Susmak Ölmektir!. Selim Cürükkaya
Скачать книгу в различных форматах или читать онлайн на сайте.
*Sakine Cansız, özgürlük vadisi olarak bildiği Bekaa Vadisi'ne adımını attığı gün, özgürlüğünü yitirdi. Sustu… Bu suskunluğu Paris'te dört kurşunla noktalandı.... *Bu kitap Sakine Cansız'ın «Hep Kavgaydı Yaşamım» adlı kitabında anlatamadıklarını anlatmakla yetinmez, Kürdistan devrimcileri grubunu ve PKK'yı kuranların portrelerine kadar götürür sizi....
*"Oğul, bu nineniz, Lübnan'ın Hasrun Kasabası´na bağlı Halil Cibran'ın Beşeri Köyü´ndeki 3 bin yıllık sedir ağacının tanık olduğu olaylardan daha fazla olaya tanık olmuştur. Zira o yere bağlı olduğundan, ancak dallarının yüceliğinin yükselebildiği, köklerinin yerin derinliklerine inebildiği yerlerde olanlara tanık olmuştur. Ben ise, iki ayağımla Kürdistan'ın dört parçasını, yüce bütün dağlarını, uçsuz bucaksız ovalarını, derin vadilerini karış karış gezmişim. Bu kadim ülkenin kadınlarını, erkeklerini, gençlerini yaşlılarını tanımışım. İmamlarını, pirlerini, papazlarını dinlemişim. Yazlarında kavrulmuş, kışlarında donmuş, baharlarında cenneti yaşamış, sonbaharlarında hüzünle dökülüp topraklara düşen sarı yapraklar gibi yitip giden arkadaşlarımı görmüşüm.
Ansiklopedilere sığmayacak kadar çok alçaklık türleri ile karşılaşmışım. Tanık olmadığım zulmün, zalimliğin hiçbir çeşidi kalmamıştır. Sırtıma ağrı dağı kadar dertler, elemler, kederler bindirmişim. Bakınca bunları görmüyorsunuz tabiî, sizden görünen sadece, çökmüşlüğümdür. Eğer arif olsaydınız çökmüşlüğümün, yüklendiğim gamların ağırlığından olduğunu bilirdiniz. Merak ettiniz, 'anlat bize nine' diyen sesinizi duyar gibiyim. Hayır, evlatlarım hayır, ben de Beşeri Köyü´ndeki sedir ağacı gibiyim. Susmuşum, konuşamam, ancak bana bakanlar, bakarken anlayabileceklerini anlarlar," der gibidir.
*"Oğul, bu nineniz, Lübnan'ın Hasrun Kasabası´na bağlı Halil Cibran'ın Beşeri Köyü´ndeki 3 bin yıllık sedir ağacının tanık olduğu olaylardan daha fazla olaya tanık olmuştur. Zira o yere bağlı olduğundan, ancak dallarının yüceliğinin yükselebildiği, köklerinin yerin derinliklerine inebildiği yerlerde olanlara tanık olmuştur. Ben ise, iki ayağımla Kürdistan'ın dört parçasını, yüce bütün dağlarını, uçsuz bucaksız ovalarını, derin vadilerini karış karış gezmişim. Bu kadim ülkenin kadınlarını, erkeklerini, gençlerini yaşlılarını tanımışım. İmamlarını, pirlerini, papazlarını dinlemişim. Yazlarında kavrulmuş, kışlarında donmuş, baharlarında cenneti yaşamış, sonbaharlarında hüzünle dökülüp topraklara düşen sarı yapraklar gibi yitip giden arkadaşlarımı görmüşüm.
Ansiklopedilere sığmayacak kadar çok alçaklık türleri ile karşılaşmışım. Tanık olmadığım zulmün, zalimliğin hiçbir çeşidi kalmamıştır. Sırtıma ağrı dağı kadar dertler, elemler, kederler bindirmişim. Bakınca bunları görmüyorsunuz tabiî, sizden görünen sadece, çökmüşlüğümdür. Eğer arif olsaydınız çökmüşlüğümün, yüklendiğim gamların ağırlığından olduğunu bilirdiniz. Merak ettiniz, 'anlat bize nine' diyen sesinizi duyar gibiyim. Hayır, evlatlarım hayır, ben de Beşeri Köyü´ndeki sedir ağacı gibiyim. Susmuşum, konuşamam, ancak bana bakanlar, bakarken anlayabileceklerini anlarlar," der gibidir.