Nutuk. Мустафа Кемаль Ататюрк

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк страница 12

Nutuk - Мустафа Кемаль Ататюрк

Скачать книгу

durumumuzu ve görüşlerimizi tamamen benimsetebilecek kadar beraber çalışması ve kendisini bizimle temasa geçirdikten sonra uzaklaşması makul olurdu, kanaatinde bulundum. Bununla beraber oldubitti karşısında bırakılmış olduğuma göre, iki noktada teselli aramakla yetinmeye mecburdum. Birincisi, Refet Bey’in telgraf metnindeki “Selahattin Bey, gaye uğrunda çalışacak!” cümlesi, diğeri de Refet Bey’in hiç olmazsa İstanbul’a gitmemiş olmasıydı.

      Bu durum üzerine, “Komutanların İstanbul’a gitmek hususunda en küçük bir gafletlerinin pek pahalıya mal olacağını ve programımızı en iyi şekilde uygulamaya devam edeceğimizi” bütün komutanlara bildirmek suretiyle hemen dikkatlerini çektim. Refet Bey’e de aynı tarihte (14 Temmuz 1919) “Selahattin Bey’in kararlarımızı istenildiği gibi uygulayacağı, buradaki arkadaşlar arasında pek ziyade memnuniyet yaratmış ve daha da kuvvet kazandırmıştır.” cümlesi de bulunan bir şifre telgraf çektirdim.

      Selahattin Bey’in kendisine de aynen şu telgrafı çektirdim:

14 Temmuz 1919

      Amasya’da 5’inci Tümen Komutanlığına,

      Refet Bey’edir: Aşağıdaki telgraf metnini uygun görürseniz, lütfen Selahattin Bey’e iletiniz ve neticesini bildiriniz.

Mustafa Kemal

      Selahattin Beyefendi’ye: İstanbul’un düşmanlarca sarılmış muhitinden milletin mübarek sinesine gelmeniz ve fedakâr arkadaşlarınızın azim ve vatanseverlik meydanına sizin de şeref vermeniz büyük bir sevinçle karşılandı. Kutsal gayemizin gerçekleştirilmesi uğrunda gösterilecek müşterek gayrette Cenabıhak cümlemizi zafere ulaştıracaktır. Gözlerinizden öperim.

(Mustafa Kemal)3’üncü Ordu MüfettişliğiKurmay Başkanı AlbayKazım

      Selahattin Bey hakkında ilk şüphe ve tereddüt, yine Selahattin Bey’in “Gaye uğrunda çalışacağını” söyleyerek ona güvenen ve hemen komutayı teslim edip Sivas’a doğru uzaklaşan Refet Bey tarafından gösterilmiş oldu.

      Refet Bey’in Amasya’dan yazdığı bir telgraf, yalnız Selahattin Bey hakkında tereddütü değil, daha birkaç noktayla ilgili düşünceleri de ortaya koyuyordu. Müsaade buyurursanız, aynen arz edeyim:

Amasya’dan 15.7.1919

      Aceledir.

      Asayiş konusundadır.

      719

      Erzurum’da 15’inci Kolordu Komutanlığına,

      Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine,

      Selahattin Bey’i tanırsınız. Birdenbire ürkmemesi lazımdır. Evvela Kazım Paşa, tebrik vesilesiyle, yumuşak ifadelerle kendisiyle haberleşmeye girişmelidir. Hamit Bey’in azli hakkında henüz bir şey yok. Fakat yerinde bırakılması için teşebbüslerde bulunuldu. Azlolunmuşsa, buralarda kalacağını pek ümit etmiyorum. Bununla beraber tesir ediyorum. Benim dönmem için İngilizlerin hükûmete baskı yapacakları muhakkaktır. Ben duruma göre gerekeni yaparak buralarda kalacağım. İngilizlerden ve buradan geçen Amerikalıdan anladığıma göre, Kazım Paşa’nın durumu da tehlikelidir. Daima aşırılıktan kaçınılmasını ve vaziyetin iyi idare edilmesini tekrar tavsiye ederim. (Refet)

5’inci Tümen KomutanıArif

      Bu telgrafta ismi geçen Hamit Bey, mutasarrıf bulunuyordu. Hamit Bey, Samsun’a gelişimin ilk günlerinde Refet Bey’in eski hukuk ve dostlukları sebebiyle, müşterek gaye uğrunda, sonuna kadar bizimle beraber fedakârca çalışacak vasıfları haiz bir arkadaş olduğuna itimadı bulunduğu için bana tavsiye ettiği ve benim Sadrazamlığa ve özel olarak Erkânıharbiyeiumumiye Reisi Cevat Paşa’ya durumu bildirmem üzerine Samsun’a getirebildiğimiz zattı.

      Böyle bir zatın, er geç azlolunacağına şüphe var mıydı? Fakat Refet Bey “Yerinde bırakılması için teşebbüslerde bulunuldu.” diyor. Hangi yerde? Kimlere başvurularak? Kim teşebbüslerde bulundu? Sonra “Azlolunmuşsa buralarda kalacağını pek ümit etmiyorum. Bununla beraber tesir ediyorum!” diyor; nereye? İstanbul’a mı gidecek? Nasıl? Bu zat, bugüne kadar bizimle çalışmıyor muydu?

      Bu telgrafında Refet Bey, kendisinin dönmesi için İngilizlerin hükûmete baskı yapacaklarını muhakkak görüyor ve duruma göre gerekeni yaparak buralarda kalacağını söylüyor. Hâlbuki durum malum ve yapılacak şeyi, ben kendisine 7 Temmuz 1919 tarihli umumi talimatımda bildirdim. (Bu talimatın ikinci maddesi) Ondan başka yapılacak şey yoktu.

      Refet Bey, İngilizlerden ve buradan geçen Amerikalılardan anlamış ki “Kazım Paşa’nın da durumu tehlikelidir.” Bu ne demektir? Sebat ve azimlerini en çok muhafaza etmeleri lazım gelen arkadaşların, herhâlde rahmet okumayacak kimselerin sözlerinden tehlikeler vehmetmeleri ve bunu inanarak söylemeleri ne demektir?

      Refet Bey, telgrafının sonunda bana da ders veriyor: “Daima aşırılıktan kaçınılmasını ve vaziyetin iyi idare edilmesini tekrar tavsiye ederim.” diyor.

      Buradaki, “aşırılıktan kaçınma” sözünden maksadın ne olabileceğinin tefsirini, izah sahibi kimselere bırakırım.

      Bana iyi idareyi tavsiye eden zat, bu tavsiyeyi, benim verdiğim emir ve talimatı layığıyla yerine getirip vazifesi başından ayrılmadan önce yapmış olsaydı, daha samimi hareket etmiş olurdu, zannındayım.

      Hamit Bey’in İstanbul Hükûmetince Azli

      Efendiler, Hamit Bey, 14 Temmuz 1919 tarihinde, Samsun’dan bana şu kısa telgrafı yazmıştı:

      “Azlolunduğumu inanılır bir yerden haber aldım. Şu bir iki gün içinde emrin gelmesini bekliyorum. Sonra İstanbul’a gideceğimi arz ederim.”

      Refet Bey’in komutayı terk etmiş olmasından üzüntülüyken, aynı günde, önemli bir mevkide kendisinden fedakârca bir gayret beklediğimiz diğer bir arkadaşın da sanki tabii şartlar içinde bulunuyormuşuz gibi anlaşılmaz bir zihniyet göstermekte olduğunu öğreniyorum.

      Hamit Bey’e 15 Temmuz 1919 tarihinde şöyle bir telgraf yazıldı:

      Kardeşim Hamit Bey, sizin yerinize İbrahim Ethem Bey’in tayin olunduğunu haber aldık. Refet’e yazdım ve buluşarak beraberce iç taraflara doğru gelmenizi rica ettim. Bilmem hangi emniyet endişesi size İstanbul’a gitmek fikrini telkin ediyor? Bundan başka, biz değerli arkadaşlarımızı, İstanbul’dan Anadolu’ya çekip çıkarmaya ve bu şekilde ciddi vatanseverleri millî gayeden uzak tutmamaya çalışırken siz bu hareketinizle en azından düşmanlarca sarılmış bir muhite giriyorsunuz. Biz hiç doğru bulmadık. Refet’in yanına gidiniz. Ya Sivas civarında birlikte kalırsınız veyahut rahatça bizim yanımıza gelirsiniz. Kesin cevap bekleriz (Ves. 34).

      Beş gün sonra (20 Temmuz 1919) Canik Mutasarrıfı Hamit Bey’in Samsun’dan gelen telgrafı şuydu:

      Bizans’ın gittikçe artan rezaletleri karşısında ümitsizliğe düşen millet, doğudan bir ümit ışığı bekliyor.

      Buralara ve buradakilere öyle hayalî şekil ve vücutlar veriyorlar ki acaba bir şey var mı diye ben de şüpheleniyorum. Kayıtsızlığımdan utanıyorum.

      Gerçi uyumuyoruz. Bir

Скачать книгу