Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt. Сюэцинь Цао

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt - Сюэцинь Цао страница 7

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kızıl Odanın Rüyası III. Cilt - Сюэцинь Цао

Скачать книгу

mü?” dediler kadına dönüp. “Sen bizim girebileceğimiz yerlerin ancak yarısına girebilirsin. Bizim alınmadığımız yerlere bile dalıp gireceğini sanıyorsun. Seni durdurmaya kalkınca da el kol sallayıp bağırıyorsun!”

      İtiş kakış odadan verandaya çıkardılar kadını. Aşağıdaki avluda yemek kutularını ve boş kâseleri geri almak için bekleyen yaşlı kadınlar onun çıktığını görünce kahkahalarla güldüler.

      “Böyle içeri dalmadan önce aynada kendine bir baksaydın, kardeş!” dedi içlerinden biri.

      Öfke ve utanç duyan kadın sessizce alaylarına katlanmak zorunda kaldı.

      Fangguan hâlâ çorbayı üflemeye devam ediyordu. Baoyu güldü.

      “Üfleyeceğim diye ciğerlerini yorma! Sen de bir tat, bakalım nasıl olmuş?” dedi.

      Fangguan onun şaka yaptığını düşünerek Xiren’e ve ötekilere bakıp ürkekçe gülümsedi.

      “Haydi, tatsana!” dedi Xiren. “Neden olmasın?”

      “Dur, ben sana göstereyim.” dedi Sheyue ve bir yudum aldı.

      Ondan cesaret alan Fangguan da bir yudum aldı.

      “Tamam.” diyerek kâseyi Baoyu’ye verdi.

      Baoyu yarısını içtikten sonra birkaç parça bambu filizi yedi, pirinç lapasının da yarısını bitirdi, doyduğunu söyledi. Hizmetçiler masayı topladılar. Küçük bir kız su kâsesiyle geldi. Baoyu ellerini yıkayıp ağzını çalkaladıktan sonra sıra Xiren ve diğer kıdemli hizmetçilerin yemeklerine geldi.

      Baoyu, Fangguan’a göz işareti yaptı. Cin gibi olan, üstelik de genç ömrünün birkaç yılını tiyatro okulunda geçiren kız, midesi ağrıyormuş da iştahı kesilmiş numarasıyla yemek yemeyeceğini söyledi.

      “İyi o zaman, madem yemiyorsun, burada kalıp Baoyu’ye eşlik edebilirsin. Pirinç lapasını burada bırakıyoruz. Acıkırsan biraz yersin.” dedi Xiren.

      Diğerleriyle beraber çıkıp gitti.

      O zaman Baoyu, Ouguan’la karşılaşmasını, onu korumak için nasıl yalan söylediğini ve sorularına cevap verecek durumda olmadığından, açıklama yapması için kendisine başvurmasını söylediğini anlattı.

      “Kimin için adak sunuyordu?” diye sordu.

      Fangguan’ın gözleri hafif kızardı ve içini çekti.

      “Ah, Ouguan çılgının biri!” dedi.

      “Neden?” dedi Baoyu. “O ne demek?”

      “O adak ölen Diguan için. Bizim ekiptendi.”

      “Bunda çılgınca bir şey yok ki.” dedi Baoyu. “Arkadaştılar demek.”

      “Arkadaş mı!” dedi Fangguan. “Arkadaştan çok daha ötesiydi! Ouguan’ın tuhaf düşünceleri yüzünden başladı her şey. Biliyorsunuz, Ouguan başroldeki erkeği oynuyor, Diguan da başroldeki kızı. Sahnede âşıkları oynamaya o kadar alıştılar ki giderek ciddiye almaya başladılar ve Ouguan gerçekten sevgililermiş gibi davranıyordu. Diguan ölünce, Ouguan hüngür hüngür ağladı ve onu hâlâ unutamadı. Bu yüzden festivallerde onun için adaklar sunuyor. Daha sonra Ruiguan, Diguan’ın rolünü alınca, yine aynı şey oldu. Biz, ‘Ne oldu? Eski aşkını unuttun mu yoksa? Şimdi yenisini buldun!’ diye ona takılıyorduk. ‘Yok, unutmadım. Tıpkı bir erkeğin karısı ölünce tekrar evlenmesi gibi. Anısını yaşattığı sürece ilk karısına hâlâ sadık demektir.’ diyordu. Siz hayatınızda bu kadar tuhaf bir şey duydunuz mu?”

      “Tuhaf” ya da her neyse, Baoyu’nün kendi mizacında buna güçlü bir duygu karmaşasıyla cevap veren bir taraf vardı: Zevk, hüzün ve küçük aktris için sınırsız bir hayranlık. Fangguan’ın ellerini tutup Ouguan’a ne söyleyeceğini büyük bir hevesle anlattı.

      “Ona bir daha asla o kâğıtları kullanmamasını söyle. Ruh parası modern çağın batıl bir icadı. Konfüçyüs’ün öğretilerinde böyle bir şey bulamazsın. Tek yapması gereken, festivallerde bir buhurdanda tütsü yakmak. Eğer saygıyla yaparsa, ölüye duygularını iletmek için tek gereken şey bu. Önemli olan adağın kendisi değil, adak sunarkenki samimiyetimizdir. Yürekten verildiği sürece temiz olmayan yiyecekler bile kullanabilirsin. Aptal insanlar bunu anlamazlar ve tanrılara, Buda’ya ve ölülere çeşit çeşit şeyler sunarlar. Aslında önemli olan samimiyettir. Çok acelen varsa ya da evden uzaktaysan ve tütsü bulamıyorsan, bir parça toprak ya da çimen de sunabilirsin. Sadece ölünün ruhu değil, tanrılar da böyle bir adağı kabul ederler. Şuradaki masada duran buhurdanı görüyor musun? Ne zaman sevdiğim birini hatırlamak istesem, festival ya da başka bir bayram günü olması gerekmez, içinde tütsü yakarım, dışarıya bir fincan taze çay ya da su, bazen de varsa biraz çiçek ya da meyve, bazen de et ya da sebze koyarım. Yüreğin temiz olduğu sürece Buda bile adak sunmaya gelir. Şimdi gidip ona söyle.”

      Fangguan söyleyeceğine söz verdi ve lapasını yedi. Sonra birisi gelip Büyükanne Jia’nın geri döndüğünü haber verdi.

      Devamı gelecek bölümde.

      59. BÖLÜM

      Söğütlü Yol’da, arazinin koruyucuları Yinger ve Chunyan’e karşı şiddet ve hakarete başvururlar.

      Kızıl Neşe Avlusu’nda yasa ve düzen savunucuları daha yetkili birisine danışırlar.

      Büyükannesinin ve diğer hanımların geri döndüklerini duyan Baoyu, üzerine kalın bir şey daha giyip, elinde bastonuyla onları görmeye gitti. Geçen günlerin yorucu rutini nedeniyle çok yorgunlardı ve bir an önce dinlenmek istiyorlardı. O gece olaysız geçti. Hanımlar ertesi sabah dörtte kalkıp bir kere daha Saray’a gittiler.

      Cenazenin İmparatorluk Anıt Mezarı’na götürülme günü yaklaşıyordu. Yuanyang, Hupo, Yingwu ve Zhenzhu, Büyükanne Jia’nın seyahat sırasında ihtiyaç duyacağı şeyleri hazırlamakla meşgullerdi. Yuchuan, Caiyun ve Caixia da aynı şeyi Wang Hanım için yaptılar. Tüm hazırlıklar bitince, hanımlarına eşlik edecek olan en kıdemli hizmetkârlarla beraber her şeyi tek tek gözden geçirdiler. Toplam altı hizmetçi ve on uşak karısı hanımlarıyla birlikte gidecekti. Bu arada sayıya dâhil olmayan erkek hizmetkârlar, hanımları için, öküzlerin çekeceği tahtırevanları hazırladılar. Gidecek on altı kişinin içinde Yuanyang ve Yuchuan yoktu. Hanımlarının yokluğunda daireleriyle ilgilenmek üzere evde kalıyorlardı.

      Cenaze kortejinin yola çıkacağı günden birkaç gün önce, hizmetçiler hanımlarının seyahat yatakları için perdeleri ve takımları paketlemişlerdi. Bunlar toparlanıp, birkaç erkek hizmetkârın da yardımıyla dört beş kişilik bir hizmetçi grubu tarafından bir arabayla arka sokaklardan, konaklamanın yapılacağı yere götürüldü ve kullanılmaya hazır hâle getirildi.

      Jia hanımları ve maiyetleri, cenazenin yola çıkmasından bir gün önce konaktan ayrıldılar. Büyükanne Jia ve Jia Rong’un karısı birinci tahtırevana bindiler; Wang Hanım ikincisiyle onları takip etti; Kuzen Zhen bir grup erkek hizmetkâra liderlik ederek atla geliyordu. Hizmetçileri ve kadın hizmetkârları

Скачать книгу