YÜREĞİME AŞK DÜŞSÜN. Hilal Otyakmaz Aydin
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу YÜREĞİME AŞK DÜŞSÜN - Hilal Otyakmaz Aydin страница 2
Bu güzelliklerin inkişafı içerisinde eserde Hasan Basrî Hazretleri’nin, Bayezıd-ı Bistamî Hazretleri’nin ve Muhyiddin İbn-i Arabî Hazretleri’nin sohbetlerine günümüzde herkesin anlayabileceği şekilde yer verilmeye çalışılmıştır. Yüce Allah hakkıyla idrak edenlerden olmayı nasib ü müyesser eylesin. Bilmem, hikmet-kuş dilinin değerini acizâne anlatabildik mi?
Süleyman Davud’a varis oldu ve dedi ki: “Ey insanlar! Bize hikmet dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.” (Neml Suresi, 16)
“Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.” (Kehf Suresi, 65)
Kıyamete kadar gelecek aşk erenlerine selam olsun:
Severim ben seni cândan içeri
Yolum ötmez bu erkândan içeri
Nere varır isem gönlüm dolusun
Seni kanda koyam bundan içeri
Beni sorman bana bende değilim
Sûretüm boş gezer dondan içeri
Beni benden alana ermez elim
Kadem kim basa sultândan içeri
Tecellîden nasîb erdi kimine
Kiminin maksûdu bundan içeri
Kime dokunduysa ol dost nazarı
Onun şûlesi var günden içeri
Senin aşkun beni bende alıpdır
Ne şîrîn derd bu dermândan içeri
Şerîat tarîkat yoldur varana
Hakîkat marifet andan içeri
Süleymân kuş dili bilir dediler
Süleymân var Süleymân’dan içeri
Sülûk seyir eden aşkun erine
Niçe mezheb olur dînden içeri
Dînin terk idenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür îmândan içeri
O bir dilber durur hîç yok nişânı
Nişân olur mı nişândan içeri
Meğer Yûnus gözi tuş oldı dosta
Ki kaldı kapıda andan içeri6
Bâb – 1: İlim Kapısı
HASAN BASRÎ HAZRETLERİ 7 : Rabb’imin selamı, rahmeti, bereketleri, katındaki her türlü hikmet cevherleri; Efendimiz (s.a.s.), diğer bütün peygamberler (a.s.), Ehl-i Beyt, Ashab-ı Güzin (r.a. ecmain), tabiın, tebe-i tâbiın(rahimehullah), kıyamete kadar hakkıyla onların peşinden gelenler yüzü suyu hürmetine bütün insanlığın, hususan ilim yolunda mücâhede edenlerin üzerlerine daim-baki olsun. Âmin, âmin, âmin.
Rabb’e sülûk eden dervişte; hikmet dilinin olması ve ilerlemesi için dervişin kalbinin, muhabbetullah8 dışındaki her varlığa karşı dikkatli olması gerekir. Yaratılan Yaradan’a duyulan aşktan, vefadan dolayı sevilir. Hikmet dili, aşk dilidir. Aşk ile nakışlar, bağlar, sırlar bir bir çözülür. Her aşk makamı, sırların ortaya çıkışı ve hikmet dilinin açılmasıdır. Sâlik, hikmet dilinin sırlarını buyurduğu nefesler9 ile de yansıtır.
Hikmet dili insanı yakıp kül eder. Aşk şehidi eder. Bu sebeple sâlik sürekli mürşidinin izinde yürür. Yunus Emre bu hâlleri yaşarken, Taptuk Emre Hazretleri ona yol, yöntem göstermeseydi hikmet dili bu şekilde inkişaf etmezdi. Bayezıd-ı Bistamî Hazretleri’ne, İmam Cafer-i Tayyar Hazretleri yol göstermeseydi, marifet hakikat yolları yürünmezdi. Bayezıd-ı Bistamî Hazretleri’nin dersleri bittikten sonra çoğu zaman talebeleri O’na anlattıklarını hatırlatınca: “Bunlar benden değildir.” buyururmuş. Onlarda hikmet dili geniş şekilde inkişaf bulmuştur.
Hikmet dilinin vasıfları çoktur. Her sâlike yürüdüğü yolun hâllerine, makamlarına göre farklı inkişaf eder. Bu inkişaflar Rabb tarafından zamanın ihtiyaçlarını da karşılar. Sâlik de gönlüne gelenleri bilemez. Kendisini, mürşidine ve Rabb’ine teslim eder. Rabb’i de, teslim olan sâlike bahşeder. Ne bahşedilirse kalp bohçasına, o güzellikler ikram edilir dostlar sofrasına. Yüce Allah sâlikin gönlüne insanların ruhen, bedenen neye ihtiyaçları varsa o ihtiyaçları yağdırır. Burada sâlikin seyr-i sülûku önemli rol oynar. İstidata göre istinat verilir her daim.
Yüce Allah, sâlikin gönlünü hikmetler için açmaya başladığı zaman, gönül Hakk tarafından yağmalanmış olur. Rabb’in yağmaladığı gönle ne mutlu… Seyr-i sülûktaki aşk, ilim, sadakat, istikamet, muhasebe, ihlâs basamakları, muhabbetullaha doğru açılan kapılardır. Her birinin ayrı ayrı sâlikin gönlünde yönleri, yolları vardır. Muhabbetullaha giden yolda bunlar basamak olarak hikmetlerin inkişafını gerçekleştirir.
Hikmet dili, nazlı bir dildir. Bu dilin açılması sâliki zorlar. İstikamet ve sabır gerektirir. Dünyaya dünya olduğu için yüz çevirmek, Rabb için yönelmek; hâlk içinde daim Hakk ile muhabbet gerektirir. Dünya ve içindekileri kalbinden atamayan, tasavvufun hakikatlerinden uzaklaşır. Hikmet dili ise, yaşanan olayların arka planındaki hakikatlerin görülebilmesi için Hakk’ın sâlikteki kalp gözlerini açmasıdır. Sâlikin menzillerde yaşadığı, gördüğü güzellikleri sembollerle hikmet dili ile aktarmasıdır. Bunu da ancak yaşayan hâl erenleri anlayabilir. Bu güzelliklere talip olunmaz. Hak dilediğine verir. Yaşama amacımız, bu hikmetlere vasıl olmak yolunda Rabb’i hakkıyla bilme, bulma ve O’nun ile hakkıyla olmadır.
Efendimiz (s.a.s.) tarafından Medine’ye görevlendirilen Mu-sab bin Umeyr Hazretleri (r.a.), hicret ederken yedi ayet biliyormuş. Bu ayetlerin genel içerikleri: “Rabb’e hamd, Rabb’e, Resül’üne (s.a.s.) hakkıyla iman etme, imandan sonra küfre dönmeme-istikamet ile İslam’da devamlılık, Rabb’e inancını, teslimiyetini arttırma, Rabb’in her hâlden haberdar olduğu bilincinde olma ve O, ‘ol’ dedikten sonra her şeyin olacağı aşkına bağlı olmadır.” Musab Bin Umeyr’in (r.a.) hikmet dili budur. Yüce Allah, bu ayetleri O’nun (r.a.) kalbine yerleştirmiş ve kalbinin atışları bu ayetlere göre şekillenmiştir. O (r.a.), ayetleri yaşamıştır. Hak, onun yaşadığı güzellikleri aktarmak için lisanından insanlık için uygun olan kısımları inci, cevher olarak dökmüştür. Dökülenler gönülden imiş, lisan ise bunun için vesileymiş. Ayrıca Musab Bin Umeyr (r.a.), bu ayetlerle yaşadığı hâli sır olarak tutmuştur. Sır; Rabb’e-Resul’üne
6
Yûnus Emre ile Aşk Yolculuğu Haytaı ve Seçme Şiirleri, Mustafa Tatcı, H Yay., İstanbul, 2015, s. 353-354.
7
Hz. Ali (r.a.) döneminde ( 641-728) yaşamış, tâbiin, büyük mutasavvıf bir şahsiyettir.
8
Allah’a olan ibadetlerin, amellerin sadece Allah’a duyulan aşktan ötürü olması ve kulda Allah aşkından başka bir varlığın kalmaması durumudur. Tasavvufta nihaî makamlardandır.
9
İlahilere verilen bir başka isimdir. İlahi, insanların kalplerini Allah için diriltip nefeslendirdiği için bu adı almıştır.