Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün. Yasin Topaloğlu

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün - Yasin Topaloğlu страница 11

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Türkiye’yi Sarsacak 10 Gün - Yasin Topaloğlu

Скачать книгу

gelmemeye çalışarak imam odasına geçti.

      Papyon ve frakı hışımla çıkardı.

      Sarığını takıp cübbesini giymişti ki odanın kapısı açıldı.

      Odaya bir anda CHP İstanbul il başkanı, vali ve belediye reisi maiyetiyle daldı.

      “Hoca hoca!” diye seslendi müstehzi bir ses tonuyla vali. “Daha vazife bitmedi.”

      Kâbus bitmemiş, korkuları hitama ermemişti.

      Vali “İlk Türkçe ezanı da sen okuyacaksın!” dedi.

      “Aman ya Rabbi!” dedi.

      Bayılacak gibi olmuştu.

      Valinin huzurunda olmasına rağmen sedire oturdu.

      Niye ben? diye sordu kendi kendine.

      Tamam Cumhuriyet’e diyeceği bir şey yoktu, bir kısım uygulamalara da taraftardı.

      Ama bu kadarını beklemiyordu.

      Yapacak bir şey yoktu.

      Vali, yeni ezan metnini bırakıp çıkmıştı odadan.

      Sultanahmet’in diğer imamları ne yapacaklarını bilemez hâlde odaya doluşmuşlardı.

      Vali çıkarken “İkindi vaktinde okuyacaksın ilk Türkçe ezanı.” demişti.

      Sadettin Kaynak küçük kıyametin koptuğunu düşünerek Sultanahmet Camisi’nin 6 minaresinden ikindi ezanını okudu.

      “Tanrı uludur, Tanrı uludur

      Şüphesiz bilirim, bildiririm

      Tanrı’dan başka yoktur tapacak.

      Şüphesiz bilirim, bildiririm

      Tanrı’nın elçisidir Muhammed.

      Haydin namaza, haydin namaza

      Haydin felaha, haydin felaha

      Tanrı uludur, Tanrı uludur

      Tanrı’dan başka yoktur tapacak.”

***

      Kilis halkının ileri gelenleri kendi aralarında toplanarak Evkaf Genel Müdürlüğünün satışa çıkardığı camilerle ilgili ne yapacaklarını tartışıyorlardı gizliden gizliye.

      1927 yılından bu yana Evkaf Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin her yerinde binlerce cami ve mescidi fazla olduğu iddiasıyla satışa çıkarmış ve bunlardan 2 bin 815 tanesi satılmıştı.

      Önceleri cami ve mescitlerin satış ihalelerine kimse girmeyince bu defa Evkaf Genel Müdürü Fahri Bey formülü bulmuştu.

      Bir kısım cami ve mescitler yıkılacak; enkazı ayrı, arsası ayrı satılacaktı.

      Kilis eşrafı bunun üstüne satışa çıkartılan camilerin ihalelerine girmeye karar vermişti.

      1947 yılıydı.

      Özellikle Hacı Derviş Camisi yıkılmadan, enkaz ayrı, arsa ayrı satışa çıkmadan almaya karar verdi Kilis eşrafı.

      Hacı Derviş Camisi’nin medresesinde Mehmet Vakıf Efendi ve Muallim Rıfat Bilge gibi önemli âlimler yetişmişti.

      Eşraf kendi arasında topladığı paralarla ihaleye Durmuş Karadeniz’in girmesine karar verdi.

      İhale günü gelip çatmıştı.

      Durmuş Karadeniz ihaleye girip camiyi satın alacak ve yeniden vakfedecekti.

      Karadeniz, ihalede camiyi almıştı.

      Tapuyu kendi adına tescil ettirmişti.

      Karz-ı hasen olarak para veren ahali şaşkındı.

      Kimse gerçeği açıklayamıyordu.

      Tek parti iktidarında yaşıyorlardı.

      Aldatılmışlardı.

      Caminin avlusu bir süre sonra dükkân olmuştu.

      Millet kahırla, çaresizce bakınmış, sonra yapacak bir şey olmadığı için işin peşini bırakmıştı.

      Fahrettin Karadeniz babasından sonra ailenin en büyüğü olduğu için işin başına geçmişti.

      İşleri büyütmüş, beyaz eşya bayiliği bile almıştı.

      Hem tüp hem de beyaz eşya ticareti yapıyordu.

      Dükkâna sığmaz olmuşlardı.

      Kardeşi Turan ve güvendiği birkaç adamla bir gece sabaha karşı dükkânı genişletmek için caminin ana binasını ve minaresini yıkmaya başladılar.

      Ertesi gün kıyamet kopmuştu Kilis’te.

      Caminin ve minaresinin yıkıldığını haber alan bütün Kilisliler Hacı Derviş Camisi’nin önünde toplanmıştı.

      Halk galeyana gelmişti.

      O anda birkaç kendini bilmez, Karadeniz Ticaretin kepenklerini sallamaya başlamıştı.

      Bir anda kepenkleri alaşağı eden bir kısım insanlar mağazada ne var ne yoksa yağma ettiler.

      Kalabalık patlamış bir volkanın lavları gibi akmaya devam etti.

      Kaymakam lojmanının hemen yanı başındaki apartmanda aileye ait bir evi taşladılar.

      İş kontrolden çıkmıştı.

      Gaziantep Valiliği sokağa çıkma yasağı ilan ederek askerden ve çevre şehirlerden kolluk kuvvetlerini takviye etti.

      Olayların elebaşı oldukları iddiasıyla Nihat Ferah, Nihat İslam ve MSP Kilis İlçe Başkanı Selim Diyarbakırlı gözaltına alındılar.

      Hacı Derviş Camisi’nin yıkılmasını protesto, amacından sapmış ve yağmada hiçbir dahli olmayan masum insanlar önce gözaltına alınıp ardından tutuklanarak gelecekleri mahvedilmişti.

      Tek parti döneminin barbarlıkları 30 yıl sonra bile bazı hayatları karartmıştı.

***

      CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal elindeki “Yeni Şafak” gazetesini okurken kahvesinden bir yudum daha aldı. Bırak siyasi hayatının tamamını, sadece kaset komplosundan sonra bile binbir ihanet yaşamıştı.

      Hangi birini saysaydı? Kemal Kılıçdaroğlu’nu mu, Önder Sav’ı mı, avukatı olarak seçtiği Şahin Mengü’yü mü? Haberi okumaya başladı.

      CHP’yi yeniden dizayn etmek için piyasaya sürülen skandal kasetin örgütlü suç kapsamında incelemeye alınması, kaset sayesinde liderliğe gelen CHP lideri Kılıçdaroğlu´nu rahatsız etti. Eski lider Baykal´a ait kaset soruşturmasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Önümüzdeki günlerde göreceksiniz, özel yetkili savcı, CHP ile ilgili bir dosya çıkaracaktır.

Скачать книгу