilik sonrası toplumsal tabaka göz önündeyken, batılı revizyonistler, üçüncü dünya ülkelerinin kabuslarının sömürgecilikle alakası olmadıÄını iddia ediyorlar. Ve marjinalleÅmiÅ insanların karanlık bir gelecekten kaçmasına yardım etmek için ölçüsüz bir devlet baÅkanının dayatılmasını bir kenara bırakırsak, çok az Åey yapıldı. Tüm bunlar, sosyo-politik-ekonomik yamyamlıÄın (kapitalizm) geliÅmeye, gerçeklere ve bu ülkelerin olanaklarına uyum saÄlamadıÄını söylemek için.
Kapitalizmin küresel arenasında, en azından aynı ölçekteki diÄer milletlerle yarıÅabilecek kapasite büyüme ve geliÅmeye dönük bakıŠaçılarını önceden belirler. Burundi Cumhuriyeti ve Belçika KrallıÄı hemen hemen aynı yüzölçümü ve nüfusa sahip ve ekonomik bakıŠaçısıyla birbirinden çok uzaklaÅamayacak iki ülke. Aslında Burundiânin Gayri Sarfi Milli Hâsılası Belçikaânınkinden iki yüz kat daha küçük. Küçük KrallıÄında Gayri Sarfi Milli Hasılasıândan aÅırı fazla borca sahip olması bir yana, Belçika bu beceriyi nasıl elde etti? Evet, Belçikaâyı Burundi ile daha fazla kıyaslayarak açıklamak için tarihi gerçeklere yönelmeliyiz. Krallık milli zenginliÄini elde etmek için zalimce bir yol benimsedi. Almanlar 1887-1965 arasında Burundiânin sosyokültürel yapılarını yerle bir ederken Belçika Kralı 2. Leopold ve sonrasında millet olarak Belçika, bugün « Demokratik »Kongo Cumhuriyeti diye bilinen kendisinden sekiz kat daha büyük bir ülkenin zenginliklerini sadistçe talan etti. Ve Ä°kinci Dünya SavaÅıândan sonra Burundi, Milletler Cemiyeti tarafından Almanların ellerinden alınıp büyük komÅuları tarafından aÄır bir sömürgeciliÄe maruz kalması için Belçikaâya verildi. Kaderin cilvesi ki Belçikaânın milli borcunu Burundi ile kıyaslayın ; aÄzınızın sularının akacaÄını garanti ederim !!!
Åunu belirtmek de ilginç olacak, geliÅmekte olan ülkeler küresel düzensizliÄe dair tek kanıtım deÄil. Bir yanda da, halkalara tek tip bir ihtiyaç sepeti dayatmayı dileyip merdivenin alt basamaÄındaki nüfusun %99âunu batırarak baÅarısız olan merkezi ekonomiler var. YıkılmıŠolan Sovyetler BirliÄi, gerçek anlamda bir duvarla karÅılaÅana dek komünizmi mükemmel Åekilde yerleÅtirmiÅti. Buna karÅılık liberal pazar, zirveye kurulmuÅ olan %1âlik küçük grubu tatmin etmek için en güçlülerin hayatta kalmasına olanak saÄlayan zararlı kuralıyla bizi batırıyor. GeçtiÄimiz günlerde, Amerikan Kongresi, yalnızca bir kez, sözde "batmayacak kadar büyük" olan çok sayıdaki Kuzey Amerika bankasını yeniden canlandırmak için iki partili Åekilde birleÅti, tıpkı sigorta Åirketleri gibi. Buna karÅılık, aynı Kongre 2013 yılında, Amerikan nüfusunun bir kısmının yoksulluk sınırının zar zor üzerine çıkmasına izin veren saÄlıklı gıda programında birkaç milyar dolar kesintiye gitti.
Dünya ticaretinin durumunu titiz bir Åekilde incelerseniz, Kapitalizm modelinin kazanç getiren uluslararası ticaret akıŠilkelerinin aynı ekonomilerin kalbine nasıl hapsolduÄunu fark edebilirsiniz. DiÄer ülkeler basit hammadde ve ucuz el iÅçiliÄi saÄlayıcısı olmaya indirgendi. Ama yaÄlı ve ÅiÅman kadın kayıtsızca ıslık çalmayı kesme noktasında, ayaklarının üzerinde duramayacak kadar semirdi. General Motors 2010 yılında Avrupa otomobil endüstrisindeki aÅırı kapasite nedeniyle Belçika, Anversâdeki fabrikasını kapattı. Ardından Avrupa ve Kuzey Amerikaâda faaliyet gösteren diÄer sektörlere ait fabrikalar da kapılarını kapattı.
« Koketsu ni irazunba koji wo ezu. »
Japon BilgeliÄi
KarÅılıklı ekonomik doktrinlerini göz önünde bulundurursak Küba ve Ä°ngiltere ihtiyatsızca yol alıyorlar. Ä°ki ekonomik saldırı planını deÄerlendirirken (yoksulluk, kirlilik, savaÅ vs.) insani saÄduyumuz bize bu iki yaklaÅımın da iyi olmadıÄını söylüyor. Eski Sovyetler BirliÄi ve Ãinâin, acımasızca sütten kesercesine, kafalarını deliliÄin belgelenmiÅ formu olan psikiyatrik kapitalizmin kolaylıklarına gömene kadar, komünist cezaevi kurumuna bir son vermeye karar vermiÅ olduklarını öÄrendiÄimde umudun zirvesine çıkmıÅtım!
Åu anda dünya tamamlanmıŠve somut alternatiflerin eksikliÄini yaÅıyor. Birkaç çılgın ekonomik krizden sonra dünya barbarlık ve kapitalizmin eksiklerinin dindıÅı olmadıÄını kabul ediyor. Silip süpüren mali tufanlar ıÅıÄında, ister kemer sıkma ister harcama yoluyla olsun, bu yöntemlerin hiçbiri hayatta kalacak bir çözüm olarak ortaya çıkmadı, bunlar daha ziyade zorluk içindeki bir sınıfın taÅlamaları. Burada olabildiÄince basit bir biçimde yeni pazarların, küresel ekonomik sistemi gençleÅtirmek için cesaretlendirilmesi gerektiÄini kesin olarak belirtebilirim. Ama bunun için, son tufandan kaçınmak adına yeni eÄilimler geliÅtirilmeli.
Bu deÄiÅiklik, "yoksul" ülkeleri uluslararası ekonomik sistemle bütünleÅtirmek bir yana dursun, bir diÄer ifadeyle bu ülkelerin sömürülen nesneler olmaktan aktif üretici ve tüketici olmaya geçmeleri ama aynı zamanda eski dünya düzeninden kalan mevcut pazar anlayıÅını da yıkmaları konusunda uygun sosyo-politik-ekonomik formüller uygulanmasını gerektiriyor.
Ä°nsanlık kadar usta bir Åekilde, süper kadının gelip bizi kurtaracaÄı kapımın basamaÄında bekleme alıÅkanlıÄı edindim. Daha sonra 1945 yılında, Amerikan ve Ä°ngiliz gem ive uçak gemileri Japon kıyılarına yaklaÅacakken sıradan gençlere Åark GüneÅ Ä°mparatorluÄuânu kurtarmak için hayatlarını feda etmelerini istediklerini öÄrendim. HiroÅima ve Nagazakiâye yapılan