Kızıl Odanın Rüyası IV. Cilt. Сюэцинь Цао

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızıl Odanın Rüyası IV. Cilt - Сюэцинь Цао страница 25

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kızıl Odanın Rüyası IV. Cilt - Сюэцинь Цао

Скачать книгу

align="right">

      Kapitone ceketin kaybolması zavallı bir kızın çirkin sözler duymasına neden olur.

      Hediye şekerlemeler genç bir beyefendiyi huzursuz eder.

      Daiyu’nün gerilemesinin ilk haftasında, Büyükanne Jia ve yengeleri sırayla onu ziyarete geldiler. Sorularına cevap verecek kadar gücü vardı henüz. Ama artık hiçbir şey yemiyor ve çok zor konuşuyordu. İşin tuhafı, zaman zaman bilinçsiz gibi görünmesine rağmen aklının başında olduğu dönemler oluyordu. Herkes bir şeyler olduğundan şüphelenip Zijuan ve Xueyan’i sorgulamaya başladılar. Ama hizmetçiler bildiklerini söylemeye korkuyorlardı. Zijuan, Daishu’dan son haberleri almak istiyordu ama gerçeğin yeni bir şoka neden olarak Daiyu’nün ölümünü hızlandırmasından çekiniyordu. Bu yüzden Daishu’yu görünce bu konuyu açmaktan kaçındı. Xueyan haberlerin ileticisi olarak Daiyu’nün durumundan kendisini sorumlu tutuyor ve ‘Ben hiçbir şey söylemedim!’ diye yüz kere haykırmak istiyordu! O da sorgulandığında sessizliğini korudu.

      Zijuan, Daiyu’nün hiçbir şey yemediğini görünce artık umut kalmadığını anlayıp yatağının yanında bir süre ağladı, sonra dışarı çıkıp fısıltıyla Xueyan’le konuştu.

      “İçeri girip ona dikkatle baksana. Ben doğru büyük hanımefendi, Wang Hanım ve Bayan Lian’e haber vermeye gidiyorum. Bugün kesinlikle daha da kötüleşti.”

      O gidince Xueyan içeri girip onun yerini aldı. Daiyu’yü derin uykudaymış gibi hareketsiz yatarken buldu. Tek çocuk olarak bu tür şeylerde tecrübesi olmadığından, Daiyu’nün ölmek üzere olduğunu sandı ve korkup ağlamaya başladı. Keşke Zijuan çabucak gelseydi! O anda pencereden ayak sesleri geldi. Zijuan’di herhâlde. Rahat bir nefes alıp ayağa kalktı, iç odanın kapısına gitti, perdeyi kaldırıp bekledi. Kapının sesini duydu, gelen Zijuan değil, Daishu’ydu. İç kapıda Xueyan’i görünce “Bayan Lin nasıl?” diye sordu.

      Xueyan başıyla içeri gelmesini işaret etti, Daishu girdi. Zijuan’in orada olmadığını fark etti. Daiyu’ye bakınca ne kadar zor nefes aldığını gördü ve yüzünü bir dehşet ifadesi kapladı.

      “Zijuan nereye gitti?” diye sordu.

      “Hanımlara haber vermeye.” dedi Xueyan.

      Daiyu, gerçekten ölmediyse de dünyadan kopmuştu. Xueyan, Zijuan’in yokluğundan istifade Daishu’yu sorguya çekmeye karar verdi. Kızın elinden tutup fısıltıyla sordu.

      “Geçen gün Bay Wang’ın Efendi Bao için birisini teklif etmesi konusunda söylediklerin doğru muydu?”

      “Doğruydu tabii!” dedi Daishu.

      “Ne zaman kararlaştırıldı?”

      “Kararlaştırıldığını söylemedim ki! Ben Xiaohong’dan duyduklarımı söyledim. Sonra Bayan Lian’in dairesindeyken, onun Pinger’ya her şeyin beyefendinin edebiyatçı arkadaşlarının onu memnun etmek ve kendilerine bir bağlantı yaratmak için teklif ettikleri bir şey olduğunu söylerken duydum. Xing Hanım bu yakıştırmayı hiç uygun bulmamış. Ama o onaylasa bile, onun fikri kimin umurunda? Ayrıca Efendi Bao için büyük hanımefendinin aklında başka biri var, buradan biri. Xing Hanım’ın bundan haberi bile yok. Beyefendi bu teklifi dile getirdiği için büyük hanımefendi Xing Hanım’a danışmıştı. Bayan Lian, büyük hanımefendinin Baoyu’yü kuzenlerinden biriyle evlendirmek istediğini, bu konuda kararını verdiğini, diğer bütün tekliflerin zaman kaybı olduğunu söyledi.”

      Xueyan kendisini kaybetti.

      “O zaman küçük hanım hiç uğruna ölüyor!” diye bağırdı.

      “Ne demek istiyorsun?” diye sordu Daishu.

      “Bilmiyor musun? Geçen gün Bayan Lin, Zijuan’le beni bu nişan konusunda konuşurken duydu; bu yüzden kendisini bu duruma soktu.”

      “Şşş! Seni duyacak!” diye fısıldadı Daishu.

      “Dünyadan tamamen koptu.” dedi Xueyan. “Baksana, bir iki gün bile dayanamaz.”

      O konuşurken kapı perdesi kenara çekildi ve Zijuan içeri girdi.

      “Neler oluyor böyle?” dedi. “Siz ikiniz dedikodunuzu başka bir yerde yapamadınız mı? Onu öldüreceksiniz!”

      “Bu olup bitene inanamıyorum!” diye mırıldandı Daishu.

      “Sevgili Daishu!” dedi Zijuan. “Lütfen beni yanlış anlama. Seni kırmak istemezdim ama böyle dedikodu yapmak için budala olmalısın!”

      Daiyu’nün yatağından gelen ani bir öksürük konuşmalarını kesti. Zijuan hemen yanına gitti, Xueyan ve Daishu sessizce duruyorlardı. Zijuan, yüzü duvara dönük yatan Daiyu’nün üzerine eğildi.

      “Biraz su ister misin, hanımım?” diye sordu.

      Zor duyulan bir sesle, “Evet.” dedi Daiyu.

      Xueyan hemen fırlayıp yarım bardak kaynamış su getirdi, Zijuan’e verdi. Bu arada Daishu da sedire doğru geldi, tam Daiyu’yle konuşmak için ağzını açmıştı ki Zijuan hiçbir şey söylememesini işaret edince sustu. Hepsi bekliyordu. Kısa bir duraklamadan sonra Daiyu tekrar öksürdü; Zijuan hemen, “Suyu şimdi vereyim mi?” diye sordu.

      “Evet.” diye çok zayıf bir ses geldi ve Daiyu doğrulmaya çalıştı ama o kadar hâlsizdi ki yapamadı. Zijuan elinde bardakla sedirin üstüne çıkıp suyun sıcaklığını önce kendisi kontrol etti, sonra Daiyu’nün dudaklarına götürdü, bir yandan da başını destekliyordu. Daiyu bir yudum içti; Zijuan bardağı geri çekerken Daiyu’nün biraz daha istediğini fark etti. Tekrar ağzına dayadı. Daiyu biraz içtikten sonra başını salladı, derin bir nefes alıp tekrar yattı. Kısa bir duraklamadan sonra gözlerini araladı.

      “Demin Daishu mu konuşuyordu?” diye sordu.

      “Evet, hanımım.” dedi Zijuan.

      Daishu hâlâ odadaydı, hemen sedirin yanına gelip Tanchun’ün mesajını iletmek istedi. Daiyu bir süre ona gözünü dikip baktı, başını salladı. Kısa bir süre daha geçti.

      “Eve döndüğünde Bayan Tan’e selamlarımı söyle.” dedi.

      Daishu, Daiyu’nün gitmesini istediğini düşünerek sessizce odadan çıktı. Daiyu’nün durumu çok ciddi olduğu hâlde, aklı yerindeydi. Daishu’nun geldiğini fark etmiş, Xueyan ile konuşmalarının birkaç kelimesini belli belirsiz duymuştu. Bir misafirle sohbete gücü olmadığından uyuyor gibi yapmıştı. Ama sohbet ilerledikçe, gerçek sandığı şeyin aslında sadece bir tekliften başka bir şey olmadığını anladı. Sonra Daishu’nun, büyük hanımefendinin Baoyu’yü, orada yaşayan kuzenlerinden biriyle evlendirme niyetiyle ilgili Xifeng’ın sözlerini aktardığını duydu. Kendisinden başka kim olabilirdi? Kış gün dönümünde Yin’in Yang’a hayat vermesi gibi, onun zihnindeki karanlık da aydınlığa hayat verdi. Birden zihni açıldı, biraz su içmeye, hatta Daishu’yla konuşmaya karar verdi.

      Tam o sırada, Zijuan’in acil çağrısına

Скачать книгу