Celaleddin Menguberdi. Nazar İşankul
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Celaleddin Menguberdi - Nazar İşankul страница 5
Gürgenç Kapısı
Kervanla birlikte arabalar, atlılar ve yayalar kapıdan içeri girmektedir. Kapıyı beş altı tane asker korumaktadır.
Bedreddin de atlılarla birlikte içeri girer. Onun yanında güçlü kuvvetli, iri yarı bir delikanlı olan Ata Murat da yürüyor.
Bütün Gürgenç’i inleten davullar çalınıyor.
Kapının önünde bir tellal yüksek sesle duyuru yapmaktadır.
Tellal: – Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi Sultan Alaeddin Muhammed Harzemşah, Karahıtaylara karşı kazanılan zaferin şerefine şehzadeler arasında bir müsabaka düzenliyor. Savaş sanatında kendisine güvenenlerin şehzadelerle yarışmasına imkân verilecek.
Bu sözleri duyan Bedreddin atını durdurur ve Ata Murat’a bakar. Delikanlı da ona bakarak anlamlı bir şekilde kafasını sallar. Sonra şehre doğru yol alırlar.
SAHNE-17
Şehir Meydanı
Davullar çalınmakta.
İnsanlar her taraftan akın akın meydana gelmektedir.
Savaşa hazırlık için, askerler arasında askeri müsabakaların yapıldığı meydan seyircilerle dolup taşmıştır. Sıraların tam orta yerinde çok görkemli bir sayeban bulunmaktadır. Sayebanın ilk sırasında Harzemşah oturuyor, yanında da devlet erkânı yer almış durumda. Sultanın sağ tarafında Ayçiçek ve saraydaki diğer hanımlar. Onların karşısındaki askerler arasında Timur Melik ve Celaleddin oturuyor. Diğer tarafta ise, artık delikanlı olan Akşah ile lalası, Humartigin, Bek ve Uzlağşah oturuyorlar. Celaleddin, yerinden kalkar ve önce sultanı, sonra da annesini başını eğerek selamlar. Sol kanatta oturan Humartigin, Celaleddin’in annesini selamladığını fark eder ve önce Ayçiçek’e, sonra da Celaleddin’e endişeli gözlerle bakar. Celaleddin’in boynunda kuş figürünün bulunduğu muska asılıdır.
Celaleddin otururken, validesinin yanında ayanın ailesi için ayrılan yere annesi ve halayığı ile gelip oturan kıza gözü takılır, bir süre ona bakar. Kız da kendisine bakmakta olan Celaleddin’i fark eder ve ikisi göz göze gelirler. Kız o kadar güzeldir ki delikanlı onu görünce kalbi heyecanla atmaya başlar. Kıza baka baka yerine oturur ve müsabaka sırasında gözünü ondan ayıramaz. Kız da müsabaka boyunca şehzadenin her bakışını yakalar ve sık sık gözleri buluşur. Ayçiçek, oğlunun kendisine değil, yanında oturan birisine baktığını fark edince, etrafına bakınmaya başlar. Sonra yanında oturan halayığının kulağına bir şeyler fısıldar. Halayık da kıza bakar ve melikeye dönerek bir şeyler söyler. Melike, dönüp tekrar kıza bakar ve sonra oğluna bakıp gülümser.
Bek ile Humartigin’in bulunduğu yere Kıpçak beyleri de gelip yerleşir. Onlar Uzlağşah’a dalkavuklukça baş eğerek selam verip geçerler.
Bedreddin ile Ata Murat da kalabalığın içindedir.
Bedreddin, sultanın oturduğu sayebandan gözlerini ayırmaz. Onun bakışları kızgınlık ve nefret doludur. Bedreddin yavaşça Ata Murat’ı dürter, Ata Murat da sultanın bulunduğu tarafa bakar.
Ata Murat: – Sultan bu mu?
Bedreddin başını sallayarak onaylar.
O andan sonra Ata Murat da sultana nefretle bakmaya başlar. Dudakları titrer, 30-40 yaşlarındaki babasının darağacına asılışı gözlerinin önüne gelir. Ata Murat sinirlenerek kılıcının kabzasını sıkıca kavrar.
Meydanda önce Uzlağşah ile bir savaşçı güreşir. Uzlağşah onu yener ve bütün Kıpçaklar onu sevinç içinde alkışlarlar.
Sonra Akşah meydana çıkar. Akşah, Keşli bir pehlivana yenilir.
Akşah yenilgiyi hazmedemez ve üzgün bir şekilde meydanı terk eder.
Keşlinin karşısına bu sefer Uzlağşah gelir. Keşli pehlivan Uzlağşah’ı da yener.
Daha sonra Keşli ile Celaleddin karşılaşır. Ata Murat, şehzadeye bakınca aşık oynadıkları anları hatırlar.
Celaleddin, Keşliyi yere serer.
Celaleddin iki askerle daha güreşir ve ikisini de yener.
Bütün meydan “Celaleddin!” diye bağırarak, onu alkışlamaya başlar.
Celaleddin’i alkışladıklarını gören Uzlağşah, hırsından dayanamayıp meydanı terk eder.
Humartigin’in yanında oturan Bek, Bedreddin’e bakar ve başını sallayarak işaret verir.
Bedreddin elini yanında oturan Ata Murat’ın omzuna koyar.
Bedreddin: – Haydi bakalım Ata Murat, sıran geldi. Şehzadeyi yerle bir et!
Meydandaki herkes hâlâ Celaleddin’i alkışlamaktadır. İri yapılı, boylu poslu Ata Murat meydana çıkar. Onun heybetini görenler çılgınca bağırmaya başlar.
Ata Murat’ı gören Humartigin yanında oturan Bek’e sorar.
Humartigin: – Bu da kim? Onu daha önce hiç görmedim!
Bek: – Mirza Sadreddin’in bahsettiği delikanlı!
Humartigin: – Onu bize Allah gönderdi. Celaleddin’i yenerse, onu Uzlağşah’ın has nökeri yaparız!
Bek, komutanın planını anladığını göstermek için başını sallar.
Humartigin büyük bir ilgiyle Celaleddin ile Ata Murat’ın güreşini seyretmeye koyulur.
Ata Murat, sultanın karşısına gelir ve bir müddet onun gözlerinin içine bakar. Elindeki kılıcın kabzasını sıkar. Yanında bulunan tellal, Ata Murat’ın kulağına eğilir.
Tellal: – Sultanı selamlasana şuursuz!
Ata Murat başını eğerek isteksiz bir şekilde sultanı selamlar.
Ayçiçek de oturduğu yerden bir sultana bir de meydana çıkan alp görünüşlü Ata Murat’a endişeyle bakar.
Mücadele başlar.
Ata Murat, Celaleddin’i iki üç defa kaldırıp yere çarpar.
Meydan sessizliğe bürünür, fakat Kıpçak beyleri bu durumdan oldukça hoşnuttur.
Ata Murat, Celaleddin’i bir çocuk gibi kaldırıp yere vurur. Yerinden kalkan Celaleddin, Ata Murat’a yaklaşır.
Ata Murat, Celaleddin’e dik dik bakar.
Ata Murat: – Şehzade, pehlivanlık aşık atmaya benzemez!
Bu sözleri duyan Celaleddin, Ata Murat’a dikkatle bakar.
Celaleddin: