Celaleddin Menguberdi. Nazar İşankul

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Celaleddin Menguberdi - Nazar İşankul страница 3

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Celaleddin Menguberdi - Nazar İşankul

Скачать книгу

“savaş” oyunu oynadıkları yoldan mavi hırkalı, başına sarık sarmış aksakallı bir ihtiyar geçmektedir. Arkasından kendisiyle aynı elbiseyi giymiş, farklı yaşlarda on kadar öğrenci sırayla geliyordu. Celaleddin onları görünce bulunduğu yerde kalakalır. Ata Murat ise, Celaleddin’i köşe başında beklemeye başlar. İhtiyar, yol kenarında elinde tahta kılıçla kendilerine hayretle bakan çocuğu görünce durur ve çocuğa bakmaya başlar. İkisi göz göze gelirler.

      İhtiyar, çocuğun elindeki tahta kılıca bakar ve onunla konuşmaya başlar

      İhtiyar: (Hafif şaka yollu) – Yolumuza kılıçla çıktın, bizi düşman mı belledin evlat!

      Bunu duyan Celaleddin kılıcını hemen arkasına gizler.

      Celaleddin: – Efendim, hocam bahadırın kılıcı hiçbir zaman halka karşı kalkmaz, sadece vatan müdafaası için kalkar demişti.

      Çocuğun cesurca ve kendinden emin sözleri ihtiyarı çok etkiler.

      İhtiyar: – Hocanın ismini bağışlar mısın evlat!

      Celaleddin: – Muhammed Hivekî Hazretleri!

      İhtiyar, Celaleddin’e hayran kalır.

      Sonra arkasındaki öğrencilerine bakar.

      İhtiyar: – Bu gencin sözleri demin tartıştığımız, “vatanı sevmek imandandır” sözünün küçük bir ispatıdır. Hivekî hazretlerinin öğrencisiymiş. Yurdumuzda bir iman muhafızı daha yetişiyor…

      İhtiyar, Celaleddin’e dönünce, onun kendisine kararlılıkla bakan gözlerini görür. Hırkasının cebinden bir şey çıkarır ve Celaleddin’in boynuna asar.

      İhtiyar: – Her zaman söylediğin bu söze uygun davran evladım! Elindeki kılıç da iman koruyucusu olsun! Hocana benden selam söyle!

      Yaşlı adam Celaleddin’in omzuna hafifçe dokunur ve yolunda devam eder. Celaleddin onların arkasından bakar.

      Celaleddin: – Kim selam söyledi diyeyim efendim?

      Arka tarafta duran gençlerden biri Celaleddin’e bakar ve onu azarlar gibi konuşur.

      Genç: – Şeyh Necmeddin Kübra’yı tanımıyor musun?

      Genç, şaşırmış bir şekilde Celaleddin’e bakarak yola devam eder. Celaleddin onların arkasından bakakalır. Sonra boynuna asılan şeyin ne olduğuna bakmak için onu çıkarır. İhtiyarın boynuna astığı şey, üzerinde ateşte yanan ejder başlı kuş figürü bulunan bir muskadır. Muskayı güneşe tutunca, ateşin içindeki kuşun alev alev yanıyormuş gibi göründüğünü fark eder. Muskayı tekrar boynuna astıktan sonra, Ata Murat’ın bulunduğu yere doğru koşar.

      SAHNE-7

      Sarayın Önü

      Oyuna katılan çocuklar bir araya toplanmıştır.

      Şahabeddin heyecanla onlara bir şeyler anlatmaktadır.

      Şahabeddin: – Bugünkü yarışmanın galibi Ata Murat!

      Çocuklar büyük bir gürültüyle alkışlar.

      Ata Murat, Celaleddin’in önüne gelir, tıpkı büyüklerin yaptığı gibi eğilerek ona selam verir.

      Ata Murat: – Günahkâr kulunuzu lütfen bağışlayın şehzade. Bilmeden galip geldim!

      Onun böyle Celaleddin’le dalga geçer gibi konuşması diğer çocukları güldürür.

      Celaleddin, Ata Murat’ın elini sıkar.

      Celaleddin: – Helal olsun sana Ata Murat! Bana daha çok çalışmam gerektiğini gösterdin…

      Celaleddin’in bu sözü Ata Murat’ın hoşuna gider ve yüzünde bir tebessüm belirir. Sonra ikisi birbirine sarılırlar.

      Ata Murat: – Söyle bakalım, benimle kale duvarına tırmanmaya var mısın?

      Celaleddin kale duvarına bakar ve oradaki muhafızı görür. Bir an tereddüt eder.

      Tam o sırada, altı yaşlarındaki bir kız çocuğu soluk soluğa koşarak yanlarına gelir.

      Kız: – Ağabey, annem hemen gelmeni istiyor.

      Ata Murat: – Gelemem, biz oyun oynuyoruz!

      Kız: – Askerler babamı götürdü. Annem seni çağırıyor.

      Ata Murat: – Askerler mi? Neden?

      Kız: – Bilmiyorum. Ellerini bağlayıp götürdüler…

      Ata Murat bir kıza, bir çocuklara sonra da Celaleddin’e bakar. Elindeki aşıkları yere atarak kızla beraber dar sokaklara doğru koşmaya başlar. Sonra bir anda durur, koşarak geri döner yerden aşıkları alır ve tekrar kızın arkasından koşar.

      Celaleddin onların arkasından bakakalır.

      SAHNE-8

      Talim Meydanı

      Timur Melik, Celaleddin’e ata binmeyi öğretmektedir. Önce seyis Celaleddin’i ata bindirerek atı dizginlerinden tutarak yürütür. Daha sonra Timur Melik atın dizginlerini tutarak atı koşturmaya başlar.

      Celaleddin tek başına ata binmekte, Timur Melik de onu izlemektedir. Arada bir atı durdurarak, Celaleddin’e dizgini nasıl tutacağını, üzengiye nasıl basacağını ve at sürerken ayaklarını nasıl kullanacağını gösterir.

      Celaleddin, artık tek başına at sürmenin inceliklerini öğrenmiştir.

      Timur Melik bu defa Celaleddin’e tahta kılıçla kılıç kullanmayı öğretmektedir. Celaleddin kılıç tutmayı çok iyi bilmediğinden arada kılıcı elinden düşürür. Timur Melik, ona kılıç tutmasını, kılıç sallamayı ve kılıç darbelerinden kendini korumayı öğretir.

      SAHNE-9

      Bozkırdaki Kale

      Kalede bir gözü siyah bir bezle bağlı, eşkıya kılıklı bir adam Ata Murat’a savaş talimi yaptırmaktadır.

      Kale duvarında oturan Bedreddin ise onları izlemektedir.

      Bedreddin’in yanına uzun sakalları olan bir adam gelir. O da talim yapanları izlemeye başlar.

      Ata Murat, tek gözlüye hışımla saldırarak öfkeyle kılıç sallar. Eşkıya kendini hızla kenara atınca, Ata Murat kendi hamlesinin etkisiyle dengesini kaybeder ve yere yığılır.

      Adam: – Genç çok hırslı olduğu için hamleleri isabetli olmuyor.

Скачать книгу