Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt. Сюэцинь Цао
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt - Сюэцинь Цао страница 19
Pinger hatırlayıp güldü.
“Ah, demek onu seçtin? Bana öyle deseydin kim olduğunu hemen anlardım.” Sonra yine güldü. “Çok aceleci davranmışsın. Şimdi her şey halledildi. Sular çekildi, kayalar göründü. Artık gerçek hırsızı, Wang Hanım’ın dolabından malzemeleri çalanın kim olduğunu biliyoruz. Baoyu’ymüş. Birkaç gün önce Wang Hanım’ın dairesine gitmiş; Yuchuan ve Caixia’dan bir şeyler istemiş. Aptal kızlar onu kandırmak için hanımefendi evde yokken hiçbir şey veremeyeceklerini söylemişler. O da kızlar yokken gizlice içeri girip istediklerini almış. Bu ikisi malzemelerin eksildiğini görünce korkmuşlar. Baoyu başka birisinin hırsızlıkla suçlandığını duyunca bana her şeyi anlattı. Hatta göstermek için getirdi. Aynen kızların kaybolduğunu söyledikleri şeylerdi. Kurt mantarı tozunu dışarıdan almış. Sadece Bahçe’dekilere değil, herkese dağıtmış. Dadılardan bazıları dışarıdaki akrabalarına vermek için ondan biraz istemişler ve hediye olarak diğerlerine vermişler. Xiren kendisininkinin birazını Fangguan’a vermiş; yani elden ele dolaşmış. Onun için herkeste var. Görüşme odasına Wang Hanım için bırakılan iki sepete dokunulmamış. Üzerlerindeki mühür olduğu gibi duruyor. Bu durumda ceza verilmesi için hiçbir neden yok. Biraz daha burada beklerseniz, Bayan Lian’e her şeyi anlatacağım ve ne diyecek göreceğiz.”
Sonra Pinger yatak odasına girdi ve az önce söylediklerini harfiyen Xifeng’a tekrarladı.
“Hepsi iyi de hepimiz Baoyu’yü çok iyi tanıyoruz, herkesin kabahatini örtbas eder.” dedi Xifeng. “Birisi bir şanssızlık hikâyesiyle ona gitmeyegörsün -hele araya bir de yalakalık karıştırırsa- her şeyi yapmaya hazırdır. Şimdi ona inanırsak, ileride daha ciddi meseleler çıktığında nasıl baş ederiz? Bence bu konunun daha dikkatle incelenmesi gerekiyor. Wang Hanım’ın dairesindeki kızların hepsini toplayalım. İşkence edelim demiyorum ama güneşin altında kırık porselen parçaları üzerine diz çöktürüp aç ve susuz bırakalım. Bir günde itiraf etmezlerse, sonraki günlerde de devam ederiz. Demirden bile olsalar önünde sonunda pes ederler.
“Liu’nun karısına gelince, ne derler bilirsin. Eğer bir yumurtanın etrafında sinekler toplanmışsa, yumurta çatlak demektir. Şimdi bir şey çalmamış olabilir ama bunca insan ondan şikâyet ettiğine göre pek de hırlı biri değil. Onu sopayla cezalandırmasak da kovmalıyız. İmparator’un mahkemesinde bile insanlar ‘yardım ve yataklık suçu’ndan ceza alıyorlar. Şüphe üzerine onu kovarsak sesini çıkaramaz.”
“Evet ama neden uğraşalım ki?” dedi Pinger. “ ‘Merhamet göstermek mümkünse gösterilmelidir.’ derler. Bir kere olsun merhametli olduğunu göstermek için bundan daha iyi fırsat olur mu? Bu insanlar yüzünden başına açtığın dertleri düşünsene, senin ev halkından bile değiller. Sen Xing Hanım’ın evine aitsin. Günün sonunda nereye varacaksın? Bir sürü pişmanlık duyacak, pis ve kinci insanları da kendine düşman edeceksin. Senin gibi narin bünyeye sahip olan birisi düşmanları kaldıramaz. Yıllar sonra hamile kaldın, oğlan doğuracakken, altı yedi ay karnında taşıyıp kaybettin. Bu tür şeylere çok üzüldüğün için bunun başına gelmeyeceğini nereden biliyoruz? Bence hemen bazı şeyleri boş vermeye başlamalısın. Biraz daha sık göz yum. ‘Göz görmeyince gönül katlanır!’ ”
Pinger’nın bu küçük vaazı Xifeng’ı neşelendirdi.
“Pekâlâ.” dedi gülerek. “Ne istersen onu yap. Hazır kendimi biraz daha iyi hissediyorken, sinirlerimi bozmayayım.”
“İşte şimdi mantıklı konuştun.” dedi Pinger sevinçle. Yatak odasından çıkıp, bu meseleyi planladığı şekilde halletmeye gitti.
Ama devamı gelecek bölümde.
62. BÖLÜM
Çakırkeyif Xiangyun şakayık yapraklarından yastığında uyur.
Aptal Xiangling narçiçeği eteğini çıkarır.
Bildiğimiz gibi, dışarı çıkan Pinger, Lin Zhixiao’nın karısına, “Büyük skandalları hafifletmek, küçükleri de sıfırlamak gerçekten güçlü ailelerin bir göstergesidir.” dedi. “Böyle önemsiz bir mesele için velvele koparmak büyük bir saçmalık olurdu. İkisini de mutfağa geri götürebilirsin. Anne işine devam edecek. Qin Xian’ın karısı nereden geldiyse oraya dönsün. Bir daha bu konudan hiç söz edilmeyecek. Bahçe’nin günlük denetiminde bir gevşeme olmasın. Bu çok önemli!”
Dönüp giderken Aşçı Liu ve kızı hemen atılıp önünde secde ettiler. Sonra Lin Zhixiao’nın karısı onları Bahçe’ye doğru yöneltti; ardından Li Wan ve Tanchun’e verilen kararı anlattı. İkisi de meselenin daha büyümeden halledildiğine memnun oldu.
Siqi ve grubunun kazandığı zafer öylece boş çıkmış oldu. Siqi’nin yengesinin uzun ve sabırlı planlamasının sonucu olarak mutfağa getirip yerleştirdiği Qin Xian’ın karısı da yeni pozisyonda kısacık bir mutluluk yaşadı. Büyük bir telaş içinde başlattığı mutfağın kap kacak ve depo denetimi sonucunda, çeşitli eksikler olduğunu belirledi ya da öyle olduğunu iddia etti. En kaliteli pirincin yüz yirmi kilosunun eksik olduğunu söyledi; genel amaçla kullanılan sıradan pirincin bir aylık stoğu şimdiden kullanılmıştı; kömürün miktarı da olması gerektiği kadar değildi. Bunlarla uğraşırken, bir yandan da tesadüfe bakın ki içinde bir küfe kömür ve bir araba dolusu kaliteli pirincin de olduğu çeşitli “hediyeler”i Lin Zhixiao’ya göndermek üzere gizlice hazırlıyordu. Muhasebe Dairesi’ndeki memurlar için de hediyeler vardı. Ayrıca birkaç çeşit yemek hazırlayıp yeni çalışma arkadaşlarını davet etti.
“Bu işi aldığıma göre, işleri idare edebilmek için tamamen sizin desteğinize güveniyorum.” dedi onlara. “En ufak bir şey gözümden kaçarsa, bana yardımcı olmanızı bekliyorum.”
Bu uğraşların tam orta yerinde yeni emirler geldi.
“Öğle yemeği servisi yapılır yapılmaz, buradan gidiyorsun. Liu temize çıktı. Onu görevine geri getirdiler.”
Bu haberle yıldırım çarpmışa dönen ve yıkılan zavallı kadın hemen eşyalarını toplamaya başladı ve derhâl mutfaktan ayrıldı. Şimdi boşu boşuna dağıttığı anlaşılan hediyelerini de kendi cebinden ödemek zorunda kaldı, karşılamak için bazı şeylerini satması gerekti. Afallayan Siqi bile bütün öfkesine rağmen hiçbir şey yapamadı.
Yuchuan’in kayıp malzemeler için yaygara kopardığı andan itibaren, birçoğunu Caixia’nın çalıp gizlice kendisine verdiği Odalık Zhao yakalanma korkusu yaşamıştı. Her gün soruşturmanın nasıl ilerlediği konusunda el altından araştırma yapıyor, ecel terleri döküyordu. Caixia birden gelip, suçu Baoyu’nün üstlendiğini ve artık korkulacak bir şey kalmadığını söylediğinde, hâliyle rahat bir nefes almıştı. Ama Jia Huan için durum farklıydı. O hemen şüpheye kapıldı ve Caixia’nın ne uğraşlarla getirdiği malzemeleri çıkarıp suratına fırlattı.
“Seni ikiyüzlü yaratık!” diye bağırdı. “Bu süprüntülerini istemiyorum! Baoyu ile aran iyi olmasa, senin suçunu