Celaleddin Menguberdi. Nazar İşankul

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Celaleddin Menguberdi - Nazar İşankul страница 4

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Celaleddin Menguberdi - Nazar İşankul

Скачать книгу

görürsün.

      SAHNE-10

      Talim Meydanı

      Timur Melik, Celaleddin’e bu defa yay kullanmayı öğretmektedir. Sultan ve Hivekî de bir kenardan onları izler. Timur Melik, yayı tutmayı, germeyi, oku tutmayı ve nişan almayı öğretir.

      Celaleddin’in attığı okun hedefi tam isabetle vurmasına şaşıran Timur Melik ona tekrar ok verir.

      Celaleddin bu defa da hedefi vurunca, Timur Melik şaşkınlık içinde bakakalır.

      Timur Melik: – Şehzade! Daha önce biri size ok atmayı öğretmiş miydi?

      Celaleddin “hayır” der gibi başını sallar.

      Timur Melik’in şaşkınlığı daha da artar ve bakışlarını ayırmadan ona tekrar sorar.

      Timur Melik: – O zaman, her seferinde oku tam isabet ettirmeyi nasıl başarıyorsunuz?

      Celaleddin hedefe bakarken omzunu silker.

      Celaleddin: – Nişan alırken hedef çok yakınımdaymış gibi hissediyorum. Bu yüzden tam isabet ettiriyorum.

      Timur Melik hayretler içinde öğrencisine bakakalır.

      Meydanın bir kenarında onları izleyen Hivekî ile sultan kendi aralarında konuşurlar.

      Hivekî: – Sultan Hazretleri! Dediğim gibi, şehzade Celaleddin’e Sultan Tekeş’in yeteneği geçmiş olmalı!

      Sultan, Celaleddin’e gururlanarak bakar.

      Celaleddin’in attığı oklar hedefi vurmaya devam eder.

      SAHNE-11

      Türkan Hatun’un Sarayının Kapısı

      Humartigin ve Bek birlikte yürümektedir.

      Humartigin yol boyunca konuşur.

      Humartigin: – Melike Türkan Hatun, şehzade Uzlağşah’ın eğitimi için size güveniyor. Ona savaş sanatını öğreterek onu veliahtlığa hazırlayacaksınız.

      Bek: – Anlaşıldı. Demek ki şehzade Uzlağşah bizim geleceğimizmiş.

      Humartigin: – Öyle de diyebiliriz. Lütfen geleceğimizi eğittiğinizi bir an olsun unutmayın.

      İkisi saray meydanına çıkarlar.

      Meydanda Türkan Hatun ve yedi-sekiz yaşlarında olan Uzlağşah bulunmaktadır.

      Melikenin bulunduğu yere yaklaşırlar.

      Humartigin: – Komutan Bek, Kıpçakların en mahir komutanı. Şehzadenin eğitimi için kendisine güvenebiliriz.

      Türkan Hatun, Bek’e baştan aşağı bakar.

      Türkan Hatun: – Komutan! Üzerinizdeki vazifenin ciddiyetini anlıyorsunuz sanırım! Ben, oğlumdan sonra bu torunumu sultan olarak görmek istiyorum. Torunuma layık bir eğitim verin!

      Türkan Hatun bu sözleri söyler ve oradan ayrılır. Meydanda bulunanlar onu eğilerek selamlar.

      SAHNE-12

      Talim Sarayı

      Timur Melik, Celaleddin’e at sürerken ok atmayı, hedefi vurmayı öğretmektedir. Celaleddin at sırtında koşarken atın ayaklarının arasından nişan alarak ok atar.

      Ok havada uçarak hedefe isabet eder.

      (Ekranda, on altı-on sekiz yaşlarında olan Celaleddin’in at sürerken ok atışını görürüz. Oklar ilk ok gibi hedefi tam ortasından vurur.)

      SAHNE-13

      Ekran Yazısı: Moğolistan

      Rüzgârda otağın üzerindeki sancaklar dalgalanmaktadır, Cengiz Han’ın sancağı dalgalanır.

       Dervişin Sesi: – Bu sırada Doğu’da Harzemşahlar için kaçınılmaz olan tehlike yaklaşmaktaydı. Moğolistan kabilelerini bir sancak altında toplayan, müneccimlerin “Yeryüzünün Sahipkıranı” olarak nitelendirdiği Cengiz Han yedi iklimin sultanı olmak için can atıyordu. Tarih, efsanevi iki ejderin karşı karşıya gelişine hazırlanıyor…

      Has nökerleri ile bozkırda at sürdükten sonra geri dönen Cuci atından inerek, otağından epey uzakta, batmakta olan güneşi izleyen Cengiz Han’ı görür. Cuci, rüzgârın elbiselerini dalgalandırdığı babasının yanına gelir ve onun baktığı yöne doğru bakmaya başlar. Batmakta olan güneşte hiçbir şey göremeyince, babasının neden güneşe baktığını anlayamaz. Fakat yine de babasına belli etmeden, ona nezaketen şunları söyler.

      Cuci: – Güneş, ne kadar güzel batıyor! Taycudlara karşı zafer kazandığımızda da böyle kıpkırmızıydı.

      Cengiz Han bir müddet Cuci’nin söyledikleriyle ilgilenmeden gözlerini ufuktan ayırmaz.

      Cengiz Han: – Güneşin batışı umurumda bile değil.

      Cuci, babasının genellikle savaş öncesinde bir noktaya bakıp düşüncelere daldığını bildiği için, yüzünde tedirginlik belirir.

      Cengiz Han: – Harezm, dünyanın en güçlü saltanatı. Batıya giden yol buradan geçiyor. Er ya da geç Harezm sultanı ile karşı karşıya geleceğiz… Bunu düşünüyorum.

      Cuci, babasının mağrur yüzüne bakar. Cengiz Han ufka doğru bakmaya devam eder. Sonra eğilerek yerden bir avuç kum alır, sonra avcundaki kumları batıya doğru üfler. Rüzgâr, kum tanelerini kan kırmızısı şafağa doğru uçurur.

      SAHNE-14

      Talim Sarayı

      Celaleddin hazır ol pozisyonundadır. Göğsünde ateşte yanan kuş figürlü muska asılı duruyor. Timur Melik, onun önünde bir ileri bir geri yürüyerek konuşur. Celaleddin de onun söylediklerini tekrarlar.

      Timur Melik: – Dedeniz Sultan Muzaffer Tekeş’in şöyle bir sözü var: – Gerçek sultanın ölümün gözüne dik dik bakması gerekir. O zaman ölüm ondan kaçar. Sultan, savaşa ordusunun başında gitmeli. İşte o zaman zafer onun olur.

      Celaleddin: (Tekrar eder) – …Zafer onun olur…

      Timur Melik: – Ordusunun başında savaşa gitmeyen sultanın, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan kadından farkı yoktur.

      Celaleddin: (Ardından tekrarlar) – …Kadından farkı yoktur…

      Timur Melik: – Zaferin sırrı, cesaret ve mertliktedir. Mertlik yüz düşmana bedeldir! Cesaret ise bütün

Скачать книгу