100 büyük düşünür. Sabri Kaliç

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу 100 büyük düşünür - Sabri Kaliç страница 5

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
100 büyük düşünür - Sabri Kaliç

Скачать книгу

sonra ülkesinde büyük saygı uyandırmıştır.

      İzleyen yıllarda başta Amerika ve Avrupa’nın çeşitli ülkeleri olmak üzere, milliyetçilik ve Batı kültürüyle Asya kültürünün kaynaşmasına yönelik konferanslar vererek hedeflerini anlatan Tagore, 1915’de İngiltere Kralı tarafından “Sir” asalet unvanına değer bulundu. Ancak Sir Tagore, Amritsar Katliamı adıyla tarihe geçen olayı protesto etmek amacıyla bu unvanı dört yıl sonra iade etti. Bundan sonraki romanlarında ana temalarının yanı sıra bütün ırk ve sınıfların dayanışmasına yönelik görüşlerini dile getirirken, yapıtlarında bir taraftan insanın saygınlığını, diğer taraftan ise toplumun giderek teknikleşmesini ve totalitarizmi işledi. İnsana düşman olan bu tür gelişmelere karşı açılan savaşlardan hemen hepsini hümanizm kazanıyordu.

      Sanatın hemen her dalıyla ilgili olan Rabindranath Tagore, 1930’lu yıllardan itibaren daha çok resim sanatına yoğunlaştı. Bu yıllarda aynı zamanda bestelerinin bir kısmı da kendisine ait olan şiir ve şarkı derlemelerini çıkardı. 1940 yılına kadar yaptığı, çoğu fantastik masal yaratıklarını içeren yaklaşık iki bin tablosu tıpkı olgunluk dönemi edebi eserlerinde olduğu gibi ekspresyonizme dönmesinin kanıtı sayıldı. Son romanı Dört Bölüm’de bir kez daha aşk konusuna yönelen yazar, giderek yükselen faşizm tehlike oluşturmaya başlamasının ve İkinci Dünya Savaşı’nın çıkma ihtimalinin oluşmasıyla birlikte bir kez daha politik çalışmalara hız verdi. 1941’de yazdığı Uygarlık Buhranı adlı denemesinde belirttiği gibi, Nazi Almanyası’na şiddetle karşı çıktı.

      “Bütün insanların ruhlarının tek hakimi sensin” adlı şarkısı 1950 yılında Hindistan’ın ulusal marşı haline getirilen ve aynı zamanda Bangladeş ulusal marşının da bestecisi olan düşünür Rabindranath Tagore 7 Ağustos 1941’de, 80 yıl önce doğduğu kent olan Kalküta’da öldü.

       Tagore’un Yapıtları:

      Roman: Gözündeki Kum (1903), Deniz Kazası (1906), Ev ve Dünya (1916), Baharın Dönüşü (1916), Kırmızı Zakkum (1924), Dört Bölüm (1934) Şiir: Adak (1901), Karşıya Geçiş (1906), İlahiler (1910), Şarkılar (1914), Şarkılar Dizisi (1914) Oyun: Postane (1912) Anı/Deneme: Yaşamdan Anılar (1912), Uygarlık Buhranı (1941)

      9

      GANDİ

1869 – 1948

      Hayatı savaş içinde geçmesine rağmen, mücadelesini şiddet içermeden sürdüren Gandi modern dünyada “erdemli insan”ın bir temsilcisidir adeta. Sadece kendisi veya ülkesi için değil, tüm insanlık için barış ve huzur isteyen düşünürün bir suikast sonucu ölmesi ise tarihin en çarpıcı çelişkilerinden biri olmuştur.

      2 Ekim 1869 tarihinde Hindistan’ın Porhandbar kentinde doğan Mohandas Karamçand Gandi Hindistan’ın ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi’nin siyasi ve ruhani lideridir. Kötülüğe karşı aktif, ama şiddet unsuru içermeyen direniş ile ilgili olan “satyagraha” felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturmuş ve dünya üzerinde vatandaşlık hakları ve özgürlük savunucularına ilham kaynağı olmuştur. Gandi Hindistan’da ve dünyada, kendisine Tagore tarafından verilen ve “yüce ruh” anlamına gelen “mahatma” ve “baba” anlamına gelen “bapu” sanlarıyla anılır. Hindistan’da resmî olarak “Ulus’un Babası” ilan edilmiştir ve doğum günü olan 2 Ekim Gandhi Jayanti adıyla ulusal tatil olarak kutlanır.

      Gandi; Mayıs 1883’de, 13 yaşındayken, ailesinin isteğiyle yine 13 yaşındaki Kasturba Makhanji ile evlendi. İlki bebekken ölen beş çocukları oldu. Gandi, 4 Eylül 1888’de 18 yaşında iken hukuk okumak üzere University College London’a girdi ve 1915’te o sırada bulunduğu Güney Afrika’dan Hindistan’a geri döndü. 1920’lerde gözlerden uzakta kaldı. Swaraj Partisi ile Hindistan Ulusal Kongresi arasındaki ayrılıkları çözmeye çalıştı ve paryalık, alkolizm, cehalet ile yoksulluğun yok edilmesi için girişimlerini yaygınlaştırdı. Tekrar öne çıkması 1928 yılında olmuştur. Bir yıl önce İngiliz hükümeti aralarında bir tek Hintli bile barındırmayan, Sir John Simon başkanlığında yeni bir anayasal reform komisyonu atamıştı. Bunun sonucunda Hindistan siyasi partileri komisyonu boykot etmişti. Gandi Aralık 1928’de Kalküta kongresinde, İngiliz hükümetinden Hindistan’a İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı yönetim hakkı verilmesini, yoksa bu sefer amacı tam bağımsızlık olan yeni bir kampanyayla yüz yüze kalacaklarını bildiren bir kararın kabul edilmesini sağladı. Britanyalılar bunu cevapsız bıraktı. 31 Aralık 1929’da Lahore’da Hindistan bayrağı açıldı. 26 Ocak 1930, Lahore’da toplanan Hindistan Ulusal Kongresi tarafından Hindistan’ın Bağımsızlık Günü olarak kutlandı. O gün hemen hemen tüm Hintli örgütler tarafından kutlanmıştır. Sözünde duran Gandi, Mart 1930’da tuz vergisine karşı yeni bir “satyagraha” başlattı. Kendi tuzunu yapmak için Ahmedabad’dan Dandi’ye 12 Mart’tan 6 Nisan’a kadar 400 kilometre yürüdüğü “Tuz Yürüyüşü” bu pasif direnişin en önemli bölümüdür. Denize doğru yapılan bu yürüyüşte Gandi’ye binlerce Hintli eşlik etti. Britanya idaresine karşı en rahatsız edici kampanyası bu olmuştur ve Britanyalılar buna karşılık olarak 60.000’den fazla kişiyi hapse atmıştır.

      Nazi Almanyası 1939’da Polonya’yı işgal edince II. Dünya Savaşı başladı. Başlarda Gandi Britanya saflarında “şiddete katılmayan manevi destek” verilmesinden yanaydı ancak Kongre liderleri halkın temsilcilerine danışılmadan Hindistan’ın tek taraflı olarak savaşa sokulmasından rahatsız olmuştu. Bütün kongre üyeleri toplu olarak görevlerinden istifa etti. Üzerinde uzun süre düşündükten sonra Gandi görünüşte demokrasi için verilen bu savaşa, Hindistan’a demokrasi verilmesi reddedilirken katılmayacağını deklare etti. Savaş ilerledikçe Gandi bağımsızlık için isteklerini daha da yoğunlaştırdı ve hazırladığı çağrı ile Britanyalılardan Hindistan’ı terk etmelerini istedi.

      Hayatını barışa adayan Gandi 30 Ocak 1948’de, Yeni Delhi’de bulunan Birla Bhavan’ın (Birla Evi) bahçesinde gece yürüyüşünü yaparken vuruldu ve öldü. Suikastçı Nathuram Godse, Hindu bir radikaldi ve Gandi’nin Hindistan’ı zayıflattığını savunan aşırı uç görüşteki Hindu Mahasabha ile bağlantısı vardı. Godse ve yardakçısı Narayan Apte daha sonra çıkarıldıkları mahkemede yargılandılar ve suçlu bulunarak 15 Kasım 1949’da idam edildiler.

      Mahatma Gandi’nin felsefesini oluşturan temel ilkeler şunlardır: Doğruluk, pasif direniş, etyemezlik, Brahmaçarya (tinsel ve pratik anlamda saflığı öğütleyen Hindu felsefesi), sadelik ve inanç.

      10

      KRİŞNAMURTİ

1895 – 1986

      Konuşmalarında ortaya koyduğu düşünce yapısıyla 20. yüzyıl düşünürleri arasında önemli bir yere sahip olan Krişnamurti, felsefenin amacının insanı güzelliğe taşımak olduğunu altını çizmiş ve ölümünden sonra kendisine bir peygamber muamelesi yapılmamasını özellikle istemişti.

      Fizyolojik evrim,

Скачать книгу