Mikâil Bayram’ın Aynasında 99 İsim. Mikâil Bayram

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Mikâil Bayram’ın Aynasında 99 İsim - Mikâil Bayram страница 5

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Mikâil Bayram’ın Aynasında 99 İsim - Mikâil Bayram

Скачать книгу

sokan Muaviye b. Ebu Süfyan

      iv) İranlılarla münasebetlerde başarılı bir diplomat olarak sivrilen Muğire b. Şube

      Amr, Mısır’ı aldıktan sonra Nil Vadisi’nde kendisine karargâh kurarak bütün Mısır’ı ve civarını fethetmeye koyuldu. Bu sırada, Mısır’da bulunan ve Hristiyan olmayan zümrelerle (örneğin yerli Yahudiler) ittifaklar kurarak, onları İslam’a kazandırdı ve istihbarat işlerinde kullandı. Ayrıca Bizans idaresinden memnuniyetsiz olan Mısır Kıptîlerini de kendi yanına çekerek ittifak kurdu. Bu dönemde ayrı bir vilayet olan, Akdeniz kıyısındaki tarihî yerleşim yeri İskenderiye’de de Bizanslılar yoğunlaşmışlardı. Amr, Ömer’den icazet alarak bu sefer İskenderiye’yi muhasara altına aldı. İskenderiye deniz yoluyla Bizans’tan sürekli yardım almaktaydı. Ancak Amr, Mısır’ın yerli insan kaynağını kullanarak, Bizanslıların İskenderiye’deki etkinliğini kırmayı hedefledi. Amr’ın şedit kişiliği Bizans askerleri arasında da yayıldı, devrin kaynakları Bizans askerlerinin onunla henüz karşılaşmadan kendisinden korktuklarını söyler.

      Amr’ın fethettiği yerlerden birisi de Akdeniz’in en güney ucunda, bugün Gazze civarında olan Kayseriyye’dir. Buranın komutanı, aynı zamanda İmparator Heraklius’un oğluydu, bu komutan Mısır Mukavkısı’nın da damadıydı. Amr, Kayseriyye Kalesi’ni çok şiddetli şekilde muhasara etti ve kalenin dışarıyla irtibatını tamamen kesti, deniz yoluyla yardım almalarını engelledi. Kayseriyye Kalesi bu kuşatmaya daha fazla dayanamadı ve Amr’la anlaşma yapılarak kale boşaltıldı.

      Bu denli kahramanlıklar gösteren Amr, Hz. Osman’ın iktidara gelmesiyle hemen görevinden alındı, merkeze çağrıldı, Hz. Osman’ın en büyük siyasi hatalarından biri de bu görevden almaydı. Nitekim Osman’a isyan eden askerlerin büyük çoğunluğu Mısırlıydı ve bunlar halifeden Amr’ın Mısır’a yeniden vali yapılmasını istediler. Hâlbuki, Osman Mısır’a kendi yakın akrabası ve süt kardeşi olan Ümeyyeoğullarından Abdullah b. Ebi Serh’i tayin etmişti. Askerlerin baskısıyla Amr tekrar Mısır’a döndürüldü ve Amr kalibresinde bir adam gidip Abdullah’ın emrine girdi. Onun maiyetinde Libya üzerine sefere çıktılar, Amr bu seferde Abdullah’ın korkaklık belirtileri gösterdiğini tespit etti ve bu durum askerler arasında yayıldı. Buna rağmen halife, Abdullah’ı görevinden almadı, hâlbuki askerin arzusu Amr’ın tekrar Mısır Valisi yapılmasıydı. Hz. Ali devrinde Mısır dengeleri daha da bozuldu.

      Amr, görevden alınma mektubu kendisine ulaşınca Nil’deki çadırını söktürmek üzere kölesini gönderdi. Kölesi gidince çadırın üstünde bir kuşun yuva kurduğunu görüp, durumu Amr’a haber verdi ve anne kuşun yavrularını orada beslediğini, ne yapması gerektiğini sordu. Amr bunun üzerine kölesine haber gönderdi, çadırı yıkmamasını, kuşa da eziyet etmemesini, anne kuş yavrularını büyütüp uçurmaya başlayıncaya kadar çadırı sökmeyi ertelemesini söyledi. Bu vesileyle Amr b. As üzerine kaleme aldığım ve bu hadiseyi de anlattığım bir mesneviyi burada zikredeyim:

Doğanın Hakkına Saygı 1

      Mısır’ın fatihi Amr ibnü’l-As

      Bir çadır kurmuş idi kendine has

      Nil kenarında güzel bir yerde

      Hem serin hem de özel bir yerde

      Devletin merkezi olmuştu bu yer

      Buradan Mısır’ı yönetmişti derler

      Çok dirayetli ve dehşetli idi

      Çok cesaretli ve şiddetli idi

      Amr’ı azletti emirü’l-mu’minin

      Mısır’ı terk etmeye durdu o güzin

      Korku vermişdi bütün düşmenine

      Emri bir anda getirdi yerine

      Didi bir askere var git çadırı

      Topla gel terk edelim şu Mısır’ı

      Gitti asker çadırı almak için

      Deve sırtında alıp gelmek için

      Gördü bir kuş yuva kurmuş çadıra

      Çadır üstündeki bir dulda yere

      Amr’a bildirdi bu hâli asker

      Nasıl etsem diye beklerdi haber

      Yuvasında duruyor yavruları

      Anne kuş pek koruyor yavruları

      Bir haber saldı hemen askerine

      Doğru yol gösteriyordu erine

      Şimdi dursun çadırı kaldırma

      Kuşa kat’iyyen eziyet verme

      Bu kuşun hakkına hürmet edelim

      Sünnetullah’a riayet edelim

      Doğanın hakkına saygı duyalım

      Hilkatin emrine şeksiz uyalım

      Koy uçursun anne kuş yavruları

      Sonra git topla ve kaldır çadırı

      Bu hikâyet inanın kurgu değil

      Doğru bir vakıadır duygu değil

      Bir sahabideki irfanı görün

      Bir mücahitdeki iz’anı görün

      Amr aslında çöl insanıydı

      Ona irfan veren imanıydı

      Aldı irfan ocağından dersi

      Son nebinin çerağından dersi

      4.

      Ebu Hureyre (… – 678)

      Ebu Hureyre, Medine’de kabile bağları mensubiyeti pek olmayan bir sahabeydi, fert olarak gelip Peygamber’e biat etmiş ve Müslüman olmuştu. Tek başına olduğu için Ashab-ı Suffe arasına alındı, mescidin içinde kaldı ve getirilen yardımlarla geçindi. Uzun süre Peygamber’in yanında bulunduğu için sıklıkla ondan sözler yani hadisler rivayet etmekteydi.

      Onun bu mebzul miktardaki hadis rivayetçiliği, Peygamber’in vefatından sonra ağır tenkitlere maruz kaldı. Ashabın büyükleri ve hatta Hz. Ömer gibiler onu sertçe tenkit ettiler. “Her yerde durmadan Peygamber’den nakilde bulunuyor.” söylentileri yükselince Hz. Ömer de Ebu Hureyre’yi çağırdı ve “Allah’ın kitabı senin neyine yetmiyor da durmadan Peygamber’den yalan yanlış sözler naklediyorsun.” diyerek, onun bir daha hadis rivayet etmesini yasakladı.

      Ama Hz. Ömer’in vefatından sonra Ebu Hureyre bu baskıdan azat kalınca artık istediği yerde ve istediği şekilde konuşmaya başladı. Onun bu aşırı konuşmalarından dolayı hadis derlemeciliği işi başlayınca, birçok hadis râvîleri Ebu Hureyre’yi kaynak kişi olarak gösterdi ve kendisinden binlerce hadis rivayetinde bulundular. Ancak Ebu Hureyre diğer vahiy katiplerinin aksine yazı bilmezdi, halkın içinde sıradan bir adamdı.

      5.

      Ebu Süfyan (565 – 651)

      Ümeyyeoğulları’nın (benî Ümeyye, Emevîler) önderidir, Ümeyye’nin torunudur. Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib zamanında Mekke’nin iktidarı Ümeyye’nin elinden kayıp gitmiş ve Haşimoğullarına geçmişti;

Скачать книгу


<p>1</p>

Prof. Dr. Mikâil Bayram’ın Türkçe, Osmanlı Türkçesi ve Farsça şiirlerinin bir araya getirildiği Sarâyî Divanı’ndan alınan bu şiirde, şairin vezne dair hassasiyetinin yanı sıra imla ve yazımına bu kitabın yayımlanması sırasında müdahale edilmemiştir. Bayram’ın diğer şiirleri için bk. Prof. Dr. Mikâil Bayram, Sarâyî Divanı, Konya: 2010, Özel Basım/ İnci Ofset, s. 145-146. (e.n.)