Açlık Kurbanları. Todur Zanet

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Açlık Kurbanları - Todur Zanet страница 2

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Açlık Kurbanları - Todur Zanet

Скачать книгу

Daha sonra Nikolay Baboğlu’nun hatıralarından 1946 1947 yıllarında yaşanan açlığı, açlık yoluyla Gagauz Türklerine uygulanan soykırımı okumuştum. Hatıralarında o günleri şöyle anlatır Baboğlu:

      “1946 – 1947’inci yıllarda çekettiydi bir çirkin aaçlık, angısı gidärdi bütünnä Basarabiyada, aaçlık kopettiydi diil yokluk hem kıtlık beterinä, ama Stalinin insan öldürücü politikasından hem onun yaltıkçı kuyrukçularından. Potapovlar raykomlardan hem Budilovskilär upolminzaglardan süpürdüydülär insannarın tavannarından bitki kesmikli tenecikleri da, çalışırdılar birär altın yıldız düşsün güüslerinä, tamannardılar ikişär üçär plan „sevgili“ devletä brakıp ardlarında binnärlen aaçlıktan ölän uşakların hem ihtyarların skeletlerini. O zor zamanda Çorbacılardan birisi çıkmadı da desin terekä yok, zaima para yok, milletin gelecää kaybelmää gider! Beki onnarı uuradaceydılar kaba skamnelerindän, ama kurtulaceydı millet. Onnara taa kolaydı görmää gezek ölüleri, görmää nasıl insannar kedileri hem köpekleri iirdi, nasıl kanibalızma da çekettiydi, ama buyurucular yukarsının önündä çalışırdılar biri – birindän taa metin çıkmaa. O yıllarda aaçlıktan öldü Gagauz halkın yarısı – uşakların taa çoyu, karılar, ihtyarlar. Bändim o vakıtlar üüredici Kıpçak küüyün ikinci Kenarkı Şkolasında. 1946. yılın senteabri ayında birinci klasıma yazdıydım 36 uşak, ama açan üüretmä yıl bitti 1947. yılın may ayında klasımda kaldı sade 4 uşak. Kalanı hepsi öldü benim gözümün önündä. Bakmadan ona ki bän can acısından tutuşurdum da yalınnan yanardım bu kaba-atsız cannar için, kendim hiç yoktu neylän onnara yardım edeyim, dofturlar beni kendimi distrofik yazmıştılar (üüredici distrofik) sayıler aaçlıktan hasta.“ (Nikolay Baboğlu, Publitistika Yazılarından, Kişineu 2000, s. 8-9)

      Elinizde tuttuğunuz oyunun üçüncü perdesinde, Peti: “Böyle evlâtlarla yok olmayacaksınız, bay Miti!..” der. Evet, o trajik günler, Gagauz mankurtlarının ihanetleri, oyunun kahramanları olan Yançu ailesini yok edemedi ve Yançuların ortanca oğlu Todur, o felâket günlerini kaleme aldı.

      Açlık Kurbanları ile tarihin bir dilimi, bir halkı yok etme plânları, nisyana gömülmekten kurtulmuştur. San’atın gücü ile 1946 – 1947 yıllarında yaşanan acılar hafızalarda daima yaşayacak, Gagauz aydınlarına, Gagauz gençliğine geleceği belirlemede güç kaynağı olacaktır. Açlık Kurbanları küçük bir halkın yaşadığı tragedya olarak görülebilir ama esere derinlemesine dikkat edilirse orada insan ve insanlık onuru vardır.

      Gagauz Türklerinin yazılı edebiyatı 1950’lerden itibaren başlar. Henüz emekleme halindeki bu edebiyatta To-dur Zanet’in adı farklı bir yer tutmaktadır. O, bir Gagauz önderi, mücâdeleci bir Gagauz aydını olmasının yanında şâir, yazar ve gazetecidir.

      Gagauzların dramatik edebiyatı da zengin değildir. Diyonis Tanasoğlu’nun Oğlan hem Lenka, Nikolay Baboğlu’nun Mumlar Saalık İçin ve Todur Zanet’in Açlık Kurbanları ve Büülü Maaza baş eserlerdir. Bunlar dışında Gagauz dramatik edebiyatı olarak ancak bir kaç eser sayabiliriz.

      Ümid ederim ki, Gagauz Türklerinin tiyatro eserleri Türkiye Türkçesine kazandırılır ve sahnelerimizde de temsil edilmeye başlanır.

      Zanet’in kaleme aldığı, “AAÇLIK KURBANNARI MEZARLARDAN BAARÊRLAR! (60 YIL GEERİ GAGAUZLARA KARŞI SOYKIRIMI (GENOŢİD) YAPIL DI)” başlıklı yazıyı olduğu gibi ilâve ettim. Bu yazı eserde anlatılan hadiseleri kavramamıza yardımcı olacaktır. Yazıyı, Türkiye Türkçesine de aktarabilirdim. O trajik günler ancak yine o halkın söyleyişiyle ifadesini bulur diye düşündüm. Hem de, Gagauz Türkçesinin yine Gagauzların ifadesiyle “şıralı” ifade tarzıyla herkesin tanışmasını arzu ettim… Bilinemeyecek birkaç kelimeyi de metnin hemen arkasına ilâve ettim.

      Değil 1946 -1947 yılları arasında Gagauz Türklerine uygulanan soykırımı, bir halkın açlıkla imtihanını, Türkiye’de pek çok kişi Gagauzların isimlerini bile duymamıştır.

      Todur Zanet’in bu oyunu ile Türk okuyucusu hem Gagauz Türklerinin kültürel kimliklerini, millî karakterlerini tanıyacak hem de sahifeler arasında bu acıya ortak olacaktır…

Abdulkerim DİNÇ

      TODUR ZANET

      1958 yılının Kirez ayının yani Haziran ayının 14’ünde Moldova Cumhuriyeti’nin güneyindeki Kongaz köyünün büyük ve çalışkan bir ailesinde bir erkek çocuğu dünyaya geldi. Bu büyük ve çalışkan aile köyde Todur Yançular olarak tanınırlardı. Zira bu evde doğan çocuklara özellikle, Todur yahut Yançu (İvan) adları verilirdi. Yeni doğan çocuğa da dedesinin adını verdiler: Todur.

      Todi’ye adeta babaannesi Ekaterina İvanovna annelik etti. Çünkü babası ve annesi gece gündüz bir parça ekmek kazanmak için çalışırlardı. Babası İvan Födoroviç demirci dükkanında, annesi İvanna Dimitrievna ise kiremit fabrikasında çalışırdı.

      Todi’nin babaannesi, uzun kış gecelerinde gaz lâmbası ya da fener ışığında, yün eğirip, çorap örerken Gagauzların geçmiş zamanlarda yaşadıkları acıları anlatırdı. Gagauzların masal zamanlarını anlatırdı. Küçük Todi, ilk Gagauz türkülerini, manilerini, masallarını, bilmecelerini babaannesinden işitti. Öğrenci olduktan sonra, Gagauz Türklerinin geçmişine dair babaannesinin anlattıklarını teybe kaydetti.

      Todur’un küçüklüğünde okullarda Gagauz Türkçesi öğretilirdi. Ağabeylerinin kitaplarından Gagauzların bir dili, edebiyatı, Gagauz yazarları olduğunu öğrendi. Bazen ağabeyleri küçük Todi’yi, Gagauz dili derslerine götürürler; öğretmenler de sevimli Todi’yi derse kabul ederlerdi. Todi’nin okula başladığı 1965 yılında, okullardan Gagauz dili eğitimi kaldırılmıştı.

      Zanet ailesinin biri kız, dördü erkek beş çocuğu vardı. Todi ortancaydı. O zamanlar hem ekonomik hem sosyal anlamda büyük sıkıntılar yaşanıyordu. Küçük Todi, ağabeylerinden kalan elbiseleri giyinirdi. Beşinci veya altıncı sınıfta bir kış günü, sınıfa bir keptar (yünü içe gelecek biçimde koyun veya kuzu derisinden yelek) ve beline sarılı dedesinin kuşağı ile geldi. Ders başladı. Küçük Todi’yi sınıfın karşısına çıkaran öğretmeni: “Çıkar bu çingene elbiselerini” diyerek öğrencilerin huzurunda hakaret etti. Çingene elbiseleri dediği Gagauzların millî giysisiydi. Bu, Todur Zanet’in Gagauz olduğu için yaşadığı ilk baskı, ilk hakaretti. Daha o zaman, Gagauzların da bu dünyada kendilerini yaşayabilecekleri bir yerleri olması gerektiği düşüncesi o saf çocuk zihnine yerleşti.

      1975 yılında orta eğitimini tamamladı.

      1976-1981 yılları arasında Kişinev Politeknik Enstitüsünde mühendislik eğitimini tamamladı.

      İlk şiiri “Mali”yi 1977 yılında yazdı.

      Kişinev’de üniversite eğitimi alırkın sık sık uğradığı Mihail Kolsa’nın evinde Gagauz müziği ile tanıştı. Bu evde Gagauz kültür özerkliği için o gün devrim kabul edilecek düşüncelerini ifade etmeye başladı.

      Todur Zanet, daha çocukluğundan itibaren kendisini, Gagauz kültürüne ve Gagauzluğa adamıştı.

      1986 – 1990 yılları arasında, Gagauz Türkçesi ile “Bucaan Dalgasında” radyo ve televizyon programını hazırladı.

      1988 -1994 yılları arasında

Скачать книгу