Bir nefeste büyük bilim insanları. Okakura Kakuzo

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Bir nefeste büyük bilim insanları - Okakura Kakuzo страница 2

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Bir nefeste büyük bilim insanları - Okakura Kakuzo

Скачать книгу

bu uzak yıldızların asıl hareketlerinin farkına varmadılar.

      Büyük doğa filozofu ve bilim insanı Aristo, bu “Dünya merkezli kuram”a kendi fikirlerini kattı. Kurama göre, Dünya ve gökkubbe beş elementten oluşuyordu: Dört dünyevi element (toprak, hava, ateş, su) ve gökkubbeyi dolduran, dünyanın etrafını saran eşmerkezli katmanları oluşturan eter5. Her eşmerkezli eter katmanı gökcisimlerinden birini kapsıyor, Dünya’nın yörüngesinde sabit bir hızla ve kusursuz bir daire çizerek dönüyordu. En dıştaki katmanda bütün yıldızlar sabitti. Dünyevi elementler oluşuyor, bozuluyor ve ölüyordu; ancak gökkubbe kusursuz ve değişmezdi.

      Aristo’nun gökbilimsel fikirleri Arap dünyasında kabul gördü ve ortaçağda Hıristiyan Avrupa’ya yeniden sunuldu.

      Dünya merkezli gökbilimsel model görüşü antik Yunan’da yaygındı.

Aristo (MÖ 384-322)

      Aristo klasik Yunan düşünce dünyasının çok önemli bir figürüydü ve fikirlerinin Batı’da daimi bir etkisi oldu. Tıpla ilgilenen Makedon bir ailenin çocuğu olan Aristo, Platon’un Atina’daki okulunun yıldızlarından biriydi.

      Atina’yı büyük olasılıkla Platon’un ölümünden sonra Akademi’nin başkanı olarak görevlendirilmediği için veya belki de II. Filip’in yayılmacı politikası nedeniyle Makedonların sevilmemesi yüzünden terk etti. Ancak Büyük İskender (II. Filip’in oğlu, Aristo’nun öğrencisi) Yunanistan’ın tamamını fethettikten sonra, MÖ 335 ile 334 arasında bir tarihte şehre geri döndü.

      Aristo, Atina’da kendi okulu Lyceum’u işletirken, kendisinden önce yapılmış tüm çalışmalar üzerine ayrıntılı araştırmalar yapmayı sürdürdü. Öğretme ve tartışma yöntemi, konuları gezerken tartışmaktı; Aristoculara bu yüzden “gezginler” denmiştir.

      Büyük İskender’in ölümünden sonra Makedonlara karşı duyulan nefret tekrar alevlenince Aristo, tahminen Sokrates’in yetmiş yıl önceki infazına atıfta bulunarak “Atinalıların felsefeye karşı ikinci kez günah işlemelerine izin vermeyeceğim,” dedi ve kaçtı.

      Ekinoksların Devinimi: Hiparkus

      Büyük İskender’in izinden giden klasik Yunan kültürü Doğu’ya yöneldi ve bu, Nicaea’lı6 Hiparkus (MÖ 190?-MÖ 120?) gibi bilginlere ilham verdi.

      Hiparkus, bir yıldız kataloğunu derlerken yıldızların konumlarının daha önceki kayıtlarla uyuşmadığını fark etti: Beklenmeyen sistematik bir değişim gerçekleşmişti. Buradan yıldızların değil de Dünya’nın hareket ettiği sonucuna vardı. Dünya’nın kendi ekseni etrafında dönerken “yalpaladığını” saptadı: Yuvarlak bir eksende dönen bir topacın yalpalayışını hayal edin. Bu yalpalayışın neden olduğu bir dönüşün gerçekleşmesi, Hiparkus’un hesaplamalarına göre yaklaşık 26.000 yıl sürüyor.

      Ekinoksların devinimi: Dünya’nın ekseni 23,5 derece eğiktir ve dönerken bir topaç gibi yalpalar; ancak bir yalpalama (ya da “devinim çemberi”) 26.000 yılda bir görülür. Bu durum ekinoksları ya da mevsimlerin başlangıç ve bitişini etkiler.

      Hiparkus bu yalpalamaya, ekinoksların (her yıl Mart ve Eylül aylarında gerçekleşen, gündüz ve gecenin eşit olduğu tarihler) beklenenden daha erken gerçekleşmesine neden olduğu için “ekinoksların devinimi” adını verdi.

      Zamanla bu farklılık, mevsimlerin antik takvimlere göre farklı zamanlarda başlamasına neden oldu. Bunlar, “yıldız yılı hesaplaması”na7 dayanıyordu. Hiparkus bu sorunu yeni bir yıl hesaplaması geliştirerek çözdü. Güneş’in bir ekinokstan aynı ekinoksun bir sonraki tekrarına gelmesine kadar geçen zamana “tropik yıl” adını verdi. Yıldız yılından yaklaşık yirmi dakika daha kısa olan tropik yıl, modern miladi takvimimizin temelini oluşturmaktadır. Bu takvimde ekinokslar her yıl aynı aylarda gerçekleşir.

      Hiparkus, yıldız yılı ve tropik yılın uzunluğunu Babilllerin bilgilerini kullanarak doğru bir şekilde hesapladı. Kendisinden iki yüz elli yıl sonra yaşamış olan Batlamyus’tan çok daha doğru hesaplamış olması, bize çağının ne kadar ilerisinde olduğunu gösteriyor.

      Matematiksel Bir Evren: Batlamyus

      Birinci yüzyılın sonuna doğru dünyaya gelen, önemli antik Yunan gökbilimcilerin sonuncusu olan Batlamyus da Dünya’nın evrenin merkezinde olduğu fikrini benimsemişti. Onun bilime katkısı Güneş ve gezegenlerin hareketlerini matematiksel denklemlerle açıklayıp öngörülebilen bir evren modeli yaratmaktı. Bu model, Yunanları yaklaşık bin dört yüz yıldır düşündüren “Evrenin merkezinde bulunan Dünya’nın etrafında dönen bir gezegen, neden bazen arkasındaki sabit yıldızların pozisyonuna göre geriye doğru hareket ediyor?” sorusuna cevap verebilmiş gibi görünüyordu.

      Batlamyus, gökcisimlerinin hareketlerini matematiksel olarak açıklamak için, kendi kurallarını çiğneyerek Dünya’nın gezegenlerin merkezinde olmadığını varsaymak zorunda kaldı. Batlamyus ve destekçileri bunu, “Dünya merkezli kuramda küçük bir değişiklik” olarak kabul etti.

      Batlamyus üç geometrik kurgunun birleşimini kullandı. Bu kurgulardan ne dış merkez ne de dış çember yeniydi. Dış çember kurgusuna göre gezegenler Dünya’nın etrafında geniş bir çember üzerinde değil, hem küçük bir çember hem de Dünya merkezli daha büyük bir çember üzerinde hareket ediyordu. Dış çember üzerindeki hareket, gezegenlerin neden bazen geriye doğru hareket edermiş gibi göründüğünü açıklıyordu.

      Üçüncü kurgu olan denge noktası, devrim niteliğindeydi. Batlamyus bunu, gezegenlerin Dünya’dan gözlendiğinde neden aynı hızda hareket etmek yerine bazen daha hızlı ya da yavaş hareket ediyormuş gibi göründüğünü açıklamak için oluşturdu. Dış çemberin geniş çember üzerindeki hareket merkezinin Dünya’yla ya da geniş çemberin merkeziyle değil, üçüncü bir nokta olan denge noktasıyla aynı hizada olduğunu iddia etti. Denge noktası ve Dünya, karşıt yönlerde ve geniş çemberin merkezine aynı uzaklıkta bulunuyordu. Gezegenin, yalnızca denge noktası temel alınarak gözlemlendiğinde, düzenli bir şekilde hareket ettiği görülüyordu.

      Bu üç matematiksel kurgu (dış çember, dış merkez ve denge noktası) gelenekçilere göre karmaşık ve yetersizdi. Ancak gezegenlerin geriye doğru hareketleri ve neden farklı zamanlarda daha parlak olup Dünya’ya daha yakın göründükleri sorusu gibi gökbilimin kafa karıştırıcı hususlarını açıklıyor gibi görünüyorlardı. Bu kurgular, modern Güneş merkezli (gezegenlerin Güneş etrafında elips yörüngelerde döndüğünü öne süren) görüşe yaklaşan tahminler yapılmasına olanak sağladı.

      Batlamyus’un Dünya merkezli kuramı, Dünya’yı gezegenlerin yörüngelerinin tam merkezine konumlandırmamıştı ve gezegenlerin geriye doğru hareketlerini açıklayabiliyor gibi görünüyordu.

Скачать книгу


<p>5</p>

Antik çağ ve ortaçağ bilimine göre, evrenin gökkubbenin ötesindeki bölümünü dolduran, cevher ya da öz de denen element. (ç.n.)

<p>6</p>

Bugünkü İznik. (ç.n.)

<p>7</p>

Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş süresi. (ç.n.)