Doğu ile batı arasında fark var 2. Özlem Horuztepe

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Doğu ile batı arasında fark var 2 - Özlem Horuztepe страница 3

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Doğu ile batı arasında fark var 2 - Özlem Horuztepe

Скачать книгу

kukladır. Hayat kısa, dünya yalandır.

      Batılı mutlu olmak için dış uyaranlara ihtiyaç duyar. Onu mutsuz etmek istiyorsanız sandviçini soğuk getirmek ya da kötü bir şaka yapmak yeterlidir.

      Doğulu mutlu olacaksa size sormaz. Öyle kolay kolay hiç kimse de onun keyfini bozamaz.

      Batı’da bir insanla arkadaş olabilmek için bir sürü sınavın başarıyla verilmesi gerekir. İnsan arkadaşının yanındayken sürekli olarak onun bağımsız, onurlu, özel alanları olan bir birey olduğunu hatırlamak ve bu sınırları asla geçmemek zorundadır. Bir baş ağrısı olmadığını arkadaşına kanıtlamak zorundadır.

      Doğu’da kimse kimseyle arkadaş olmaya çalışmaz çünkü zaten can ciğer ahbaptırlar.

      Kendini İfade Etme

      “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.”

      – Mevlana

      Batı’da en sevilen söz “punch line”dır ki “yumruk gibi laf” diye de çevrilebilir. Batılılar her an, yaşadıkları zaman darlığından olsa gerek, bir hikâyeyi, bir romanı, bir filmi tek bir cümlede özetleyebilmek isterler. Eğer bu yapılamıyorsa, mesaj açık değildir.

      Doğu sanki içgüdüsel bir biçimde söze güvenmez. Daha doğrusu içgüdüsel olarak sözün gerçekleri doğrudan anlatmakta yetersiz kaldığını bilir. Onun için söz kaçınılmaz olarak her zaman gerçeklerin üstünü örten bir şeydir. Bir şeyi söylediğiniz zaman diğeri eksik kalır. Belki bu yüzden Doğulular konuşurken bin dereden su getirirler. Doğrudan karşıdakine hitap etmek yerine sözü ortaya bırakacak şekilde dolaştırırlar –“Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” gibisinden.

      Giriş, gelişme ve sonuç, yine bir Batı icadıdır. Söze başlanmalı, söylenecekle söylenmeli ve son nokta yerinde konmalıdır. Bütün akademik dünya bu mantık üzerine kuruludur. Sözde ekonomi ve doğrudanlık tercih edilir. Batılı insanların yazdıkları kompozisyonlar madde madde ilerleyen bir argümantasyon üzerinden kurulur.

      Doğu’da bir fikir helezonsal bir kompozisyon içinde anlatılır. Konuşmanın başında bir fikir verilir. Sonra bu fikrin doğrudan çıkan sonucu değil de çağrışımları serbest bir şekilde işlenir. Sanki Batılı bir meselenin tam ortasından geçmeye çalışırken, Doğulular onu olası her açıdan gördürtecek veya hissettirecek bir dolaşma eylemini tercih ederler.

      Batı kültüründe sorunları çözmeye dair doğrudan iletişim ve yüzleşme önerilmiştir. Problemleri hissetmek, sonrasında çözmek, önem arz etmiştir. “Gözlerine bakarak sorunlarla yüzleş”, “yüzleşilen problem çözülür”, “kelimeleri birbirine karıştırma”, “düşüncelerini yüksek sesle ifade etmekten korkma”, “durum neyse olduğu gibi anlat” gibi ifadeler hep bu telkinde bulunur.

      Doğulular yine bilir ki konuşmaya neden olan gerçek, bir gün solup dünyadan yok olurken, söz sonsuza kadar yankılanmaya devam edecektir. Bu yüzden güzel bir söz, doğru bir söze tercih edilir.

      İlişkiler

      “Ayni dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler.”

      – Mevlana

      Batı’da herkes öncelikle bireydir.

      Doğu’daysa herkes grup üyesidir.

      Batı’da bir kişi başka bir kişiyle evlenir.

      Doğu’da bir aile ötekiyle birleşir.

      Batı’da bir iş için sınava girerken CV’nize bakılır. Mevkiler boşaldığında sıradaki kişi işe alınır.

      Doğu’da ise soyadınız önem kazanır. Bir mevki boşaldığında en yakın akrabadan başlanır.

      Batı’nın oyunu satrançtır, iki kişiyle tam bir sessizlik içinde oynanır.

      Doğu’nun oyunu tavladır, iki grup arasında büyük bir gürültüyle oynanır.

      Batı’da geometri ve matematik düşkünleri mühendis, sağlıkla ilgilenenler doktor olur.

      Doğu’da Rizeliler bakkal, Kastamonulular kapıcı, Sinoplular hurdacı, Adanalılar kebapçı olur.

      Batı’da bir insandan yeterince nefret edilirse, sinsi bir plan kurularak cinayet işlenir ve o kişi –mümkünse cesediyle birlikte– yeryüzünden silinir.

      Doğu’da böyle durumlarda mümkün olduğunca adam toplanarak önce o kişi, ardından sülalesi kurutulur. Doğu’nun tarzı cinayet değil linçtir ve kişi ibreti âlem olsun diye güpegündüz sokak ortasında öldürülür ve cesedi teşhir edilir.

      Batı toplumunda tüm ilişkiler sözleşmelere bağlıdır: Evlilik sözleşmesi, iş sözleşmesi, sendika sözleşmesi, hasta-hastane sözleşmesi, kredi/banka sözleşmesi, elektrik sözleşmesi, su sözleşmesi, telefon sözleşmesi vs. Her biri bireyseldir, bireyi bağlar.

      Doğulu toplum bütünüyle ya da büyük ölçüde hane, geniş aile, aşiret, köy/kasaba, çalışma topluluğu vb. içindeki bağlantılar ilişkisinin egemen olduğu bir toplumdur.

      Batı'da insanların kökü birdir. Dalları geniştir. Kökten bağlı olanlar, sosyal düzen tarafından birbirlerine benzer hallere sokulmuş insanlardır. Ancak bunlar büyüyüp gelişir ve ayakları sosyal güvenlik numaralarına saplanmışken elleriyle gidebildikleri kadar uzağa erişir.

      Oysa Doğu, kapalıdır. Kök ve dallar birlikte yaşar. Bunun nedeni, dalları koruyacak tarafsız bir sosyal düzeneğin olmamasıdır. Dal, ancak köküne yakınsa yaşar.

      Batı’da evden kaçmak, gelişmenin tek yoludur. Belli bir yaşa gelip de annesinin yanında ayrılmamış olan batılılar kendileri ve toplumları için bir utançtır.

      Doğulu kolay kolay ailesinden kopmaz. Çünkü bu deliliktir. Evden kaçanı kimse koruyamaz. İnsan insana muhtaçtır.

      Batı’da yaşlılar daha hiç kimse onlara bir şey söylemeden mallarını satar, kişisel eşyalarını toplar ve bir bakım evine yerleşir.

      Doğu’daysa sadece nankör torunlar ve çocuklar anne ve babalarını huzurevine gönderirler. Bu nankör çocuklar bile ailelerini sık sık ziyaret ederler.

      Batı’da anahtar kelimeler “ben”, “benim hayatım”dır.

      Doğu’daysa anahtar kelimeler “biz” ve “bizim hayatımız”dır.

      Liderin Konumu

      “Doğu’da makamlar insanlara kıymet kazandırır. Batı’da ise, insanlar makamlara kıymetler katarlar.”

      – Kazım Taşkent

      Doğu’da

Скачать книгу