Repressiya. Ebubekir Güngör

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Repressiya - Ebubekir Güngör страница 14

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Repressiya - Ebubekir Güngör

Скачать книгу

aydınlar Arapça ve Farsça’nın yanı sıra Rusça’yı da öğrenmişlerdir. Bu sayede Rusları daha yakından tanıma ve halkı yeni düzen ve Ruslar konusunda yönlendirmişlerdir. Aldaş Molla, “(Ruslar), Dağ–çalılıkların arasına, köknar gibi ulu ağaçların, sık ormanların çukurlarına kadar, benden izinsiz aralama basma! kuru dalların bile, bir dalını kırıp, meraya girme diyor”134 ifadeleriyle Rus idaresinin, özgür Kırgız düşüncesini sınırlandırmaya çalıştığını, Kırgızlardan alınan değerli yerlerin Rus göçmenlerine verildiğini aktarmıştır. Diğer aydınlarda olduğu gibi Aldaş Molla, Kırgız boylarının birbirleri ile mücadele etmek yerine, bir olmaları gerektiği mesajına, “Bugu ile Sarıbagış Savaşı”135 adlı anlatısında geniş yer vermiştir.

      Narın bölgesinde dünyaya gelen Togolok Molla (1866 – 1942), köy mollasında okuma yazmayı öğrenmiştir. Arkasından Çüy’e gitmiştir. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen, Çüy bölgesinde bulunan medreselere giderek zamanı anlamaya çalışmıştır. Halk ağzında bulunan ve önceki şair aydınlardan kendisine ulaşan kültürel öğeleri “açıktan açık söz oldu, (halkım) söylemese de yurdum akıllı, tecrübeli oldu, insana baskı çok oldu, Kalıgul’un söylediği ata sözü; Kağıttan ak, akıl oldu, güçlü yurdum akıllı oldu, halka baskı çok oldu” sözlerinde görüldüğü üzere takip ederek, el yazmasına aktarmak suretiyle akıl ve tekniğin önemini halka aktarmaya çalışmıştır. Togolok Molla’nın, “Alimlerden yazı aldım, şair olarak adlandım, eski manasçı Tınıbek’in fatihasını (duasını) aldım”136 ifadelerinde geçen Tınıbek ünlü Kırgız manasçılarındandır. Dolayısıyla yetişmesinde, mektep ve medreselerin yanı sıra, Kırgız Manas geleneğinin etkili olduğu anlaşılmaktadır. Manas destanının, Kırgız etnik kültürünü anlatan başyapıt olduğu düşünüldüğünde, aydınların kaynağının Kırgız toplum ve kültürü olduğu anlaşılmaktadır.

      Görüldüğü üzere Kırgızların geleneksel söz ustalarının, şairlerinin yanı sıra bölgede mektep ve medreselerin yayılması sonucu yazılı eser veren, okulların gelişmesini, yeni düzeni halka aktarıp, rehberlik eden geleneksel aydınlar Sovyet döneminden önce mevcutturlar. Kırgız toplumsal ve siyasi yaşamından XIX. yüzyılın ortalarına kadar etkili olan geleneksel şair aydınlar halkın yaşamsal anlayışının şekillenmesinde, yine halkın tarih ve kültürel değerlerinden aldıkları kaynak ile rehber kişilikler olmuşlardır. Temel görevleri danışmanlık olan bu şairler, şiirleri ile halka, bilgi, tecrübe ve düşünceleri ile siyasi erklere yol göstermişlerdir. Dolayısıyla siyasi ve kültürel hayatta belirleyici rol oynamışlardır. Halk arasında yetişen şairlerin bir kısmı İslamî temelden alan mektep ve medreselerde eğitim almış, beyler arasında veya idareler arasında elçilik yapmışlardır. Hokand hanlığı ile bölgede yaygınlaşan mektep ve medreseler şairlerin yanı sıra yazılı eserler vermek suretiyle halkın duygu, düşünce ve tecrübelerini düzenleyerek yazıya aktarmışlardır. Bu sayede etki alanlarını güçlendirdikleri gibi etkilendikleri çevreyi de genişletmişlerdir. Halkın eğitimi konusuna daha bir önem gösteren Cazgıç Akınlar, mektep-medrese, yeni usul, Rusça konularında, dolayısıyla toplumun çağdaşlaşmasında çalışmaları ile yön vermişlerdir. Ruslara, yeni düzene ve siyasete halka faydası çerçevesinde bakmışlar, iyi olduğunu düşündüklerine teşvik etmişlerdir. Böylelikle Sovyet dönemine çağın modern düşüncesine aşina, siyasi ve kültürel liderlik salahiyetlerine sahip bir aydın zümresi yetiştirdikleri gibi toplumu da çağdaş dünyaya yaklaştırmışlardır. Geleneksel aydınlar, Hokan hanlığı, Rus Çarlığı dönemlerinde siyasi, toplumsal ve ekonomik konularla ilgilenmeleri, bu konulara çağdaş düşünce penceresinden bakabilen bir milli aydın kadrosu yetiştirerek, geleneklerini aktarmışlardır. Dolayısıyla bu şekilde bir milli aydın tipi Sovyet döneminde de Kırgız siyasi ve toplumsal yaşamında etkili olmuştur. Halkı peşlerinden sürükleyici özellikleri Sovyet dönemi boyunca idari baskılara maruz kalmalarına rağmen, Kırgız toplumunun benliğinde sözleri, nasihatleri ve şahsiyetleri ile yaşamışlardır. Tam da bu sebeple Bolşevik Sovyet idaresinin eserlerine, şahıslarına karşı uyguladığı baskıya maruz kalmışlardır.

      Toplumun gelişmesi, kendi iç adli, siyasi, kültürel ve mülkiyet mevzularında düzenini sağlaması, değişen şartlara göre gerekli adımların atılması gibi konularda aydınların belirleyici oldukları bilinmektedir. Bu açıdan Sovyet öncesi Kırgız aydınlarının, Kırgız toplum yaşamını meydana getiren, bütün şart ve katmanlarda edilgen olmayıp, etken özellik taşımalarıyla belirleyici oldukları anlaşılmaktadır. Kırgız aydınlarının, toplumdan ayrı, zümre özelliği taşıyan bir sınıf gibi değil, Kırgız toplumunun bizzat kendileri oldukları açık bir şekilde görülmektedir. Kırgız geleneksel aydınlarının yetiştikleri kurumlar öncelikle Kırgız manasçılık geleneği, dinî – İslamî mektep-medreselerdir. Dolayısıyla Türk sözlü kültürünün yanı sıra, İslamî mektep ve medreseler, Kırgızların kültürel ve dini anlayışlarının şekillenmesinde yüzyıllardan beri önemli rol oynamış kurumlardır. Ekim ihtilalinden önce Kırgız toplumunda, birçok Kırgız şair, tarihçi, devlet adamı, Kırgızistan’ın sosyal, ekonomik, ilmi hayatını şekillendirecek ölçüde, milli geleneğe dayalı aydın yetişmiştir.

      Tatar ve Rusların etkisi ile geleneksel aydınlar arasında değişim istekleri kıpırdanmaya başlamıştır. Ancak başta siyasi durum (Manaplar, Datkalar, Biyler, Han, Çarlık) pek müsait olmamıştır. Ayrıca milli ve batıcı değişimin dillendirilmesinden, ulema pek hoşnut kalmamıştır. XX. yüzyılın başlangıcına gelindiğinde yerel beyler önemlerini kaybetmişler, yerine merkezi otorite güçlenmiştir. Bu durumda halkın talepleri konusunda mücadele görevi siyasi kişiliklerden, aydın kişiliklere kaymak durumunda kalmıştır. Dolayısıyla onlar, halkın ihtiyaç, talepleri ve gelişmeleri konusunda kafa yormaya başlamışlardır. Ancak aydınların ekonomik ve siyasi güçleri yok denecek kadar az durumdadır. Buna rağmen aydınlar, cahil ve ilgisiz halk, unutulmuş veya kaybedilmiş medeni miras üzerine yoğunlaşmışlardır. Geleneksel aydınların açtığı bu yolu, kendilerinden sonraki aydın nesle aktarmışlar ve yetişen modern aydınlar bütün güçleriyle bu sorunları çözmeye çalışmışlardır. Türkistan aydınları bu kötü durumdan sömürgeci Avrupalı güçleri değil, kendilerini sorumlu tutmuşlardır. Geri kalmışlığın sebeplerini Türkistan’da aramışlardır. Onlara göre çare yine Türkistan’da olmuştur. Düşmana karşı koyabilmek için halkın temel değerleri olan İslam ve Türklük, birleştirici özellik taşımış ve bunun halka anlatılması için var güçleri ile çalışmışlardır. Halkın bilinçlendirilmesini ilk hedef olarak belirlemek suretiyle modern eğitime yönelmişlerdir. Bu aydınlar sayesinde milli bilinç ve çağdaş düşünce Kırgızlar arasında yaygınlaşmıştır. Çağdaş siyasi, ekonomik, kültürel ve milli bilince sahip aydınlar, halkı örgütlemek için çeşitli okul, dernek ve gazete çevresinde örgütlenmişlerdir.

      1.3. KIRGIZİSTAN’DA MODERN MİLLİ AYDINLAR

      Tarihte adı yenilenme olarak geçen devre, Türkistan’daki uyanma olarak değerlendirilen XIX. yüzyılın sonları ve XX. yüzyılın başlarında doğu ülkelerindeki siyasi olaylar bütün Türkistan Türk dünyasının ekonomik, politik, aydınlanma yönünden birleşmesine yardımcı olmuştur. Çarlık Rusya sınırları dahilinde ve başka bölgelerde eğitim alan Kırgız gençleri, Kırgızistan’ın milli aydınlığının yeni kuşağını oluşturmuşlardır. Bunların oluşmasında Müslüman-Türk kültürü ve Batı kültürü önemli bir etken olmuştur. Çarlık ve

Скачать книгу


<p>134</p>

Togolok Moldo Aldaş Moldo, Haz.: Abdıldacan Akmataliev, Murat Alı Mukasov, Asel Şeyşekanova, Bişkek, 2015, s. 222.

<p>135</p>

Aldaş Moldo, Bugu Menen Sarıbagıştın Uruşu, Bişkek, 1992, s. 24 – 50.

<p>136</p>

Karıeva, Cazgıç – Akındar… s. 50.