Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri. Mekemtas Mırzahmetulı
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Kazakları Ruslaştırma Siyasetinin Bilinmeyen Yönleri - Mekemtas Mırzahmetulı страница 2
Mekemtas Mırzahmetulı, Rusya tarih yazıcılığının resmî ideoloji temellinde yapıldığını, I. Petro döneminden itibaren Rusya tarihinin Avrupa’ya yakınlığının temellendirilmeye çalışıldığını ifade ederek, Doğu’nun katkıları ve öneminin azaltıldığını belirtir. Sovyet döneminde Doğu konusu yasak konulardan biri idi. Doğu ile ilgili araştırma yapanlar cezalandırılırdı. Nitekim, bu konularla ilgilenen ve belirli şekilde ele alan bilim insanlarının çoğu kurşuna dizilmiş veya sürgüne gönderilmiştir. Bu yüzden akademik dünya bu konulara yönelmeye korkmuştur. Mırzahmetulı’na göre, Doğu kavramı alışıldığı üzere sadece Arap veya Fars dünyasını kapsamaz. Özellikle Türk dünyası için Doğu kavramı kapalı bir konu idi. Abay’ı idrak edebilmek için bu perdeyi açmak gerekirdi, yani doğu felsefesi, psikolojisi ve pedagojisini incelemeden Abay mirası derinliğiyle anlaşılamazdı.
Mekemtas Mırzahmetulı’na göre, Sovyet döneminde Abay’ın dünya görüşünün Rus ve batı edebiyatına dayanarak şekillendiğine dair bir tez üretildi. Halbuki Abay 30 yaşından sonra dil öğrenmeye başlamıştı. Dolayısıyla Abay’ın öğretilerinin köklerinin Doğu felsefesi ve edebiyatında aranması gerektiğini savunmuştur. Ona göre Abay’ın “kâmil insan” tezinin temelinde Yesevî’nin kâmil insan bilimi, daha derinlere inince “Kutadgu Bilig” vardır. Bu ilmin köklerinin derinlerde olduğunu ve kesintilere uğramasına rağmen devamlılık sergilediğini söyler. Mekemtas Mırzahmetulı gençlere millî terbiye verilmesi için kâmil insan ilminin okullarda öğretilmesi gerektiğini düşünür. Bu amaç doğrultusunda Abay Üniversitesi’nde Millî Terbiye kürsüsü açılmıştır. Abay Okulları’nın açılmasına da vesile olmuştur.
Mekemtas Mırzahmetulı, “Biz (Kazaklar) nasıl bir halkız” sorusunu şöyle cevaplar: Biz, can evinden vurulmuş ve ruhu ayaklar altına alınmış, mankurtlaştırılan bir halkız. Sovyet ideolojisi Kazak halkının Mankurtlaşmasına yol açmıştır. Bunu ifade etme cesaretini gösteren Mırzahmetulı, 1993 yılında “Kazak Kalay Orıstandırıldı?” adlı eserinde Kazaklara karşı yürütülen bu sömürgecilik siyasetini anlatarak Kazak halkının tarihî bilincinin nasıl değiştirildiğine dikkat çekmiştir. Adı geçen eser, Çarlık Rusya’sının ve Sovyet ideolojisinin Kazak milletine uygulanan Ruslaştırma siyasetinin esas noktalarına değinmektedir. Eskiden gizli olan bazı belgelerin incelenmesi bu konuya açıklık getirmektedir. Meselâ, coğrafî adların ve alfabenin değiştirilmesi bu siyasetin ayrılmaz bir parçası idi. Mekemtas Mırzahmetulı, asırlar içerisinde uygulanan bu siyasetin bilinmesi gerektiğini düşünmektedir. Karma Rus-Kazak okullarının açılma tarihini anlatarak, hâlâ uygulamada olan bu okulların kapatılması gerektiğini savunmaktadır. Mırzahmetulı’nın bu eseri Türkiye Türkçesine “Kazaklar Nasıl Ruslaştırılmaya Çalışıldı” başlığı ile aktarılıp 2003 yılında Çankırı Karatekin Üniversitesi tarafından yayınlanmıştır. Sovyet döneminde bu konuları çalışırken Mırzahmetulı hep sessiz itirazlarla karşılaştı ve dışlandı. Akademik faaliyetleri engellenmiş, görünmez sansür hayatının her aşamasını etkilemiştir. Mekemtas Mırzahmetulı Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da aynı şekilde yoluna devam eden çok nadir alimlerden biridir.
Mekemtas Mırzahmetulı, şimdi bu mankurtluktan arınma yollarını aramamız gerekir diyor. Kazakları Kazaklarla karşı karşıya getiren siyasî modellerin seçildiğini ve Abay’ın bunu görebildiğini savunmaktadır. Mekemtas Mırzahmetulı’na göre, bugün Kazaklar Abay’ı ezbere biliyorlar, ama anlamını hala tam olarak idrak edemiyorlar. Abay’ı yaşadığı tarihî ve toplumsal şartları dikkate alarak, unutulan söz varlığını yeniden hatırlayarak okumak gerekir. Bu bağlamda Abay’ın ortaya koyduğu “kâmil insan” felsefesinin toplum ahlâkı açısından büyük önem taşıdığını belirtir. Ayrıca, ahilik, tasavvuf ve civanmertlik öğretilerinin yayılmasının önemi üzerinde durmaktadır.
Günümüzde Kazakistan’da ilan edilen üç dilliliğe karşı değildir, ama tarihte böyle bir şeyin olmadığını belirtir. Yabancı dili öğretiminin ancak 5. sınıftan sonra başlatılması gerektiğini ifade eder. Ana dilde eğitim ve öğretimin önemini anlatır. Günümüzde yabancı dillerin bilinmesinin önemli olduğunu, ama bunu uygulamak için kreşler ve anaokullarından başlatılmasının doğru olmadığını savunur. “Kazak dili zengin bir dil. Bu dilin değerini maalesef düşürdük. Bu dili korumayı ve değerini bilmeyi öğretmek lazım. Meselâ, Kazak dilini bilmeyenler kamu hizmetine alınmazsa muhakkak öğrenirler” diyerek dil konusunda bir devlet politikası oluşturulması gereği üzerinde durur.
Mekemtas Mırzahmetulı, Latin alfabesine geçmek yerine 2500 yıl önce kullanılan runik yazı sistemine geçmenin daha mantıklı olduğunu düşünmektedir. Bunun imkânsız olduğunun da farkında olmasına rağmen bu konuyu yine de gündeme getirir. Mevcut şartlarda Latin tabanlı alfabeye geçilebileceğini de belirtmektedir. Dil, tarih, edebiyat ve kültür araştırmalarını etkilemesine rağmen alfabe değişimlerinden kaynaklanan tarihî ve millî hafıza kesintilerinin onarılması, varlığımızı kökünden tanımaya, idrak etmeye gayret edilmesi gerektiğini vurgular. Çünkü ruhanî boşluğun yeri maalesef boş kalmıyor ve toplum hayatının her boyutunu etkiliyor.
Mekemtas Mırzahmetulı, her zaman toplumsal bilimlerin önemi üzerinde durarak, millî konuları gündeme getirir, değerlendirmeler yapar ve eleştirir. “Bugün Yazarlar Birliğinde kayıtlı 700’den fazla yazar olmasına rağmen millî ve toplumsal meseleleri ortaya koymak için aralarından yedi yazar çıkartamazsınız”, der. Devletin kadro siyasetindeki hatalarının eski dönemlerden gelen ve devam ettirilen teknokrat siyasetinden kaynaklandığını ifade eder. “Teknokrat düşünmez, uygular”, der. Dolayısıyla hükümet bünyesinde muhakkak sosyal bilim temsilcilerinin de yer alması gerektiğini savunur. Bir toplumsal değerlendirme yaparak Mekemtas Mırzahmetulı, “Bugünün zengininde doyum yok, insaf yok ve kanaat yok”, der. Bu doyumsuzluk, hayat boyu tatil ve göstermelik hayatın toplumun millî değerlerini çürüttüğünü, zengin ve fakir arasındaki uçurumu arttırdığını ve toplumda ruhanî değerlerin içini boşalttığını belirtir.
Mekemtas Mırzahmetulı, Kazakistan’ın mevcut bilim sistemini sorgular. Test sisteminden dolayı tarihçiler savaşın nerede ve ne zaman olduğunu bilirler, ama sebeplerini pek düşünmezler. Pedagoji ve Psikoloji müfredatlarının batı temellerine dayandırıldığını belirterek Doğu Pedagojisi’nin önemini savunuyor. Günümüzde dahi eski ders kitaplarının okutulmaya devam edildiğini üzülerek ifade eder. Okullarda Bauırcan Momışulı gibi millî kahramanların müfredata dahil edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Mekemtas Mırzahmetulı’nın “Legendarnıy Batır” adlı eseri Moskova’da Rus dilinde yayınlanmıştır. Büyük emek sarf ederek “Bayırcan Momışulı Murası XXI Ğasır Kögınde” adlı 30 ciltlik eseri yayına hazırlamıştır.
Mekemtas Mırzahmetulı, millî eğitim ve öğretimin geleceğe yönelik olarak toplum hayatında belirleyici