Henüz 17 Yaşında. Ахмет Мидхат

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Henüz 17 Yaşında - Ахмет Мидхат страница 15

Жанр:
Серия:
Издательство:
Henüz 17 Yaşında - Ахмет Мидхат

Скачать книгу

style="font-size:15px;">      “Biz bu kararı verdiğimiz zaman siz yoktunuz; bunun için bu karara uyup uymamak sizin bileceğiniz bir şeydir; ama biz içmeyeceğiz. İyi değil mi, kocacığım?”

      Ahmet:

      “Pekâlâ, karıcığım!”

      Hulûsi:

      “Vay, vay! Karıcığım, kocağım, ha? Bravo! Bravo! Aferin, Kalyopi! Bu derecelerde başarı, ha! Tebrik ederiz.”

      Kalyopi:

      “Biz yarına kadar böyle karar verdik. Yarına kadar karıcığım, kocacığım diyeceğiz. Siz buyurunuz, rakı ısmarlayınız; içiniz; biz içmeyeceğiz.”

      Hulûsi:

      “Güzel, ya! Fakat şunun hikmetini bize de söyle ki eğer akla yakın bir şey ise biz de size uyalım. Zati biz de Bekri Mustafa’nın torunları değiliz, ya? Aralıkta bir içeriz.”

      Kalyopi:

      “Bundaki hikmet şudur ki biz her akşam… Her akşam değilse bile haftada dört beş, altı akşam körkütük sarhoş oluncaya kadar içiyoruz; eğer bu akşam da içersek her akşamdan bu akşamın ne farkı kalır? Hâlbuki bir akşamcık da sarhoş olmaksızın uslu, akıllı, rahat eğlenirsek bizim için görülmemiş bir akşam geçmiş olur; ben de ondan pek çok hoşlanırım. Zati benim hoşnut olmamı kocam istiyor; işte bunun için öyle olsun dedim.”

      Hulûsi:

      “Güzel ama matmazel, sizin gibi biz de her akşam içsek, körkütük olsak; bir akşam da ayık geçirmeye lüzum görürdük. Belki aylar vardır ki biz ağzımıza damla koymamışızdır. Yalnız, dün akşam, birkaç kadeh parlattık. Böyle olunca biz bu akşam vur patlasın, çal oynasın diye geçirirsek hoşlanacağız.”

      Ahmet:

      “Canım, işte kızcağız pek iyi söyledi, ya! Siz buyurunuz, afiyet olsun. Bizi de kendi hâlimize bırakınız.”

      Hulûsi:

      “Canım, seninle lakırdım yok. Sen şimdi içmemek için dünyanın felsefelerini, hikmetlerini ortaya koyarsın. Bir kere de başlandı mı, artık seni alıkoymak için zincirlerle bağlamak lazım gelir. Her arkadaşın karşı koyması senin gibi olacak olsa dünyada hiç iki arkadaş arasında ayrılık görülmezdi. Ben matmazel Kalyopi ile konuşuyorum.”

      Kalyopi:

      “Pekiyi; efendim; söyleyelim de içki getirsinler.”

      Hulûsi:

      “Söyle! Bravo, matmazel! Ama sanmayınız ki reyinize karşı geliyoruz. Allah göstermesin! Herhâlde rey sizindir; yalnız biz dahi âcizce fikir bildirelim de beğenmezseniz gene sizin dediğiniz gibi yaparız.”

      Kalyopi:

      “Benim dediğim gibi yapacak olsanız bu akşam içmezdik.”

      Hulûsi:

      “Yok ama sözünüzden dönmeyiniz. Onun kararını verdik, gitti. Bundan sonra her ne emrederseniz, demek istiyorum.”

      Agavni:

      “Ben öyle şey bilmem! Bu gamlı dünyada rakısız yaşayamam. Hiçbir şeyde dahi Kalyopi gibi mektep çocuğunun emrine tabi olamam!”

      Ahmet:

      “Vay! Bu dünya sizin için dahi gamlı dünya mıdır, hanım?”

      Agavni:

      “Gamlı, gamsız! Kadehleri parlattığım vakit ne gam kalır ne kasavet!”

      Ahmet:

      “Kalyopi dahi mektep çocuğu ha!”

      Agavni:

      “Ne olacak ya? Hatta geçen gün gördüm ki bir yüz havlusunu dürmüş, bükmüş, başına bir hotoz koyup bebek yapmış, oynuyordu. Henüz 17 yaşında!”

***

      Ahmet Efendi bir kere daha içini çekti. Hulûsi baş taraflarını bilmediği için bu sözden bir şey anlayamadı. Kalyopi’nin bönlüğü, yahut, demek yerinde ise masumluğu bu son söze dikkat bile ettirmedi.

      Uşağa verilmiş olan emir üzerine dört şişe rakı, dört kadeh, dört bardak da su geldi.

      Agavni dedi ki:

      “Siz bu gece kumandayı kime vereceğinizi bilemediniz. Eğer kumandan ben olsaydım; şimdi Vasili’ye bir emir verip âlâ mezeler getirtirdim.”

      Hulûsi:

      “Orduda yalnız bir kumandan olmaz ya! Sen de ikinci kumandan ol da bu emri ver.”

      Agavni bir asker kumandanı edasıyla Vasili’ye haykırarak meze emretti. Kalktı, kadehlerin dördünü de doldurdu; ama Kalyopi ile Ahmet içmek istemediler.

      Agavni dedi ki:

      “Siz bu akşam burada eğlenmek için kaldınız, öyle mi? Yazık öyleyse paralarınıza! Daha başında böyle birbirimize uygunluk göstermeyecek olursak nasıl eğlenebilirmişiz? Evinizde kalsaydınız hem istediğiniz rahatı bulur hem de avuçlar dolusu paradan çıkmazdınız.”

      Hulûsi:

      “Böyle bir fikir vereceğin ve söz söyleyeceğin zaman paradan hiç bahsetmezsen pek kibarlık göstermiş olursun.”

      Agavni:

      “O! O! Öyle ya! Paradan bahis mi olurmuş? Paranın gittiğine bakmıyoruz; galiba daha yakınlarda miras yemişiz!”

      Hulûsi:

      “İşte bu latifeleri de bırakarak yalnız zevkine bakarsan pek terbiyeli olursun.”

      İlk kadehleri Hulûsi ile Agavni yalnız içtiler. Ahmet’le Kalyopi onlara arkadaşlık etmedikleri gibi ikinci, üçüncü kadehler de öyle yalnız içildi; ama dördüncü kadehte bunların kafaları iyice kızmış olduğundan Agavni dedi ki:

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги,

Скачать книгу