Kırgız Zamane Edebiyatı. Mustafa Kundakçı

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kırgız Zamane Edebiyatı - Mustafa Kundakçı страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kırgız Zamane Edebiyatı - Mustafa Kundakçı

Скачать книгу

boyunca daima kendisine has bir müzikle beraber söylenir. Tüm halk şiirlerinin icra edildiği törene ve anlamına uygun bir ezgisi vardır. Komuzla söylenmiş şiirlerin her bir türünün (bekbekey, şırıldan, koşuk gibi) kendine özgü bir müziği vardır. Kırgız halkının şiiri hiçbir zaman müzikten ayrılmamıştır. Akınlar, şiirlerini çoğunlukla komuz eşliğinde halkın önünde söyler. Akınların şiirlerinin en büyük dinleyicisi ve eleştiricisi halkın kendisidir. Şiiri halk beğenirse onu ezberleyip kulaktan kulağa aktararak kendine mal eder. Eğer hoşuna gitmemişse şiir unutulup gider.

      XIX. asrın ikinci yarısından itibaren Kırgız sözlü edebiyatının yanında yazılı edebiyat da ortaya çıkmaya başlar. Bu dönem akınlarının çoğu halkın aydın kesimindendir. Bunların bir kısmı normal akınlar gibi kopuzunu alıp şiiri meydana getirmeden önce şiirlerini kâğıt üzerine yazarlar. Ancak dil bakımından halkın kullandığı dil özelliklerinden, içerik bakımından da halka has edebî anlayıştan hiç ayrılmazlar. Bu dönem şairleri, halkın içerisinde bulunduğu hayat şartlarını şiirlerine en doğru biçimde taşıyıp Rus sömürüsü altında ezilen insanlarının durumunu tüm gerçekliği ile ortaya koymaya çalışır (Samançin, 1943: 48).

      Tarihî kayıtlara bakıldığında Kırgız yazılı edebiyatının çok eskilere dayandığı görülebilir. Türk dünyasının müşterek dil ve edebiyat eserlerinden Orhun ve Yenisey Yazıtları, Dede Korkut ve Oğuzname, Karahanlılar döneminde Divanu Lügati’t-Türk ve Kutadgu Bilig eserleri, ‘Mecmu‘ü’t-Tevârîh’ ve daha niceleri bugüne kadar ulaşan eserlerden bazılarıdır. Ancak akınlık geleneğinin yazılı olarak gelişmesi XIX. yüzyıl ortalarına denk gelmektedir. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Zamane edebiyatı döneminde sözlü akınlık geleneği farklı bir gelişmeyle Kırgız yazılı edebiyatının yeniden ortaya çıkmasını ve gelişmesini sağlar. Bu dönemin eğitimli ve yetenekli molla şairleri şifahî olarak söyledikleri şiirleri kendileri yazıya dökmeleri ile önceki dönem akınlık geleneği çizgisinden ayrılmaktadır. Zamane akımı temsilcileri olarak da adlandırılan bu şairler şiirlerinde, halkı dinî açıdan bilinçlendirmenin yanı sıra dönemin siyasi ve tarihî olaylarına da yer vererek o dönemi her açıdan aydınlatmaları yönüyle önemlidir (Koylubayev, 2010: 62-63).

      XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan bu akınlara şiirlerini hem irticalen söyledikleri hem de yazıya döktükleri için ‘cazgıç’ (yazıcı) akınlar da denilmiştir. Türk edebiyatında görülen ‘kalem şuarası’ kavramının karşılığı gibi görülen bu ‘cazgıç akınlar’, içinde yaşadıkları toplumun sorunlarına ve Rus işgaline karşı çözüm yolları ararlar ve halkı bilinçlendirmeye çalışırlar. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Kırgız akınlık geleneğinin zirve yaptığı dönemde ortaya çıkan ‘cazgıç akınlar’ hem kendi şiirlerini hem de geçmişten gelen sözlü kültürün edebî miraslarını yazıya dökerek önemli bir kültür hizmeti gerçekleştirirler. Zamane akınları olarak da öne çıkan bu şairler zengin Kırgız sözlü geleneğinden gelen geleneksel muhteva ve motifleri yeni olaylar, epizotlar ve tasvirlerle tekrar oluşturarak yazıp söyledikleri şiirlerde yeniden kurgularlar. Ayrıca sözlü gelenekten gelen edebî mirasları yazıya dökerek bu değerleri ölümsüzleştirirler (Çeribaş, 2012: 31-32).

      Kırgız Zamane Edebiyatı

      Kırgız edebiyatı içerisinde XIX. yüzyılın ikinci yarısından XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar olan dönemde, kendine has içerik ve biçim özellikleri ile oluşum ve gelişim sürecini tamamlayan ve bir ‘edebî akım’ şeklini alan şiir anlayışı ‘Zamane edebiyatı’ olarak adlandırılmaktadır. Toplumsal zihniyetin şiire dökülmüş hali olan bu edebiyat anlayışı; halkın yaşantısına, tarihine ve kaderine bağlı olarak değişme, dönüşme ve gelişme göstermektedir. Zamane edebiyatının da oluşum ve gelişim tarihini doğru anlamak ve iyi değerlendirebilmek için bu edebî anlayışı Kırgız sözlü kültürünün başlangıç tarihi ile beraber ele almak gerekmektedir. Esasen, alan araştırmacıları da kimi özellikleri bakımından yeni olsa da Zamane edebiyatına ilk hareketi veren düşüncenin inançlar kadar eski olduğu düşüncesindedir. Bu düşünceye göre Zamane edebiyatının bugün için ortaya koyduğu düşünce ve tarzın ortaya çıkışının mukaddes dinlerin tebliğ için kullandıkları mukaddes kitaplara dahası bu mukaddes kitaplardan olan İncil ve Kuran’a kadar uzandığı söylenebilir (Ümütaliyev, 1988: 4).

      Her milletin kendi şairleri, içerisinde yaşadıkları toplumun şahitlik ettikleri zamanını geçmişi ve geleceği bakımından değerlendirip olumlu ya da olumsuz değerlendirmeler yapar. Buna karşılık Kırgız kültür tarihinde hem bir edebî akım hem de bir aydınlanma hareketi olarak ortaya çıkan Zamane edebiyatının gelişim sürecinde Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi, Rabguzi, Süleyman Bakırgani ve Sufi Allahyar gibi tasavvuf erbabı büyük şahsiyetlerin yanı sıra Asan Kaygı gibi büyük şair ve düşünürlerin eserlerinden etkilendikleri de değerlendirilmektedir (Arvas, 2012: 115). Abdıldacan Ahmataliyev ise bu akımın, söz konusu şahısların temel düşüncelerinin XIX. yüzyılda Kırgızlar arasında tekrar yeşermiş hali olduğuna işaret etmektedir (Akmataliyev, 2001:111).

      Zamane edebiyatının düşünce ve hareket tarzı bakımından kendisinden önceki isim ve eserlerden özellikle de tasavvuf ehlinden etkilendiği yönündeki düşünceyi destekleyen birçok şiir örneğini bu birikim içerisinde bulmak mümkündür. Bu örneklerden biri de Moldo Kılıç’a aittir:

      Türkistan Mazarı

      Hikmet sözü cayılıp

      Bizge kaldı kazalı

      Türkistan mezarı

      Hikmet sözü yayılıp

      Bize kaldı gazeli

(Asanaliyev, 1988: 293)

      Aldaş Moldo’da düşüncesi, sanatı ve hareket tarzı bakımından beslendiği kaynakları işaret ettiği bir şiirinde Zamane edebiyatının geçmiş dönemden etkilendiğini doğrular:

      Oşol zaman baarı öttü

      Neçen kıyın er öttü.

      Koco Ahmed Yassavi

      Kausul Agzam pir öttü.

      O zaman hepsi geçti

      Nice kahraman (geldi ve) geçti

      Hoca Ahmet Yesevi

      Gavsul Azam Pir geçti

(Akmataliyev, 2012: 98)

      XVI. yüzyıl Şairi Asan Kaygı’nın bugün elde bulunan şiirlerinden hareketle de Zamane edebiyatı ile onun şiir anlayışı arasındaki yakınlığı görmek mümkündür:

      Bul düynödö ne karıp

      Ak kalaluu boz karıp

      Aytılbagan söz karıp

      Zamandaşı bolboso

      Karıya bolor tez karıp

      Kadırın cene bilbese

      Boygo cetken kız karıp

      Caman menen dos bolson

      Akırı bir kün coo bolot

      Bu dünyada ne garip

      Ak kaleli boz garip

      Söylenmeyen söz garip

      Zamandaşı olmasa

      İhtiyar olur garip

      Kadrini yenge bilmese

      Evlenecek çağdaki kız

Скачать книгу