Yavuz Sultan Selim’den Halife Abdülmecit’e Yedi İklimin Sultanları Osmanlı Halifeleri. Hasan Yılmaz

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Yavuz Sultan Selim’den Halife Abdülmecit’e Yedi İklimin Sultanları Osmanlı Halifeleri - Hasan Yılmaz страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Yavuz Sultan Selim’den Halife Abdülmecit’e Yedi İklimin Sultanları Osmanlı Halifeleri - Hasan Yılmaz

Скачать книгу

Kınnesrin ve Filistin vilayetlerini de ona bağlayarak yetkilerini genişleten Hz. Osman, daha sonra Kufe ve Mısır valiliklerine de kardeşlerini getirmiştir. Basra valiliği görevine ise İslam akaidinde Eş’ari ekolünün kurucusu olan Ebu Musa el-Eş’ari’nin yerine dayısının oğlunu atamıştır. Amcasının oğlu Mervan b. Hakem’e de devlet kâtipliği görevi vermiştir. Böylece devletteki bütün idari kadrolar Ümeyyeoğulları’nın eline geçmiştir. Bu durum başta Hz. Ali olmak üzere pek çok sahabi tarafından eleştiri konusu olurken, Kureyş Kabilesi içinde Emevioğulları-Haşimoğulları rekabetini ateşledi. Aynı şekilde Kureyş Kabilesi’nden olmayan Arabistan’daki diğer kabileler tarafından da Kureyş’in devletteki hükümranlığı olarak değerlendirildi. Böylece Arapların içinde sönmeye yüz tutan kabile asabiyesi gün yüzüne çıkmış oldu.

      Hz. Osman’a ilk karşı çıkan şehir Kufe oldu. Hz. Osman’ın kardeşi olan Kufe Valisi Velid b. Ukbe, 651 yılında bir cinayetin faillerine, İslam hukukuna dayanarak kısas uyguladı. Bu nedenle katillerin yakınlarının hedefi hâline geldi. Valiyi içki içmekle itham eden bu kişiler, iddialarını halifenin huzurunda ispat ederek onun görevden alınmasını sağladılar. Bülbülün çektiği dili belasıdır misali, yeni Vali Said b. Âs da bir mecliste, “Irak toprakları Kureyş’in bahçesidir.” sözüyle toplumdaki kabilecilik asabiyesini iyice körükledi. Meclistekilerden Eşter en-Nehaî, “Allah’ın bize kılıçlarımızla ihsan etmiş olduğu bu araziler nasıl Kureyş’in çiftliği oluyor?” diyerek fitili tutuşturdu. Tartışmalar 654 yılında isyan boyutuna ulaşınca elebaşları, halkı isyana kışkırtma suçlamasıyla Hz. Osman’ın emri doğrultusunda Şam Valisi Muaviye’nin huzuruna gönderildi. Muaviye, bu kişileri Humus’a sürgün etti. Daha sonra bağışlayarak Kufe’ye dönmelerine izin verdi. Ancak kışkırtıcı eylemlerini arttırarak devam ettirdiler. Irak’ın ikinci büyük garnizon kenti Basra da Kufe’den etkilendi. Orada da Hz. Osman aleyhinde faaliyetler yankı buldu. Şam’da ise İslam’ı ilk kabul eden sahabilerden olan Ebu Zer, Vali Muaviye’nin devlet harcamalarındaki lüks ve şatafatına karşı yönelttiği eleştirileriyle zenginler aleyhine bir hareket başlattı. Halifeliğin dünya mallarına iktidar olma aracına dönüşmesinden endişe ettiğini belirten Ebu Zer, Muaviye’nin şikâyeti üzerine Hz. Osman tarafından Medine’ye çağrıldı. Ebu Zer eleştirilerini Hz. Osman’ın huzurunda devam ettirince, Mekke ve Medine arasında kalan Rebeze Çölü’ne sürgün edildi.

      Hz. Osman’a karşı muhalefetin merkezlerinden biri de Mısır oldu. Muhalefetin liderliğini, Hz. Osman’ın koruması altında yetişen ve istediği valilik görevine atanmayan Muhammed b. Ebu Huzeyfe ile Hz. Ali’nin koruması altında yetişen Muhammed b. Ebu Bekir yürüttü.

      Hz. Osman döneminde ortaya çıkan muhalefetin boyutlarını genişleten ise Hicaz’da ortaya çıkan Abdullah b. Sebe oldu. Abdullah b. Sebe de Kufe, Basra ve Mısır’daki muhalif gruplara gönderdiği mektuplarda Hz. Osman’ı ve valilerini ağır bir şekilde eleştirip, İslam’ın kurallarını çiğnemekle suçluyordu. Abdullah b. Sebe tarafından gönderilen bu mektuplar, açık alanlarda halkın huzurunda okunarak ahali isyana çağrılıyordu. Abdullah İbn-i Sebe’nin ortaya attığı bir önemli iddia ise Hz. Ali’nin, Hz. Muhammed’in vasisi olduğu idi. Halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğunu iddia eden Abdullah b. Sebe, halifeliğin Hz. Osman’dan alınıp Hz. Ali’ye verilmesi gerektiği görüşünü yaydı.

      Valilerin Yanıltması, Muhalefeti Arttırdı

      Hz. Osman’ın atadığı valilerin uygulamaları ve fethedilen toprakların zenginliklerinin Kureyş Kabilesi’ne tahsis edilmesi, muhalefetin öfkesini iyice arttırdı. Dedikodular artınca Hz. Osman müfettişler göndererek şikâyetleri yerinde inceletti. Daha sonra, 654 yılında hacdan dönerken valilerini Medine’ye çağırarak onlarla bir toplantı yaptı. Valiler, şikâyetlerin bir tertip olduğunu, endişe edilecek bir durum olmadığını söylediler. Hz. Osman, gelişen olayların önüne geçmek için;

      – Muhaliflerin cihat ile meşgul edilmesini,

      – Muhaliflerin elebaşlarının öldürülmesini,

      – Muhalif liderlerin gönüllerinin mal verilerek alınmasını,

      – Muhalefet edenlerin elebaşlarının askere alınmasını,

      – Kufe’de önde gelen bazı kişilerin ödeneklerinin kesilmesini emretti.

      Ayrıca valilerine insanları fitneden uzak tutmaya çalışmalarını ve itidalli davranmalarını tavsiye etti.

      Hz. Osman’ın düşündüğü bu önlemler sorunu daha da büyüttü. Bunun üzerine Muaviye, Hz. Osman’ı, kendisi için daha güvenli olduğunu düşündüğü Şam’a davet etti. Hz. Osman’ın kabul etmemesi üzerine kendisini korumak için asker göndermeyi önerdi. Hz. Osman, onun bu teklifini de kabul etmedi.

      Hz. Osman’a karşı ilk önemli kalkışma, valilerin Medine’den dönüşleri sırasında Kufe’de oldu. Muaviye’nin izniyle Humus’taki sürgünden dönenlerden Eşter en-Nehaî ve arkadaşları, Cerea denilen yerde toplanıp Kufe’ye dönmekte olan Vali Said b. Âs’ın yolunu keserek şehre girmesini engellediler. Hz. Osman’dan, onu görevden alıp yerine Basra’nın eski valisi Ebu Musa el-Eş’ari’yi tayin etmesini istediler. Hz. Osman olayları yatıştırmak için bu teklifi kabul etti. Hz. Osman’ın bu kararı, diğer şehirlerdeki muhalifleri de cesaretlendirdi. Abdullah b. Sebe’nin liderliğindeki Mısır, Kufe ve Basra’daki gruplar, Hz. Osman’ı ve valilerini açıktan eleştirmeye başladılar. Sahabenin önde gelenlerinden Hz. Ali, Zübeyr, Talha ve Hz. Muhammed’in eşi Hz. Ayşe başta olmak üzere çok sayıda sahabinin ağzından yazdıkları mektuplarla onların da kendilerini desteklediğini yaydılar. Bütün şehirlere ulaşan bu mektuplarda insanlar cihat için Medine’ye davet edildi. Büyük etki gösteren bu mektuplar, muhaliflerin Medine’de de taraftar bulmasını sağladı. Böylece Hz. Osman’ı eleştirenlerin sayısı, destekleyenleri geçti. 656 yılının nisan ayında Mısır, Kufe ve Basra’dan üç ayrı grup, hacı kafileleri arasında Medine’ye geldi. Sayıları üç bini bulan bu gruplar Medine dışındaki üç ayrı noktada konakladı. Gönderdikleri iki temsilciyle Medine’nin güvenlik imkânlarını denetlediler. Ayrıca Hz. Ali, Talha, Zübeyr ve Hz. Muhammed’in eşleriyle görüşerek valilere ilişkin şikâyetlerini aktardılar. Öte yandan Hz. Osman ile görüşmek istediklerini söylediler. Fakat bu isteklerini kabul ettiremediler. Bunun üzerine şehir dışındaki yerlerine döndüler. Bir süre sonra Mısır’dan gelen grup Hz. Ali’ye, Basra’dan gelen grup ise Talha’ya, Kufe’den gelen grup da Zübeyr’e temsilciler göndererek halifelik teklifinde bulundu. Gelişmelerden endişelenen Hz. Ali, oğlu Hasan’ı, Hz. Osman’a göndererek durumdan haberdar etti. Sahabinin ileri gelenleri de oğullarını Hz. Osman’ı korumakla görevlendirdiler.

      Evi Kuşatılan Hz. Osman Valilerinden Yardım İstedi

      Hz. Osman’ın koruma altına alınması, isyancıları kararından vazgeçirmedi. Sadece Hz. Osman’ın çevresindeki koruma kalkanını dağıtmak için bir taktik uygulamak zorunda kaldılar. Buna göre, önce bulundukları noktaları terk edip şehirlerine doğru yola çıktılar. Medine’den uzaklaştıktan birkaç gün sonra, 656 yılının nisan ayının son günlerinde beklenmedik bir anda geri dönüp, tekbirlerle Medine’ye girerek Hz. Osman’ın evini sardılar. Hz. Osman tarafından eski Mısır valisine yazılan ve muhaliflerin liderlerinin ölümle cezalandırılmasını emreden bir mektubu, dönüşlerine gerekçe olarak gösterdiler. Hz. Osman böyle bir mektup yazmadığını söylese de isyancıları ikna edemedi. Hz. Osman, bunun üzerine gizlice haber göndererek valilerinden

Скачать книгу