Gece Yolcusu. Hatice Üzgül

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Gece Yolcusu - Hatice Üzgül страница 3

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Gece Yolcusu - Hatice Üzgül

Скачать книгу

oturtacakken, düşüverdi. Şangırtı sesleri zaten harap olmuş sinirlerini iyice hoplattı. Bir tekme savurdu düşen koliye. İçinde kırılmadık bir şey kalmadı. Hıçkırıklar, iç çekişler… Filiz olabildiğince hızlı adımlarla odasından çıkıp yanına geldiğinde, annesi ağlıyordu.

      “Benim yüzümden ağlıyorsun, değil mi anne?” dedi.

      Bir hafta sonra, yeni evlerine taşınıyorlardı. Yeni mahalleleri değişik bir semtteydi. Müstakil evlerin, iki üç kattan yüksek olmayan aile apartmanlarının ve biraz ileride de gecekonduların bulunduğu bir yerdi. En güzel yanı düzayak olmasıydı. Yokuş, merdiven, indi çıktı yoktu. Rahatça yürüyüş yapabilecekleri açık alanlar mevcuttu. Fakat “Mahalle sakinleri daha cahil. Bunlar, iyice ayarsız olur.” diye düşündü kadın. Ucuz, derme çatma müstakil evlerinin bahçesine Filiz için bir koltuk koymuştu. Eşyalar taşınırken arada kalmasın diye, ona oradan kalkmamasını tembihledi. Taşınmak gün boyu sürebilirdi. Öğlene doğru iyice yorulmuşken bahçeye çıktı. Filiz’in yanında onunla konuşan bir kız çocuğu gördü.

      “Bizimle körebe oynar mısın?” diye soruyordu Filiz’e.

      “Hayır! Oynayamaz!” diye haykırdı kadın.

      Kız çocuğunu kolundan tuttuğu gibi bahçenin dışına iteledi. Ellerini biraz fazla sıkmış olmalıydı. Kızın canının acıdığı yüzünden belliydi. Yine de insafa gelmedi. Bir de arkasından bağırdı:

      “Bir daha seni bu bahçenin kapısında bile görmeyeyim!”

      Neredeyse bütün mahalleli, camdan olan biteni izliyordu. Kadın, hızla bahçe kapısını kapatıp içeri girdi. Nakliyeciler kadının peşinden kapıyı tekrar açmak zorunda kaldılar. Annesi hızlı adımlarla yanına geldiğinde, Filiz ağlıyordu.

      “Onun adı Fatma’ydı! Benim arkadaşım olacaktı!” diye bu sefer Filiz haykırdı annesine.

      Annesi uzun süre onu sakinleştiremedi. Ne yaptıysa kızı onunla konuşmuyordu. Ertesi gün aklına bir fikir geldi. Soluğu hemen evcil hayvan satıcılarında aldı. Akşam gülümseyerek kızının yanına geldi.

      “Bak!” dedi “Ne aldım sana? Bil bakalım bu ne?”

      Filiz, hemen elini uzatıp boş akvaryumu kucağına aldı. Heyecanla:

      “Bu bir akvaryummm!” dedi.

      “Evet,” dedi annesi. “Haydi, içine dinlenmiş su koyup pembe balığımızı yeni evine kavuşturalım!”

      Filiz, tam sevincinden çıldıracaktı ki annesine olan kızgınlığı geldi aklına.

      “Evet, ama yarın ilk iş Fatma’yı buraya çağıracaksın! O da görecek pembe balığımı!”

      Kızı kararlıydı, annesinin yapabileceği bir şey yoktu. Filiz ilk kez bir insan uğruna annesini karşısına alıyordu. Fatma’yı o da merak etmeye başladı. Ertesi gün sokakta ip atlayan Fatma’yı buldu. Durumu anlattı. Onu pembe balığı görmeye çağırdı. Fatma sevinmişti. Söylenen saatte elinde su dolu bir poşete konulmuş simsiyah bir balıkla çıkageldi. Kendi eviymiş gibi içeri girdi. Filiz’i öptü.

      Ve:

      “Bak ben de sana mor balık aldım.” dedi.

      Kadın, saatlerce boşu boşuna pembe balık aradığına hayıflanıp gülümsedi. Uzaktan uzağa akvaryum hakkında konuşan çocukları izledi. Filiz’in mutluluğu gerçekten görülmeye değerdi.

      “Haydi!” dedi Fatma, “Körebe oynamaya gidelim!”

      “Ebe benim!” diye bağırdı Filiz.

      Annesi üzgünce iç geçirdi. Boynunu büküp kendi kendine:

      “Hiç zorlanmayacaksın o oyunu oynarken. Hem de hiç… Gözlerini bağlamaya da gerek yok. Benim küçük kör ebem.” diye mırıldandı.

(Avrasya Yazarlar Birliği Edebiyat Akademisi Hikâye Atölyesi, 05.03.20013)

      GECE YOLCUSU!

      “Cinleri de hâlis ateşten yarattı.” Rahman Suresi 15. Ayet

Yıl 1986…

      “Yattım sağıma, döndüm soluma. Melekler şahit olsun, dinime imanıma. Yattım Allah kaldır beni. Nurlarına daldır beni. İmanla Kuran’la gönder beni. Âmin.”

      “Aferin kızıma. Bütün dualarını ezberlemiş benim bebeğim.”

      “Anne, duvarda asılı olan halının desenleri, gece gözlere dönüşüyor. Beni izliyor.”

      “Hatice, ateşin geceleri sen uyurken yükseliyor bazen. Biliyorsun hastalığın yüzünden. Ateşi yükselen insanların hayal görmesi normaldir. İyileşince geçecek yavrum, merak etme.”

      “Bazen kâbus görüyorum. Bu da mı ateş yüzünden?”

      “Evet. Tabii ki. Merak etme, hem sen çocuksun, günahsızsın. Melekler hep yanında olur. Her zaman korurlar seni.”

      “Biliyorum. Bütün gece benim için onlarla savaşıyorlar zaten. İyi geceler anne.”

      “İyi geceler yavrum.”

      Annem bir konuda yanılıyordu, gördüğüm şeylerin astım hastalığıyla ya da ateşle alakası yoktu. Başka bir konuda ise yerden göğe kadar haklıydı, melekler günahsız olanı koruyorlardı. Keşke hep çocuk kalsaydım…

      “Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Zariyat Suresi 56. Ayet

Yıl 1993…

      Nefes almak çok zordu. Astım hastalığından yeni kurtulmuş, tedaviye cevap vermiştim ancak bu sefer başka bir şey nefesimi kesiyordu. Tir tir titreyerek o simsiyah siluetin altında hareket edemeden yatıyordum. Çabalarımın hepsi boşunaydı. Boncuk boncuk terler yüzümden süzülürken, gözyaşlarım onlara karışıyordu. İnlemek için bile dudaklarımı aralayamıyordum. Zihnimin içinde çığlıklar atsam bile beni kimse duyamazdı. İçimden bildiğim bütün duaları okumaya başladım. Biliyordum ki birazdan ezan okunacaktı ve “o” çekip gidecekti. Çalar saat gibi hiç şaşmadan her sabah üstüme çullanan bu gölge benden ne istiyordu, tam olarak bilmiyordum. Korkuyordum.

      Ve en sonunda ezan okundu. Siyah siluetin uzaklaşmasıyla, yavaş yavaş hareket edebilmeye başladım. Annemle babamın sabah namazına kalktıklarını duyuyordum, ancak yatağımdan çıkmak için gereken cesaretim yoktu. Ben oda kapısına ulaşana kadar ya tekrar karşıma çıkacak olursa? Yorganı kafama çekip bir müddet bekledim. Gün ışımaya başladığında hemen annemin yanına gittim. Her sabah olduğu gibi, namazdan sonra salonun bir köşesinde oturmuş mırıl mırıl Kuran okuyordu. Yanına oturup başımı omzuna koydum.

      “Ne oldu kızıma?”

      “Karabasan!”

      “Nasıl yani?”

      “Anne hani seninle teravih namazına gitmiştik ya bir akşam.”

      “Evet?”

Скачать книгу