İstanbul'un tarihi, kültürü ve yaşamı. Richard Tillinghast

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу İstanbul'un tarihi, kültürü ve yaşamı - Richard Tillinghast страница 7

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
İstanbul'un tarihi, kültürü ve yaşamı - Richard Tillinghast

Скачать книгу

görüntüsünden bütün bir toplumun yapısı okunabilir.

      5

      Türkçe

      Türkiye’nin anadili Türkçedir. İstanbul’u kısa süreliğine ziyaret eden birinin Türkçeyi çözebilmek için yeterli zamanının ve isteğinin olması uzak bir ihtimalken, bazı benzerlikler hem faydalı hem de ilgi çekici olabilir ve birkaç kelime ya da bilinen bir söz size şaşırtıcı biçimde yarar sağlayabilir. Türkçeyi şehirde pratik yapacak kadar yeterli vakit geçirmediğim için oldukça yavaş ve duraklayarak konuşuyorum, ama yine de “çok güzel Türkçe konuştuğumu” söylüyorlar. Pek gerçekçi olmasa da insana büyük bir güven veriyor! Bir yabancının Türkçe konuştuğunu ya da konuşmaya çalıştığını görünce adeta insanların yüzü aydınlanıyor.

      Türkçe, dünyada yaşayan 83 milyon kişinin birinci dili olsa da Türkiye’nin dışında Kuzey Kıbrıs’taki Türk vatandaşlarıyla Irak, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya Cumhuriyeti, Kosova, Arnavutluk’un bazı kesimleri ve Doğu Avrupa’nın bir bölümü dışında geçerliliği pek az. Türkçeyi Batı Avrupa’da, özellikle Almanya’da yaşayan göçmenler arasında da sıkça duyarsınız. Türkçeye benzeyen Türki diller de Karadeniz’den başlayıp Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan’ı içine alarak Tibet’in batı sınırlarına kadar uzanan, eskiden Sovyetler Birliği olarak bildiğimiz Rusya’nın güney kesimlerinde de yaygın olarak konuşulmaktadır.

      Bu dillerin Türkçeyle ne kadar yakın olduğunu göstermek için bir partide tanıştığım Azeriyle o Azerice ben ise Türkçe konuştuğumuz halde anlaşabilmemizi örnek verebilirim. İçtiğimiz kokteyllerin de faydası olduğuna hiç şüphe yok. Konudan anlayan okuyucular için söylemek gerekirse bu diller Ural-Altay dil grubuna ait. Türkçe ne birçok Avrupa dili gibi Hint-Avrupa dil grubuna ait ne de Arapça gibi bir Sami dili. Çünkü Türkler batıya doğru göç etmeye başlamadan önce göçebe bir kavim olarak Çin’in batı sınırlarında koyun güdüyorlardı.

Dilbilgisi ve telaffuz

      Bu dilin tarihçesi ve sınıflandırılmasıyla ilgili söylenecek çok şey var. İngilizcenin cümle yapısı nasıl “Özne-Yüklem-Tümleç” modeli etrafında şekillenmişse, Türkçe geleneksel olarak “Özne-Tümleç-Yüklem” modelini tercih etmiştir. “Ahmet bugün şehirde bana bir masal anlattı,” cümlesinde olduğu gibi cümlenin aktarmak istediği tüm bilgiler öznenin ardından sıralanıyor ve cümle en sona gelen eylemle toparlanıyor. Cümlenin eylemini ortaya koymadan önce Türkçe bizi eylemin ne zaman, nerede, kime yapıldığıyla ilgili bilgilendiriyor. Ancak vurgu için kelimeler yer değiştirebildiğinden bu kurallar her zaman uygulanmıyor.

      Türkçe zamirler cinsiyet belirtmiyor. “Örneğin ‘o’ zamiri tek başına içeriğe bağlı olarak dişi, erkek ve cins isme işaret edebiliyor. Türkçede İngilizcede yaygın olarak kullanılan “sahip olmak” fiili yok mesela. Peki o zaman kişi sahipliğini veya mülkiyetini nasıl ifade ediyor? “Arabam var” örneğinde olduğu gibi sahip olunan şeyi betimleyen kelimeye doğru takıyı getirip Türkçede yaygın olarak kullanılan “var” kelimesini ekleyerek yapılır. “Var” sözcüğünün zıddı “yok”tur. Arabam bulunmuyor anlamına gelen “Arabam yok” gibi. Yine İngilizcenin aksine Türkçede ilgeç bulunmuyor, verilmek istenen anlam “arabada”, “arabadan”, “arabamı sürüyorum” örneklerinde olduğu gibi eklerle sağlanıyor.

      Türkçe sondan eklemeli bir dil olduğu için bir kelimenin kendisine eklenen başka bir kelimeyle anlamı değişir. Örneğin bir önceki bölümde kullanılan “çamaşırhane”, “çamaşır” kelimesine yer bildiren “hane” kelimesinin eklenmesiyle meydana gelir. İki kelime arasındaki bağlantı ayrıca nispeten biraz daha belirli bir yöntemle, “iyelik eki” kullanılarak dile getirilir. Mevlevi dervişlerin toplandığı Tünel’deki mevlevihanenin adının anlamı tam olarak “Mevlevilerin Evi”dir. “Galata Mevlevihanesi” derken iki sesli harfin arka arkaya gelmesini engellemek için kelimenin sonundaki “i” harfinden önce gelen tampon sessiz harf “s” ikinci kelimenin birinciyle ilgili olduğunu gösterir.

      Bu anlattıklarım öğrenmek istediklerinizden fazla olabilir. Ancak bir kelimenin sonunda neden “i” olup olmadığına açıklık getirmeliyiz. Cadde ve sokak örneğinde olduğu gibi kelimenin sonundaki “i” o kelimenin bir öncekine bağlı olduğunu göstererek iyelik çiftini tamamlar. “i” harfini eklediğinizde aynı Amerika’daki çocuklar için yapılan televizyon programının benzeri olan Susam Sokağı’nda olduğu gibi “sokak” kelimesi “sokağı” haline dönüşüyor. (Türkler sert sesleri sevmiyorlar, o yüzden “k” yumuşayarak “ğ” haline dönüşüyor.)

      Ayasofya veya Divan Yolu gibi yer isimleri bazen iki ayrı kelime olarak bazen de bitişik yazılıyor. Sonradan camiye dönüştürülmüş şehrin göze çarpan iki kilisesi Aya Sergios ve Bachos (St. Sergius and Bacchus) Büyük Ayasofya kilisesine benzerliği nedeniyle “Küçük Ayasofya” olarak bilinir. Adını aldığı caminin ve sokağın isminin birleşik olarak Küçükayasofya veya ayrı ayrı Küçük Ayasofya şeklinde yazıldığını görebilirsiniz.

      Türkçeyi kulağa hoş gelen bir dil yapan içindeki sesli uyumudur. Art arda gelen hecelerdeki sesli harfler kendisinden önce gelen kalıba uymak için değişiyorlar. Arabalar ve kalemler örneklerinde olduğu gibi bir kelimeyi çoğul yapmak için sonuna “ler” ya da “lar” ekleri getiriliyor.

      Dilbilimcilere göre ağız yapısı sebebiyle d ve t harfleri dönüşümlü olarak kullanılabiliyor. Örneğin Mahmut ve Mehmet bazen Mahmud ve Mehmed olarak yazılıyor. Yumuşak g biraz kafa karıştırıcı olabilir. Kendi başına seslendirilemiyor, yalnızca bir önceki sesliyi uzatmaya yarıyor. Tıpkı Beyoğlu kelimesini telaffuz ettiğimiz gibi.

      Ayrıca İngilizcede olmayan sesli harfler de var. Örneğin Atatürk isminde bulunan çift noktalı u harfi dudakları yuvarlatıp İngilizce u seslisini söyleyerek telaffuz ediliyor. Köprü kelimesinin ilk hecesindeki çift noktalı o harfi ö ise sesi ağzınızın ön kısmına doğru iterseniz biraz İngilizcedeki cup sözcüğünün telaffuzuna benziyor. Bir de üzerinde noktası olmayan “ı” harfi var. Bu sesi ağzın ön tarafına doğru itince biraz da İngilizcedeki “uh” sesine benziyor. Büyük I harfini büyük İ harfinden ayırmak için Türkler “İ” karakterini kullanıyorlar.

      Dilbilgisi olarak Türkler cinsiyet belirtmiyorlar. “Onun evi” dediğimizde örneğin, içerik bize bir erkeğin mi yoksa bir kadının evi mi olduğunu söylemeli. İngilizcedeki sibling sözcüğünün karşılığı olan kardeş sözcüğü, erkek kardeş ya da kız kardeş diyerek kesinleştiriliyor.

      Türkçede çoğul olarak kullanılan kelimeler İngilizcede tekil olarak kullanılabiliyor. Birisi size yolculukla ilgili iyi temennilerini sunmak istiyorsa “iyi yolculuklar” veya “iyi akşamlar” diyor.

Faydalı hoş sözler

      Bu gözlemler işin yalnızca yüzeysel kısmı. Türkçe birçok açıdan büyüleyici bir dil. Belki de sadece İngilizceden farklı olduğu için bana öyle geliyordur. Elverişli bir dil olmasının bir sebebi de konuşma dilinin çeşitli koşullarda reçete gibi kullanılan ortak latifelere sahip olması. Restoranlarda sık sık garsonlardan ve yemek yediğiniz dostlarınızdan “bon apetit”e karşılık gelen “afiyet olsun” sözünü duyarsınız. Eğer birisi hastaysa ya da başına bir iş gelmişse “geçmiş olsun” diyorsunuz. Bir işle meşgul olan birinin yanından geçerken aynı koşullarda Fransızcada söylenen “bon

Скачать книгу