Cennet Bedava Cehennem Parayla. Hafız Mahmut Haliloğlu

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Cennet Bedava Cehennem Parayla - Hafız Mahmut Haliloğlu страница 5

Жанр:
Серия:
Издательство:
Cennet Bedava Cehennem Parayla - Hafız Mahmut Haliloğlu

Скачать книгу

hükümdar seçmiş, bilgi ve fizikçe artırmıştır, hem Allah, hükümdarlığı dilediğine verir. Allah geniş mülk sahibi, her şeyi bilendir. Dedi.

      252- İşte bunlar Allah’ın ayetleridir. Onları, sana dosdoğru anlatıyoruz. Şüphesiz ki sen gönderilen Peygamberdensin.

İSLAM’DA AİLENİN ÖNEMİ

      Muhterem okuyucularım!

      Toplumun en küçük birimi ailedir. Toplumun esasını teşkil eden aile ne kadar sağlam temeller üzerine kurulursa o kadar güçlü olur. Sağlam aile fertlerinden meydana gelen milletler de o derece kuvvetli olur. Toplum ve milletin huzuru “evlilik bağı” ile kurulan anne, baba ve çocuk ölçüsünden oluşan ailenin huzurlu olmasına bağlıdır. İki yabancı olan erkek ve kadını nikâh bağı ile birbirine bağlayan aile; fertlerin, toplumların milletlerin ahlakını, karakterlerini tayin eden ilk buluşma yeri ve terbiye ocağıdır. İnsanlık mektebinin ilk şubesidir.

      Aile aynı zamanda insanı yücelten, geliştiren, babadan oğla, dedene toruna kültür akımının yapıldığı bir kurumdur. Anne ve baba evde konuşurken onları dinleyen çocuklar, milli kahramanları, insanı değerleri, dini inançları, haram, helal, günah ve sevap gibi kavramları ilk olarak bu kurumda öğrenirler. Bu yönüyle aile bir okul görevini de icra eder.

      Muhterem okuyucularım!

      Aile ocağının devamlılığı aileyi meydana getiren fertlerin karşılıklı sevgi, saygı ve fedakârlıklarına bağlıdır. Yüce Rabbimiz Kuran’ı Kerim’de “içinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve şefkat var etmesi de O’nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bundan iyi düşünen milletler için ibretler vardır, diye buyurmaktadır.

      Aile yuvasının devamı için, aileyi oluşturan fertlere bir takım görevler verilmiştir. Ailede erkek, aile şerefini, ailenin maddi ve manevi sorumluluğunu üslenirken: evin hanımı da, israftan uzak, çocuklarının ilk terbiyecisi olma yükümlülüğü içinde olmalıdır. Nitekim bir terbiye uzmanı şöyle demektedir. “iyi bir anne yüz öğretmene bedeldir.”

      Aile ocağının en güzel meyvesi, millet olarak geleceğimizin teminatı olan, maddi ve manevi varlığımızı emanet edeceğimiz yavrularımızdır. Onları her türlü kötülüklerden korumak anne ve babanın başta gelen görevleridir. Cenab-ı Hak Kuran’ı Kerim’de “ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun”

      Aziz okuyucularım!

      Millet olarak geleceğimize ümitle bakabilmek, sağlıklı ve bilgili nesiller yetiştirmek için aile kurumuna son derece öncem vermek ve korumak mecburiyetinde olduğumuzu unutmamalıyız. Sözlerimize Peygamber Efendimizin bir hadisi şerifi ile son verelim. “Çocuklarınıza karşı güzel muamelede bulunun ve onları güzel terbiye edin” (Seçme Hadisler S.182)

      İlim meclisinde aradım kıldım talep,

      İlim geride kaldı, illa edep illa edep. (Ziya Paşa)

EMANET HAKKINDA

      Hz. Muhammet (s.a.v.) emanete hıyanet etmeyi münafıklık saymış: (Emanet kalmadığı zaman kıyameti gözleyin) (1) Hz. Peygamber buyuruyor sizin en hayırlınız benim kuşağımdır. Sonra onların ardından gelenlerdir. Daha sonra da öyle bir toplum gelir ki, tanık olurlar ama tanıklıkları istenmez. (çünkü doğru söylemezler). Hıyanet edenler, kendilerine bir şey emanet edilemez. Söz verirler yerine getirmezler, aralarında şişmanlık zuhur eder. Sadece karınlarını tıka basa doyurmayı düşünürler, bu yüzden vücutları şişer. (2) Hz. Peygamber (s.a.v.) irşad edici öğretilerini şöyle sunmuştur. O bir emanettir. O kıyamet gününde ah, sebep olacak bir pişmanlıktır. Sadece onun hakkını verenler ve üstüne düşeni yapanlar pişman olmazlar. (3) Rasülallah (s.a.v.) buyurur ki nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, komşusu zulmünden ve eziyetinden emin olmayan hiç kimse cennete giremez.

      İMAM-I GAZALİ (r.a) der ki:

      Bütün insanların hikâyesi ağaçlara, otlara benzer. Bazı ağaç ve otlar var ki meyvesi yoktur ama gölgesinden yararlanılır. Kimi insanlar da bunlara benzer ki onların yalnız dünyalıklarından yararlanılır. Kimi ağaçlar ve otlar vardır ki, gölgesi yoktur ama meyvesi vardır. Bunun gibi kimi insanın dünyasından yaranılmayıp ahirete yönelik olarak onlardan yararlanılır. Kimi ağaç ve otlar vardır ki, hem de gölgesi hem de meyvesi vardır, yararlanılır. Bunun gibi kimi insanların hem dünyasından ve hem de ahirete ait işlerinden yararlanılır. Kimi ağaç ve otlar vardır ki, ne gölgesi ne de meyvesi vardır. Hiçbir yararı olmağı gibi zararları da görülür. Buna benzer kimi insanlarında ne dünyasından ve ne de ahretinden yararlanılmadığı gibi zararlarından başka bir şey görülmez.

      • Nesai

      • Buhari

      • Buhari veslim

      DUANIN KABUL OLMASI İÇİN EVLİYAULLAHTAN İBRAHİM BİN ETHEM HAZRETLERİNE:

      “Bize ne oldu ki, dua ediyoruz da, kabul eseri görmüyoruz” diye sorduklarında İbrahim bin Ethem (Hz.)

      Dualarınızın kabül edilmemesi kalplerinizin şu an sebebi ile ölü olduğu içindir buyurmuştur.

      Hak Teâlâ’ya irfanınız olduğu halde, emrini ifa etmemeniz.

      Rasülü Ekrem (s.a.v.) peygamberimizi severiz iddiasında bulunduğunuz halde sünneti seniyelerini terk etmeniz.

      Kuran’ı Kerim’i kıraat ettiğiniz halde akamı ile amel etmemeniz.

      İlahi nimetleri idrak ettiğiniz halde şükrünü eda etmemeniz.

      Şeytan düşmanımızdır dediğiniz halde ona uymaktan kaçınmamanız.

      Cennet haktır ve vardır dediğiniz halde, oraya girmeye sebep olan amellerde bulunmamanız.

      Cehennem vardır dediğiniz halde, ondan yani günahlardan kaçınmamanız.

      Ölüm hak ve apaçık bir hakikat iken, takva sahibi olmamanız

      İnsanların ayıpları ile uğraşıp kendi ayıplarınızı terk etmemeniz.

      Ölülerinizi defin ettikten sonra onların hallerinden ibret almamanızdır. (İbrahim bin Ethem Hz.)

      Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer, sesi çoktur, içi boştur. (Mahmut Ustaoğlu)

BAKARA SÛRESİ…

      253- Biz o işaret edilen peygamberlerden kiminden üstün kıldık, içlerinden kimi ile Allah konuştu, kimini de daha yüksek mertebelere çıkardı. Meryem oğlu İsa’ya da o açık delilleri ve mucizeleri verdik ve kendisini Cebrail ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, onlardan sonraki milletler kendilerine o açık deliler geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler, kimi inandı, kimi inkâr etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Ne var ki Allah, dilediğini yapar.

      256- Dinde zorlama yoktur. Doğruluk sapıklıktan kesin olarak ayrılmıştır. Artık her kim Tağut’a küfredip Allah’a iman ederse, işte o, en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah, işitir, bilir.

      257- Allah iman edenlerin velisidir, onları

Скачать книгу