Siyasi Katılım. Veyis Güngör

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Siyasi Katılım - Veyis Güngör страница 33

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Siyasi Katılım - Veyis Güngör

Скачать книгу

Birliği Türkiye entegrasyon sürecinde Batı’nın yukarıdaki din anlayışı, kiliseye duyduğu şüphe ve ‘tarihi suçluluk’ hep karşımıza çıkacaktır. Oysa islam’ın ya da müslümanların böyle tarihsel bir tecrübeleri olmamıştır. Müslümanlar cami’ye karşı bir mücadele vererek örgürlük elde etmemişlerdir. Cami hiç bir zaman güç ve kuvvet’in temsilcisi olmamış ve bireyle Allah arasında bir geçiş sağlamamıştır. Bu farkı artık önümüzdeki dönemde hem kendimiz hem içinde yaşadığımız insanalara anlatmamız gerekmektedir. Söz konusu teolojik sorun göz önüne alındığında Avrpa Birliği sürecinde din önemli bir alan olmaya devam edecektir. Uzmanların bu konuda görüş ve yorum üzretmeleri ve Batı’daki müslümanları destekleyerek Batılıya bizde ‘tarihi suçlu’ psikolojisinin olmadığı anlatılmalıdır.

Ocak 2005

      Korku Psikolojisi ve Bakan Verdonk

      Halkın korkularında devletin oluşturduğu örneklerin çok büyük etkisi vardır. Devletin ya da resmi makamların gösterdikleri korku belirtisi, halkta yalnız ortada bir tehlike olduğu düşüncesini uyandırmakla kalmaz, aynı zamanda halkın devletten görebileceği himayeye olan güvenini de zayıflatır. Bunları yazmamın nedeni Hollanda’nın son hâli…

      Hollanda’da korku psikolojisi gün geçtikçe yayılıyor. Kimden korkuluyor? Niçin korkuluyor? Bunları sormamıza gerek var mı? Son bir haftanın gazete başlıklarını hatırlayalım: “Entegrasyon Bakanı Verdonk üç Arap asıllı imamı sınır dışı ediyor”; ertesi gün “Bakan Verdonk bir Türk asıllı imamı sınır dışı ediyor”, “Bu imamlar Hollanda’da istenmeyen insanlar olarak ilan edildi”, vs. haberler karşısında belediye başkanları şaşkın, hukukçular şaşkın, örgütler ve camiler şaşkın. Ya bireyler, ya halk; onlar da şaşkın. Sadece şakın mı? Hayır bir çoğu korku içinde…

      Söz konusu haberlerin ne kadar aslı var tartışma konusu. Zira, sınır dışı edileceği söylenen Türk asıllı imam İskender Paşa Camii Derneği başkanının yapmış olduğu basın toplantısında, “Ben buradayım, beni nasıl sınır dışı etmişler?” sorusunu soruyor, basın mensuplarına.

      Peki Entegrasyon Bakanı Verdonk neden böyle bir yol izliyor? Ortada hukukî bir karar yok. Tespit edilmiş, mahkeme olmuş ve ceza giymiş imamlar yok. Güya gelen bilgilere göre söz konusu imamlar gençleri radikal fikirlere yöneltiyorlarmış. Haber alma teşkilatı böyle bir haber sızdırmış.

      Hollanda sanki polis devleti mi?

      Hukukun üstünlüğü nerede kaldı peki?

      Korku saçmanın mantığı nedir?

      Neden insanlar korku içinde yaşasın ki?

      Korku psikolojisinin bilmediğimiz bir amacı mı var?

      Ve alt alta sıralanacak onlarca soru. Korku psikolojisi denilince geçtiğimiz dönemde Amerika seçimleri ve Amerikalıların korku psikolojisi içinde tekrar Başkan Bush’u seçmeleri geliyor aklımıza. Bilindiği gibi, “Başkan Bush’un seçimlerdeki zaferinin en önemli ‘iki’ nedeni olarak, kampanyası boyunca her fırsatta vurguladığı terörizmle mücadele ve ahlâki değerler öne çıkmıştı. Meselâ oyunu kullanan 13531 seçmen denek alınarak gerçekleştirilen bir kamuoyu yoklaması, ekonomideki kötü durum ve Irak’a rağmen, Bush’un, ‘terörle mücadelede güçlü ve ahlâki değerlere sahip bir lider’ imajını verme stratejisinin iyi işlediğini açıkça ortaya koyuyordu’.

      Başkan Bush, 11 Eylül’ün Amerika’nın korku psikolojisini nasıl etkilediğini iyi hesaplamıştı. Onun için terörizmle mücadelede ödün verilmemesi gerektiğini sık sık vurgulamıştı. Ve böylece “korku psikolojisi” Başkan Bush’un tekrar seçilmesini sağlamıştı.

      Peki önümüzde Hollanda’da seçimler mi var sorusu geliyor hemen aklımıza. Hani insanın aklına Bakan Verdonk’un, Başkan Bush’tan esinlenerek aynı metodu mu kulladığı sorusu geliyor.

      Üstelik Hollanda’daki bu gelişmeler yani korku psikolojisinin yayılması Başkan Bush’un Avrupa gezisi günlerine rastlıyor. Hem de başkan Bush’un Hollanda’yı azarladığı bir dönem. Gerçi Başkan Bush, Hollanda ne yapıyorsun, azınlıklara böyle mi davranılır türünden serzenişte bulunuyordu.

      İnsanın aklına, Bayan Verdonk’un seçimlere kadar müslümanların üzerinden Hollanda’da korku yayacağı ve seçimlerde yüksek oy alacağı geliveriyor.

      Asılsız, yersiz, çoğu düzmece bilgilerle halk neden panik ve korkuya itiliyor anlamak gerçekten zor.

      Gerçi Verdonk’un açıklamalarına, yapmak isteği uygulamalarına karşı çıkan, bunların yanlış olduğunu söyleyen sağ duyulu Hollandalılar da yok değil, ancak basında yer alan haberler halkı ürkütmeye, endişelendirmeye yetip artıyor bile.

      Her gün, gazeteleri, “Acaba bugün Müslümanlarla ilgili hangi haber var? Kim nerede ne yanlış yapmış?” sorularını sorarak okumaya başlıyoruz. Ortadoğu’da olan gelişmeleri zaten kanıksadık. Oradaki gelişmelerin de elbette ilişkilerimize zararı ve etkisi var ancak, Hollanda’daki gelişmeler her gün yüz yüze olduğumuz insanlarla ilişkilerimizin bozulmasına yol açıyor. Kırk yıldır birlikte olduğunuz insanların son gelişmelerden etkilendiklerini ve tavırlarının nasıl değiştiğini her gün tecrübe etmekteyiz.

      Son olarak korku içinde yetişen nesiller, yani Hollanda’daki tüm çocuklar ve özelde Hollandalı olmayan toplulukların çocukları entelektüel ve yaratıcı kapasitelerinin bir bölümünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.

      Zaten son gruptaki çocuklar kendilerini ispat için olağanüstü bir enerji harcıyorlar. Siz bu çocukları korku psikolojisinin içine çekerseniz toplumun geneline zarar vermiş olusunuz.

      Bakan Verdonk kuvvetle ihtimal ki bütün bunları biliyordur. Ancak provakatif konuşmalarına devam etmektedir. Toplum mühendisliği yapıyor sanki Bakan Verdonk.

Mart 2005

      Tarihî Buluşma, Tarihî Konuşma

      Bu satırlarda Hollanda’ya gerçekleşen Türk işçi göçünün 40. yılı kutlamalarını kaç kez okudunuz bilemiyorum. Çünkü 1964 yılında Türkiye ile Hollanda arasında yapılan işgücü anlaşmasının üzerinden tam kırk yıl geçti. Kırk yıl içinde önceleri çalışmak, para kazanıp memlekete geri dönmek üzere Hollanda’ya gelen Türkler, aradan geçen zaman içinde yaşadıkları toplumun birçok katmanında çok ciddi yol aldılar. Hollanda’daki Türkler yerel yönetimler, eyalet yönetimleri, parlamento ve Avrupa Parlamentosu’nda temsil edildiler. Girişimcilikte Hollanda’daki diğer etnik azınlıklara göre en atılgan grubu oluşturdular. Kurmuş oldukları yerel, ulusal ve uluslararası örgütlerle yine diğer etnik azınlık gruplarına göre çok daha organize olmuş bir topluluk olarak karşımıza çıktılar.

      Kendilerini Avrupa Türklerinin bir parçası olarak gören Hollanda Türkleri bir taraftan yaşadıkları ülke için bir takım sorumluluklar üstlenirlerken, diğer taraftan da, köklerinin uzandığı Türkiye için de bir şeyler yapabilmenin yollarını aramaktadır. 1964 yılında sayıları sadece 100 olan Türklerin 2004 yılında sayıları 400.000’e ulaşmıştır. Bu sayının yarıdan fazlası da Hollanda vatandaşlığını almıştır.

      Peki

Скачать книгу