I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi - Анонимный автор страница 3
Evet, sanat dergilerinin en önemli misyonlarından biri de genç kalemlere kucak açmasıdır. Defîne arayıcılığı gibi bir şeydir bu. Dergimize, hiç adı duyulmamış imzalarla gelen her yazı heyecanla okuruz.
Ben burada sizlere, yazı hayatına bizim çıkardığımız Kardeş Kalemler’le başlayan bir sanatçının doğuşunu müjdeleyeceğim. İlk defa yazdığı çok başarılı hikâye ve şiirleriyle bizleri şaşırtan İmdat Avşar’dır bu. Bir volkanın patlaması gibi art arda gönderdiği hikayeler, daha bir ay içinde, bir kitap dolduracak hacme ulaşmıştır. Ne kadar yetenekli olursa olsun, yazmaya başlayan her amatör sanatçı, bir acemilik, bir emekleme, devri yaşar. Ama biz İmdat Avşar’da hiçbir acemilik izine rastlamadık. Yakında, onun hikâyeleri bir kitap hâlinde yayınlandığında sizlerin de bize hak vereceğinizi sanıyorum.
Sayın dergi temsilcileri;
Şuna inanıyorum ki, bu kongre hepimiz için büyük faydalar sağlayacak, dergilerimiz arasındaki haberleşme ve yazı akışı hızlanacaktır. Ben konuşmama burada son verirken daha nice kongrelerde buluşmak üzere hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür edirem dikkatinize garşı. Kimse hele 20. asrın ahırlarında demiş 21. yüzyıl-Türk asrıdır. Türk halklarının asrıdır. Bu bizim asrımızdır. Biz Türkler 21. asra liyakatla kadem koyduk ve bu asırda artık bir öz birliğimiz dünyaya nümayiş ettirmek sizin dilinizce, Türkiye Türklerinin dilince söylesek zorundayız. Bizde bele bir söz yok, ama gözel sözdü burada yerine düştü. Bu kongre umum Türk halklarının kongresinin men bele hesap edirem ki bir devamı olarak kıymetlendirmek olar bu hegigette de beledir. Yakında böyük bir Türk kongresi oldu ve bu kongre ilk defa Baku’de keçirildi. Bizim ülkelerin başçılarının iştirakiyle. Bu kongreden sonra hemen Edebiyat Dergileri Kongresi gerçekleştirildi, men bele hesap edirem ki bu tesadüf değildi. Hem siyasetçiler hem yazarlar biz gözel anlıyoruz ki dünyanın yalnız silahla, zorla eyle siyasetin özüyle de idare et-mirler. Dünyayı evvelden beri idare eden bir kuvvet var o da sözdür, söz sanatıdır. Burada eyleşen yoldaşlar söz sanatının yaranmasına hizmet eden özleri yazar olup olmamalarına asılı olmayarak, men naşirleri de o cerge de hesap edirem. Söz sanatının yaranmasına onun istikametlenmesine hizmet eden adamlarık ve bizim üzerimize böyük bir mesuliyet düşür. Ve biz mes’uliyeti her zaman çalışırık ki kifayet kadar liyaketle yerine getirek. Men size deyimki biz burada yığışanda her-den zennimce keçmişlere de bir seyahat etmek mecburiyetindeyiz. Ona göre ki keçmiş bize çok şey deyir. Yani bugün siz Azerbaycan’ı götürsez veyahut Kırgızları götürsez veya Kazakları ve başka keçmiş Sovyet Birliğinde yaşayan Türk halklarını götürsez, onlar uzun zaman siyasî ve başka iktisadî sıkıntılar içinde yaşamışlar. Bu yüzden biz sözün kıymetini daha artık hissetmişik. Biz o dönemlerde, vahıtlarda anlamıştık ki başka hiçbir çıkış yolumuz yoktu yalnız sözün gücüyle, bediî, edebî sözle halka hakikati az da olsa anlatmak, çattırmak imkanı elde etmiştik ve onu hayata geçirirdik. Bunun üstünde de hatta başımız çok belalar çekmişti. Bugün ise tesevvür edin biz tam bir azad vaziyetteyik, müstakil bir vaziyetteyik ve söz azaldığı bizde var. O kadar bir söz azaldığı ki biz yüksekliğe ögreşmemiş Azeriler belki Kırgızlar da bunu böyle diyer, Kazaklar da, Özbekler de bunu deyerler bizim bu yükseklikten başımız bir kadar herlenmeye başlıyıp. Ona göre ki biz alışmamışık bu kadar azaldığa, ama bu çok gözeldi. Biz uzun yıllar hasret kaldığımız Türk gardaşlarımızla bir yerde el ele verip birlikte edebî sayfalar hazırlıyırıksa bu umum Türk sabahının, umum Türk edebiyatının sabahı hakkında mene eyle gelirki ümitle danışmağa esas verir ve mende bu ümitteyim. Bizim bu kongrenin en böyük güzelliği men dün ilk dakikadan hissettim bu otele gadem goyanlar arasında ve demek olar ki bu resmî hisse olsa bile dün bizim kongremiz başlamış. Dün mübarezeler gedirdi umum Türk dili hakkında mübarizeler gedirdi bu çok böyük bir meseledir. Biz bu konularda değişik platformlarda beyle yerlerde esaslı danışırık, menim de muayyen fikirlerim var. Burası bele gözeldir ki biz burada toplandık, bu kongre baş tuttu men de bu kongreye uğurlar dilirem. Sağolun hammınızı bir de alkışlıyorum.
Arkadaşlar, Kazak dili Türk dilinin içinde kendi yerinde kalmıştır, kendi dilini korumuştur bu sebepten T.Türkçesi’nden biraz uzaklaşmıştır, anlaşılması biraz zorlaşmıştır. Bugünkü kurultay dolayısıyla hepinizi kutluyorum. Avrasya Yazarlar Birliğinin kurulması çok iyi oldu, bir yıl olmasına rağmen bizim bir birimizle irtibatımızda, alakamızda büyük bir kademe olmuştur, büyük bir adım oluşturmuş. Avrasya Yazarlar Birliği bizim Türk halklarını bir birine yaklaştırmakta ve iletişimimizi güçlendirmektedir sizleri böyle bir birliği kurduğunuz için tebrik ediyorum. Bu kongre kutlu olsun, bizim birlikteliğimizi artırsın. Bizim bir birimizi iyi anlamamız gerek. Biz bağımsızlık için büyük mücadeleler verdik, çok zor durumlar yaşadık. Bağımsızlığa ulaşmamız kolay olmadı. Avrasya Yazarlar Birliği çok güzel bir kitap yayınlamış. Çin’den Kazakistan’a gelen Kazak yazarı Jaksılık Samiytuulı’nın kaleme aldığı Osman Batır’ın mücadelesini anlatan Kaharlı Altay romanını yayınlamıştır. Bu büyük bir adımdır. Bunu jalgastırabersek diye düşünüyorum. Kazaklar Rus hakimiyeti altında yaşarken iki üç asır boyunca birçok defa isyan etmişler, 300’den fazla mücadele, ayaklanma gerçekleşmiştir. Bizim kahramanlarımız da bu tarihi anlatan yazarlarımız da çoktur. İnşallah bu kitaplar yayınlanacaktır. Avrasya Yazarlar Birliği bu kitapları bir birimizin lehçesine aktarmakta, tanıtmakta esası teşkil edecektir. Çalışmaya yeni başlayan Avrasya Yazarlar Birliği bizim bir birimizi anlamamızda, lehçelerimizi anlamamızda bir köprüdür, Kırımlı İsmail Gaspıralının da tecrübesiyle ortak dil meselesine eğilmemiz, üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir birimizi kolay anlamamız için, İsmail Gaspıralının gösterdiği yolla ortak dil meselesini halletsek diye düşünüyorum. Bizim aydınlarımız ortak dil meselesi üzerinde çok durmuşlardır. Şu anda salonda bulunan akademisyen Abdulvahap Kara isimli kardeşimiz, “Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Bağımsızlığı Yolundaki Mücadelesi” üzerine çalışma yapmıştır. Mustafa Çokay Türki Tilde, Çağatayca dergi çıkarmıştır. Ortak dil diyoruz, Kazak, Özbek ilahir bir birimizi anlıyorduk bu dille. Biz bu meseleyi yeniden gündemimize getirelim. Bu size Avrasya Yazarlar Birliğine, Türk Dünyasına büyük bir meseledir. Bir olalım, aman olalım, birliğimiz güçlensin teşekkür ederim.
Çok sağolun. Yıldız Dergisi Kırım Türkçesiyle 1976’da çıkmaya başlayan bir dergidir. Bu dergi yok edilmeye çalışılan Kırım Türkleri için bir can simidiydi. Bizim halkımız, edebiyatımız, dilimiz için, halk arasında bir birlik oluşturan, halkımız yaşıyoruz hayattayız dilimiz hayatta yaşıyor dedirten, Türküz ve hâlâ hayattayız duygusunu yaşatan