İdikut Roman. Ahmetcan Aşiri

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу İdikut Roman - Ahmetcan Aşiri страница 4

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
İdikut Roman - Ahmetcan Aşiri

Скачать книгу

sokmak lazım. Tüm bu kargaşanın başında Tora Kaya, Bulad Kaya, Tarkan Bilge Buka var. Devleti hainlerden temizlemek çok önemlidir.

      – Düşünmek gerek! dedi.

      İyen Tömür birden bire harekete geçeceği konusunda yemin edemedi.

      – Onlar devlet müsteşarları! Onlar olmadan… Halk bilir!

      – Siz düşünüp durdukça iktidardan olacaksınız. Onlar sizi göz kırpmadan öldürecekler! Beni de! Onların niyeti bozuk, iktidar şimdi sizin elinizde. Bavurçuk Art Tekin tosun bir oğlandı, o da Kıtan’da. Sizin fermanınızla gitti. Onları korkutarak yönetmek mümkündür. Bakın, Turfan’daki Hayır İhsan Mabedinde rahipler ayaklanmış. Astana kabristanlığı önüne başka mabetlerden Buda getirmiş, üstelik o yerde konaklayan rahiplerin gözü önünde! İki yüz bin rahip açlık ilan edip, İdikut İyen Tömür tahttan insin diyerek bir saf oluşturmuş orda yatıyor. Az sayıdaki sınır muhafızı asker, “Kıtanlara ölüm!” diye bağırıyorlarmış. İşte son zamanlarda sadece Beşbalık’ta, Gumatı Mabedinde rahipler, “Kıtanlar bizim düşmanımız!” diye gösteri yapmışlar. Bunlar size yapılan kötülük ve suikast değil mi? Bu olayları elbette Tora Kaya, Bulad Kaya, Tarkan Bilge Buka çıkartıyorlar…

      Çok geçmeden İyen Tömür akıllı beyleri hapse attı, bazılarını gözaltına aldı. Göstericiler, İyen Tömür’ün kılıç ve mızraklarından, atlı askerlerinin heybetinden korkmadılar ama halkın kanı su gibi aktı. Cesetler dolaşmış ipler gibi yatıyordu. Çok sayıda kişi her yerde darağacına çekildi. Koyun gibi yumuşak, naif İdikut halkı arasında muhalif sesleri yükselten, halkı yolundan şaşırtan adamları arama, şüphelileri tutuklama harekatı başladı. İyen Tömür kendi muhafızlarıyla beraber Tarkan Bilge Buka, Tora Kaya ve Bulad Kaya gibi sağ ve sol kurmaylarını tutuklayıp saray önüne getirdi. Tüm cinayeti o beylere dayandırdı, el ve ayaklarına kelepçe vurup pranga takarak hapse attı.

      – Aç susuz bırakınız! Açlıktan ölsünler! dedi zindan yanında.

      Tora Kaya cezadan, ölümden korkmadı.

      – Ben İdikut ordusu komutanı, bundan böyle Kıtan ve Kara Hıtaylara baş eğmeyeceğiz! Vergi ödemeyeceğiz! Kan için kan, can için can alacağız. Şan ve şeref Bavurçuk Art Tekin’e olsun! Yiğit Kutlu Bavurçuk Art Tekin İdikut Devletinin hakanı olsun! diye halk önünde bağırdı.

      Sonra İdikut’ta yaşanan olayları Kıtanlar da haber aldılar. Bavurçuk Art Tekin bunları duyunca sevinip yüreği hopladı. O İdikut’un büyük beylerinden Tora Kaya, Bulad Kaya, Tarkan Bilge Bukaları gecikmeden kurtarmayı düşündü. Bunun tek yolu vardı. Kıtan’dan kaçması lazımdı… Bavurçuk’un bu devlette serbest hareket etmesi imkansızdı. Düşmanları takip ediyordu, hatta aniden kellesi gidebilirdi. Bavurçuk bunları biliyordu.

      – Kaçmak! Kaçmak! Kaçmak gerek! diyordu, heyecanla.

      O, geceleri uykusuz, gündüzleri rahatsızdı. İlerde başına gelecek felaketi önlemek için bir şeyler düşünmeye başladı. İdikut Devletinin kötü kaderi de onu derinden üzmüştü, devletinin geleceğinden endişeleniyordu.

      “Çabuk harekete geçmek gerek! Uygur, Kıtan artık bir biriyle düşmandır. Kaçma fırsatı ne zaman gelir acaba?” diyordu kendine.

      Fırsat kollamaya başladı. Kıtan muhafızları onu eskisi gibi sıkı gözetmiyordu. Kıtan hanı İdikut’taki ayaklanmayı duyunca, – Bu onların kendi meselesidir, biz anlaşmaya bakarız, rehine elimizdedir, bu yüzden anlaşma bozulamaz! dedi ve hiçbir şeyi ciddiye almadı.

      Bavurçuk Art Tekin hakanın bu tavrından yararlandı. “Yaya kaçarsam muhafızlar köpek gibi koklayıp izimi bulur.” deyip böyle yapmaktan vazgeçti. “Atlı kaçmak gerek, en iyisi bu. Hızlı koşan bir savaş atı gerek, onu nerden bulacağım?” diye kafa yordu.

      Bir at vardı. İdikut’un alaca baş atı. Onu İyen Tömür Tus Taygu’ya hediye etmişti. Kıtan hanı bu ata kendi çocuğu gibi özen gösterirdi. Bavurçuk bunu iyi biliyordu ve bu atın iyi beslendiğini kendi gözüyle görmüştü. O bundan başka ata binip kaçmayı uygun bulmadı. Sadece kendi devletinden getirilmiş o ata güven ve umut besledi.

      Bavurçuk Art Tekin, bir gün, tavlanın yanına sessizce yaklaşarak kendini gizleyip, elinde ok, yay ve mızrak bulunduran muhafızlardan ikisini boğarak öldürdü, silahlarını alıp atı avludan yavaşça çekti ve etrafına bakarak atın başını boynunu okşamaya başladı.

      “Sana güvenirim aygırım, bir tek sana güvenirim! İkimiz memleketimize kaçalım! Duyuyor musun?” diye onun kulağına fısıldadı. Tekrar etrafına baktı, kimseyi görmeyince ata binip kaçtı.

      Ertesi gün Kıtanlar onu kovaladılar, izini takip ederek peşinden koştular, ama yakalayamadılar. Bavurçuk Art Tekin tehlikeli kumluklardan, susuz çöllerden, uçsuz bucaksız yemyeşil otlaklardan geçip İdikut Devleti’nin kışlık başkenti Turfan şehrine geldi ve Hayır İhsan Mabedine rahip kılığında girip Budanın kutlu üstadı Atay Sali’nin yanına geldi, tazimden sonra,

      – Ben Bavurçuk Art Tekin! Kıtan’dan kaçıp geldim. Beni sakla! dedi.

      Atay Sali önderliğinde Turfan rahipleri “Kıtan’a ceza!” naralarıyla ayaklanmıştı. Bavurçuk Art Tekin’in cesaret ve yiğitliğini gören üstat ona hayran oldu.

      – Aferin sana oğlum! Halk seni bekliyordu. İdikut’u kendi eline al! Ben seni ibadethanede saklayacağım. Turfan’da bir ordu kurmak lazım! dedi heyecanla.

      – Tus Taygu seni kaçırınca bırak gitsin demez. Benim rahiplerim de bir büyük güç sayılır. Onların eline silah verip askeri eğitimden geçir, Tus Taygu’nun İdikut’taki müfettişi Şaykım bunu duymuş ise… dedi ve biraz durdu, – Her şeyi gözetlemek ve felaketi önlemek lazım. Fırsatı kaçırmamak gerek… Şehzadem! Baban İyen Tömür şimdi Beşbalık’ta. Buda tavafı için hazırlık yapıyor. Başında bir tehlike bulutu var. Baban senin İdikut tahtını ele geçirmek için mücadele edeceğini biliyor! dedi rahip.

      – Onun sağ taraf tarkanı kim? diye sordu Bavurçuk Art Tekin.

      – Kendi adamı! dedi üstat.

      – Kamuoyunu belirleme görevlisini mi kast ediyorsunuz? diye sordu Bavurçuk.

      – İşte o şehzadem, Yangıntar Tarkan. İdikut’ta onun yetkisi çok. Halk menfaatini düşünen, iradeli, vicdanlı ve soylu insanlar zindanda yatıyor! dedi rahip.

      Bavurçuk Art Tekin düşüncelere daldı. Atay Sali önceleri yaşanmış kargaşa ve feleketleri ona detaylı olarak anlattı. Bu, onu derinden etkiledi. Turfan’daki ordu Bavurçuk Art Tekin tarafından ele geçirilse ve yeniden düzenlense, İyen Tömür’ün tahtının devrileceğini düşünen üstat şehzadenin bu hareketini destekleyeceğini söyledi, fakat Bavurçuk Art Tekin üstadın masum halkın kanının dökülmesini istemediğini hissediyordu ve bunun için ihtiyatlı davranmak gerektiğini düşündü. Atay Sali şehzadenin yiğitliği ve azimli olduğunu bildiği için yine de onu uyardı.

      – Beyhude kan dökmek ve devleti parçalamaktan daha büyük günah yoktur! dedi.

      Bavurçuk Art Tekin bu uyarıyı doğru buldu.

      – Babamın

Скачать книгу