Viyana Dönüşü. M. Turhan Tan

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Viyana Dönüşü - M. Turhan Tan страница 31

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Viyana Dönüşü - M. Turhan Tan

Скачать книгу

de elçinin konağına gitti.

      Orada gürültülü münakaşalar vardı, kale planlarını almaya çalışan sipahinin bu suç yetişmiyormuş gibi bir de Nemse memurlarını ipe sardığı başvekil namına haber verilerek mücrimin cezalandırılması ve tarziye verilmesi isteniliyordu. Kavuğunu kaşlarının üstüne yıkmış, elini hançerinin kabzasına dayamış olan elçi paşa da bu sert dileğe karşı istifini bozmadan şu cevabı veriyordu:

      “Kara Mehmet Ağa’yı oralara ben yolladım. Yarın da kendim atlanıp kalelerinizi, kulelerinizi dolaşacağım. Çünkü bu, bizim için namaz kılmak kadar gerekli bir iştir. Dedelerimizin kanlarını döktükleri yerlere yüzümüzü gözümüzü sürmemek nasıl olur?.. Elinizden geliyorsa engel olun, beni yolumdan alıkoyun!”

      Viyana sarayı, gene dostluk yüzünden bu hadiseye de göz yumdu, dediğini yapan elçinin bütün istihkâmları dolaşmasına ses çıkarmadı ve muayyen olan günde de kabul resmi bir tantana ile yapıldı.43

      Kara Mehmet Paşa, her şeyde olduğu gibi bu rasime meselesinde de pek titiz davranmış ve birçok müzakerelere yol açmıştı. Onun bilhassa istediği, tepine tepine istediği, imparatorun kendisini ayağa kalkarak kabul etmesiydi. Saray, bu teklife muvafakat etmiyordu, edemiyordu. Görünüşe bakılırsa Avusturyalıların hakkı da vardı. Çünkü İstanbul’a gönderilen Nemse elçilerini sadrazamlar bile oturdukları yerde kabul ediyorlardı. Osmanlı ve Nemse hükûmetleri arasında müsavi haklara müstenit bir münasebetin kurulmasına çalışıldığı ve sadrazamların Viyana elçilerine bu biçim muamelede bulunduğu bir sırada Kara Mehmet Paşa’nın imparatoru ayağa kaldırmak ve birkaç adım yürütmek istemesi fodulluk gibi görülebilirdi. Fakat o, mantık kaidelerine asla yanaşmıyordu, fikrinde ısrar ediyordu.

      Конец ознакомительного фрагмента.

      Текст предоставлен ООО «Литрес».

      Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

      Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

      1

      Tahattur: Hatırlama. (e.n.)

      2

      Metris: Tahkimatlı siper. (e.n.)

      3

      Naima’nın da Kör Kaptan dediği Amiral Venedikli Lazaro Muçe Niko’dur ki 1656’da ve Akdeniz Boğazı önünde Osmanlı donanmasını ağır bir inhizama uğratmış ve bu zafer sonunda Bozcaada’yı, Limni’yi zapt etmişti. O savaşta yetmişten fazla gemi battı. Muçe Niko’nun da bir gözü çıktığından Kör Kaptan diye anılmaya hak kazandı. (y.n.)

      4

      Tefelsüf etmek: Felsefe yürütmek. (e.n.)

      5

      Belinlemek: Birden uyanarak çevresine korku ile şaşkın şaşkın bakmak, irkilmek. (e.n.)

      6

      “Uyvar Kalesi mürgi semendervâr ateş nemrud içinde kalıp asla âram etmeyerek seher vaktine dek toplar, kumbaralar, civan taşları atarlardı.” (Evliya Çelebi, c. 6., s. 316)

      Semender, Sümbüloğlu Vehbi’nin Tuhfesinde “Ateşte o hayvan ki gezer adı semender.” demesinden de anlaşıldığı üzere yanmadığına inanılan bir mevhum hayvanın adıdır.

      7

      Bizzat Fazıl Ahmet Paşa, Olivar’ın nasıl alındığını Dördüncü Sultan Mehmet’e anlatırken şöyle demişti: “Kulunuzun yanında Erzurumlu Abbas derler bir yiğit vardır. Olivar Muharebesi’nde bibâk ve biperva kale bedenine çıkıp küffârı hâksâr her çend ki üzerine tüfenk daneleri yağdırdılar, yerinden ayıramayıp sebat gösterdikte anı görüp bir Yeniçeri dilaveri dahi anın yanına uruç ettiğin sair gaziler görünce huruşa geldiler.”

      Sultan Mehmet, bu anlatış üzerine kahraman Abbas’ı yanına getirtti. Muharebenin şanlı menkıbelerini ona da söyletti, sonra kendi eliyle başına çifte çelenk taktı. Erzurum gümrüğü malından dolgun aylık bağladı, bol ihsanlar verdi. (Cevahirüttevarih)

      8

      Fazıl Ahmet Paşa ağzıyla yazılan bu soruyu hiç değiştirmeden kelime kelime Evliya Çelebi’den aldık. Erdel kralıyla Eflak, Boğdan voyvodalarının Uyvar önünde Köprülü oğluyla buluşmaları hakkında en iyi tafsilat Evliya’nın “Seyahatname”sinde (c. 6) vardır. (y.n.)

      9

      Arakçin, gelinlerin başına konulan bir hotozdur, iplikle gelinin saçlarına sıkıca bağlanırdı ve bunu çözmek güveylerin vazifesi idi. (y.n.)

      10

      Teşyi etmek: Uğurlamak, geçirmek. (e.n.)

      11

      Keşik: Sıra, nöbet. (e.n.)

      12

      İntaç etmek: Sonuçlandırmak, bitirmek. (e.n.)

      13

      Tevsik etmek: Belgelendirmek, ispatlamak, kanıtlamak. (e.n.)

      14

      Mürai: İkiyüzlü. (e.n.)

      15

      Dirlik, maaş karşılığıdır. Geçim temin eden gelir demektir. Devletçe tahsis olunan maaşlara ekseriyetle dirlik denilirdi. (y.n.)

      16

      “Tarafı padişahîden iştira olunacak bir cariyeyi mukaddem Serçeşme Ağa alıp vaty etmekle barigâhı muallâ önünde boynu vuruldu.” (Silahtar Tarihi, c. 1, s. 651)

      17

      Koçmak:

Скачать книгу


<p>43</p>

Kara Mehmet Paşa, bu gezintiyi ve incelemesini şöyle anlatır:

“Beç Kalesi’ni cümle gezip ve tabya ve hendeklerini ölçtüm. İç kalesi iki bin zira uzunluğunda, bin üç yüz zira enindedir. Duvara bitişik taş tabyası on ikidir. Hendek dışındaki toprak tabyası on yedidir. Atlı kapısı altı, yaya kapısı ikidir. Sair gelen elçiler murat eyledikleri yere gezmeye komazlarken bu kullarına mâni olamayıp kale etrafın murat üzere gezdik.” (y.n.)