ARADIĞIN ŞEY BENİM. Dr. Yunus Akan

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу ARADIĞIN ŞEY BENİM - Dr. Yunus Akan страница 7

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
ARADIĞIN ŞEY BENİM - Dr. Yunus Akan

Скачать книгу

align="right">

      Sırdaşım! Ölüm gerçeğini daha iyi kavramak istiyorsan en kısa sürede bir yakınının gömüldüğü bir mezarlığa git.

      Dünyadaki tüm canlıların ortak özelliği, hepsinin bir sonunun olmasıdır. Ölüm tüm insanlar için değişmez tek gerçektir çünkü hepimiz yeryüzünde misafiriz ve bir gün ölmek üzere hayattayız. Allah, Cuma suresinin 8. ayetinde, “Kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi bulacaktır” ve Araf suresinin 34. ayetinde, “Ecel gelip çattı mı, ne bir saat geri bırakılabilir ne de bir saat öne alınabilir” diyerek ölümün hepimiz için kaçınılmaz bir son olduğunu açıkça belirtmektedir. İnsanoğlu sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamaktadır. Halbuki doğarken okunan ezanın öldüğünde kılınacak cenaze namazı için olması, dünya hayatının ne kadar kısa olduğunu göstermektedir. İlk başta gözü aynada olanlar hayatın çok uzun süreceğini zanneder ama insanların aynaya bakacak yüzü kalmayınca gözü toprağa döner ve ölüm gerçeğini yavaş yavaş fark eder. Sırdaşım! Ölüm gerçeğini daha iyi kavramak istiyorsan en kısa sürede bir yakınının gömüldüğü bir mezarlığa git. Ölülerin canlı hallerini hayal et ve sana ne söylemeye çalıştıklarını duy. Bir anlık kendini onların yerine koy, o toprağın altında hisset. Karanlığı hisset. Havasızlığı hisset. Sıcaklığı hisset. Yalnızlığı hisset. Elinin kolunun bağlı olduğunu hisset. Geri dönülmezliği, hareketsizliği, çaresizliği ve pişmanlığı hisset. Bir gün toprağın altında bunları yaşayacağını unutma.

      Epiktetos’un dediği gibi: “Ölüm, daima gözünün önünde olsun. O zaman asla adi endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla hırsla arzu etmezsin.

      Kaliteli Zaman Geçir!

      Sırdaşım! Başarılı olan insanlar da bir günde yirmi dört saate sahiptir. Zenginler parasıyla daha fazla zaman satın alamadı.

      Zaman ne yaşlı bir adamın dediği gibi çabuk geçer ne de bir çocuğun beklediği gibi çok uzun yaşanır. Zaman, göreceli bir kavramdır. Zaman geçirmek önemli değildir, zaman nasıl olsa geçecektir, kaliteli zaman geçirmek önemlidir. Ömür tükeniyor ve herkes hayatını ne kadar dolu geçirdiğini sorgulamalıdır çünkü boşa harcanmış bir yaşam, ölüme yaklaştığında insana büyük acı verir. Bir gün dönüp geriye bakıldığında hatırlanmak istenen anıların fazla olmaması ve koca bir ömrün sanki hiç yaşanmadığının düşünülmesi insanı derinden yaralar. Sırdaşım! Başarılı olan insanlar da bir günde yirmi dört saate sahiptir. Zenginler parasıyla daha fazla zaman satın alamadı. Bilim adamları yeni dakikalar icat edemedi. Onlar sadece şimdiki zamanı çok iyi kullandı. Günler, aylar ve yıllar birbirini takip eder. Akrep ile yelkovan birbirini kovalar. Zaman bir kum saati gibi sessizce akar. Hepimizin bir günde 1440 dakikası, 84400 nefesi vardır. Zamanı akışına bırakamayız çünkü zamanın freni yoktur. Atılan ok gibi geçen bir dakika asla geri gelmez. Zaman her şeye rağmen çok merhametlidir. Geçmişte onu ne kadar kötü kullansak da hatalarımızı düzeltmek ve hayatı dolu dolu yaşamak için bize koskocaman yarınlar verir. Gelin bu fırsatı değerlendirelim.

      Ayşe Kulin’in dediği gibi: “Hepimiz eninde sonunda ölecek değil miyiz? Bari yaşam süremizi şerefli emellerle dolduralım da, yaşadığımıza değsin.

      İşini, Eşini ve Arkadaşını Doğru Seç!

      Sırdaşım! Eğer ileride pişmanlık duymak istemiyorsan özellikle erken yaşlarda yaptığın seçimlere çok dikkat etmen gerekir çünkü hayat, gömlek iliklemek gibidir. İlk düğmeleri doğru iliklersen güzel şeyler peşinden gelir.

      İnsanın kaderini kendi tercihleri belirler çünkü bazen yapılan küçük bir tercih tüm hayatı şekillendirir. İnsanın kendi kaderini yaptığı tercihlere göre kendisinin şekillendirdiğini Allah, Şems suresinin 8. ayetinde şöyle belirtmektedir: “Hayrı ve şerri ve bu ikisinin hallerini öğretip bunlardan birini yapabilmesi için insana seçme hakkı (irade) verdik.” Dikkat edilmesi gereken en önemli şey, seçimler konusunda bilinçli olmaktır çünkü koca bir hayat, yani her şey bir seçimle başlar ve şekillenir. Sırdaşım! Eğer ileride pişmanlık duymak istemiyorsan özellikle erken yaşlardan itibaren yaptığın seçimlere çok dikkat etmen gerekir, çünkü hayat, gömlek iliklemek gibidir. İlk düğmeleri doğru iliklersen güzel şeyler peşinden gelir. Ama ilk düğmeleri doğru iliklemezsen geri kalan hayatında ne kadar çabalarsan çabala mutsuzluk çemberinden çıkamazsın.

      Yunus Emre’nin dediği gibi: Eğer ileride bir gün keşke demek istemiyorsan, üç şeyi doğru seç! Eşini, işini, arkadaşını.

      Huzur – Mutluluk

      İçindeki Dünyayı Temiz Tut!

      Sırdaşım! İçindeki dünya neyse, yaşadığın dünya o olur.

      Bazı insanlar herkesi kötü, menfaatçi, güvenilmez zanneder ve bir paranoyak gibi diğer insanlarda gördüğü her şeyi kötüye işaret veya kendisine zarar vermek için yapılmış kasıtlı bir davranış olarak yorumlar. Halbuki diğer insanlar değil kendisi öyledir. Böyle insanlar kendisine, insanlara ve dünyaya yönelik düşüncelerini değiştirmediği sürece mutluluğu yakalayamaz. Sırdaşım! İçindeki dünya neyse, yaşadığın dünya o olur. İçindeki dünyada korkaklık varsa, yaşadığın dünyada her şeyden korkarsın. İçindeki dünyada ihanet varsa, yaşadığın dünyada kimseye güvenmezsin. İçindeki dünyada mutsuzluk varsa, yaşadığın dünyada hiçbir şeyden zevk almazsın ama içindeki dünyada huzur varsa yaşadığın dünyayı cennet gibi görür ve yaşarsın.

      Dostoyevski’nin dediği gibi: Mutluluğun kaynağı dışarıda değil içindedir. İçindeki dünyayı güzelleştirmediğin sürece yaşadığın dünyayı güzelleştiremezsin.

      Mutluluk, Onu Verebildiğin Kadardır!

      Sırdaşım! Hayat, senin yaptıklarının yansımasından başka bir şey değildir.

      İnsanların bir arada yaşadığı yerlerde sevginin egemen olması, huzurlu bir ortam için şarttır. Sevginin yeşerdiği yerde huzur ve mutluluk can verir, sevginin yeşermediği yerde ise her türlü anlaşmazlık ve sıkıntı boy gösterir. Sevgisiz bir ortamda bulunan insan, güneşten ve sudan mahrum bir çiçek gibi sağlıklı yaşayamaz. Özellikle aile, arkadaş ve iş gibi ortamlarda insanlar birlikte huzurla yaşamak istiyorsa, aralarında sevginin yeşermesi için çaba göstermelidir. Sırdaşım! Hayat, senin yaptıklarının yansımasından başka bir şey değildir, çünkü hayat, bir aynadır. Neyi gösterirsen onu görürsün. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Değer görmek istiyorsan önce değer vereceksin. Mutlu olmak istiyorsan önce gönülleri mutlu edeceksin. Zaten gönülleri mutlu etmekle kendi gönlüne de mutluluk kapısının ardına kadar açıldığını göreceksin.

      Mevlana’nın dediği gibi: Mutlu olmak istiyorsan gururu bırak, gönülleri almaya bak.

      Hayata Anlam Katan Şeyler

      Sırdaşım! Hayat, zorluklara karşı mücadele ettiğin sürece güzeldir.

      Hayat

Скачать книгу