Bir nefeste cinsellik tarihi. Karen Dolby
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Bir nefeste cinsellik tarihi - Karen Dolby страница 6
Zaruri Günah
Ortaçağ’da Kilise aslında göründüğünden çok daha çıkarcıydı ve gerçekte olup bitenlere sıklıkla göz yumardı. Mesela fuhuş cezalandırılabilir bir suç olmasına rağmen, zaruri bir günah olarak sayılıp es geçilirdi.
Aziz Augustinus ‘Toplumdan fahişeleri yok ederseniz her şeyi şehvetle kirletmiş olursunuz.’ demiştir. Aziz Thomas da bu görüşe katılmış ve şu benzetmeyi yapmıştır: ‘Kentlerdeki fuhuş, saraydaki lağım çukuruna benzer; lağım çukurunu kaldırırsanız, saray, pis bir yer haline gelir… Fahişeleri yok ederseniz dünyayı sodomiyle7 doldurursunuz.” (O zamanlar anal seks, hayvanlarla cinsel ilişki ya da genel ahlaksızlığın herhangi bir türü ‘sodomi’ sayılıyordu.)
Fahişeler olmazsa ‘saygın’ eş ve kızların tehlike altında kalacağına dair genel bir korku vardı. On üçüncü yüzyıl Fransa’sında inançlı Kral IX. Louis genelevleri kapatmaya çalıştığında, halk Paris sokaklarının artık güvenli olmadığı gerekçesiyle sokaklara dökülmüştü. Venedik’teyse fahişelerin toplumun neredeyse yüzde dördünü oluşturduğu söyleniyordu.
Kilise’nin cinsel suçlar listesinde zina, ensest ve eşcinselliğe kıyasla fuhuş daha önemsiz bir günahtı. Doğum kontrol yöntemleriyse listede üst sıralarda yer alıyordu. Kadınlar kolayca kandırılabildikleri gerekçesiyle tamamen suçlu bulunmuyor ve Magadalalı Meryem’in hikayesini de örnek göstererek kendilerini affettirebiliyorlardı.
Londra’nın Kerhaneleri
İngiltere’de fuhuşun kilise tarafından önlenemeyişi, devlet tarafından kabullenilmesinin yolunu açmıştır. Londra’da adı halk arasında ‘stews’ (kerhane) olarak geçen birtakım hususi genelevler ve Roma’dakilere benzer hamamlar bulunurdu. 1161’de Kral II. Henry, bir genelev mahallesi kurulmasının yolunu açan ve genelevleri gelecek dört yüzyıl boyunca Winchester Piskoposu’nun yönetimi altına sokan Southwark Kerhane İşletmecileri İdaresi Fermanı’nı yayınlatmıştı.
İdare altına alınmış genelevler Southwark’ın icra memurları ve diğer yetkilileri tarafından senede dört kere teftiş edilirdi. Henry’nin fermanı, kerhaneleri eğlenmek için gidilen herhangi bir mekan gibi kabul etmiş ve esas olarak kerhane sahiplerinin çalışan kızlardan kira haricinde başka bir kazanç sağlamamasını ve diğerlerini fuhuşa sürüklememesini hedeflemiştir.
Kurallar
Kızların istedikleri zaman burada çalışmaya başlayıp istedikleri zaman ayrılmalarına izin verilirdi. Kerhane sahiplerinin onlarla iletişime girmemeleri ve daha sonra baskı altına alabilmelerini engellemek için katiyen borç para vermemeleri gerekirdi. Bu kerhaneler aslına bakılırsa daha çok misafirhane gibi kullanılan, yiyecek, içecek ve alkol de satılamadığı için pek de canlı olmayan mekanlardı.
Parlamento oturum halindeyken çalışan fahişeler cezalandırılırdı. Bu uygulamanın, vekillerin Bankside’daki genelevlerden çıkamayıp Westminster’daki oturuma katılmamalarını engellemek için olup olmadığı yoruma açıktır.
Taş atan ve yoldan geçenlere dil çıkaranların para cezası alması gibi tuhaf kurallar da konmuştu. Bahsedilen miktarlar oldukça küçüktü, ancak mahkeme kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla bu tür suçlar sıklıkla işleniyordu. Ayrıca bu kadınların normal ev kadınlarından ayırdedilebilmeleri için önlük giymeleri yasaklanmıştı.
Fahişelerin son müşterileriyle tüm geceyi geçirmek gibi bir zorunlulukları vardı. Bu kuralın ve kerhane işletmecilerinin kendi tekneleri olamaması gibi yasakların nehir trafiğinin geceleri izinsiz olarak akmasını önlemek için konulduğu düşünülmektedir.
II. Henry
Gün geldi, Henry, Fransa’daki askeri çıkarmaları için paraya ihtiyaç duydu. Bütün Avrupa ülkeleri ‘putage’ adı verilen, fahişelere uygulanan bir tür vergi topluyordu, ancak bu vergi İngiltere’de tutmayacağı için kurnaz kral, Winchester Piskoposu’na ‘dini ıslah’ı sağlaması karşılığında Southwark’taki kraliyet arsasından on altı parça mülk vermişti. Gerekli kanunu yasayamayan Piskopos krala başvurunca Henry memnuniyetle aracı olmuş ve gayrımeşru yollardan elde edilen bir vergi haline gelen cezalar toplamaya başlamıştı.
Düşük miktarda birçok ceza uydurulmuş, yüksek para cezaları da fahişelerdense daha çok kerhane patronlarına uygulanmıştır.
Utanç Tıraşı
14. Yüzyıl’da, pezevenklikle suçlanan birinin sakalı ve saçı beş santimlik bir perçem haricinde tıraş edilirdi. Suçlu şehrin büyükleri ya da belediye başkanı tarafından belirlenen bir süre boyunca halkın önünde teşhir edilirdi. Olaya herkesin tanıklık edebilmesi içinse yolda suçluya neşeli halk ozanlarından oluşan bir bando eşlik ederdi.
Mamalar ve kadın tellalları da aynı şekilde cezalandırılır, saçları bir kase şeklinde kesilirdi. Hapishaneden ceza yerine kadar ozanların şarkıları eşliğinde geçirdikleri yolculukları yine aynı şekilde halka açık ve gürültülü patırtılıydı.
Cock8 Yolu ve Diğer Sokaklar
Cock Yolu’ndaki Altın Oğlan heykeli Büyük Londra Yangını’nın bittiği noktayı belirler
Bankside (Thames Nehri kıyısı) bölgesindeki genelevlerin sayısını kısıtlama çabalarına rağmen, Londra’nın birçok semtinde ve diğer şehirlerde fuhuş oranı artmıştı. Sokak isimleri buna şahittir, zira ortaçağ sokaklarının çoğu buralarda yapılan ticarete istinaden adlandırılmıştır.
13. Yüzyıl sonlarında çoğu şehirde rastlanan Grope-cunt (Am elleyen) Geçidi, Cock’s Lane’de (Yarrak Yolu), Codpiece Lane (Apışarası Yolu) ya da Maiden Lane (Kız Yolu) gibi bölgelerde neler döndüğünü tahmin etmek çok da zor değildir. Elbette bu yerlere verilen isimler parlak zeka ürünüdür. Bazı şehirlerdeki Gropecunt Geçidi daha sonradan Grape Lane (Üzüm Geçidi) olarak yeniden adlandırılmış, Londra’da ise bugün birçok yayınevi ve gazeteye ev sahipliği yapan Grub Street (Grub Sokağı) olmuştur; Cock’s Lane ise çoğunlukla Cook’s Lane diye değiştirilmiştir. Paris’te de cüretkarlıkta Londra’yla aşık atan Rue Trousse Puteyne (Fahişenin Yarığı Sokağı) ve şimdi Rue de Pélécan adıyla anılan Rue du Poil au Con (Am Kılı Sokağı) gibi sokak isimlerine rastlanmıştır.
Bakire Gibi
Dönemin ilahiyatçıları, günah çıkaranları
7
Sodomi, bir kadın, bir erkek ya da bir hayvanla anal seks yapmak. (e.n.)
8
Argoda ‘yarrak’ anlamında. (e.n.)