Kızıl Odanın Rüyası IV. Cilt. Сюэцинь Цао

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Kızıl Odanın Rüyası IV. Cilt - Сюэцинь Цао страница 27

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Kızıl Odanın Rüyası IV. Cilt - Сюэцинь Цао

Скачать книгу

görmezden geleceğim.” dedi Xifeng.

      Yaşlı kadın ileri atılıp önce Xifeng’a, sonra Xiuyan’e secde etti ve gitti.

      O gider gitmez, Xiuyan Xifeng’a oturmasını söyledi.

      “Ne kayboldu?” diye sordu Xifeng.

      “Önemli bir şey değil.” dedi Xiuyan gülerek. “Eski bir kırmızı, kapitone ceketim. Getirmelerini istemiştim, bulunmayınca unuttum gitti. Hizmetçim kadını sorgulamakla aptallık etti. Alınması çok normal. Düşüncesizliği yüzünden güzel bir payladım onu. Olay bitti ve kapandı.”

      O konuşurken, Xifeng, Xiuyan’in kıyafetlerini ve odanın genel görünümünü inceliyordu. Kapitone ve içi kürklü giysileri oldukça eski görünüyor, soğukta pek koruyacak gibi durmuyordu. Pamuklu yatak örtüleri de öyle. Mobilyalara ve masanın üzerindeki süslere baktı, hepsini Büyükanne Jia vermişti; ne kadar da temiz ve düzenli korunduklarını fark etti. Xifeng ona sıcacık bir saygı duydu.

      “Ceketin velvele çıkarılacak bir şey olmadığını biliyorum.” dedi. “Ama hava soğuyor, ona ihtiyacın olacak. Elbette peşine düşmeye hakkın var. Ah, bu hizmetçilerin küstah tavırları!”

      Bir süre daha Xiuyan’le oturup sohbet ettikten sonra denetlemelerine devam etmek için çıktı ve kendi dairesine dönmeden önce birkaç yere uğradı. Evde Pinger’ya, kıyafetlerinden bir bohça hazırlayıp Xiuyan’e göndermesini söyledi. Biri koyu kırmızı ithal ipekten, diğeri zümrüt yeşili ipekten, kenarları kuzu yünü, içleri pamuk dolgulu iki ceket; yünlü kumaştan, uzun, kenarları işlemeli, turkuaz bir etek ve koyu mavi, kenarları kakım kürkü bir ceket gönderildi.

      Xifeng müdahale etmiş olsa da Xiuyan, yaşlı kadının kabalığına çok sinirlenmişti.

      “Burada yaşayan bütün kızların içinde hizmetçilerin bu şekilde davranmaya cesaret ettikleri tek kişi benim.” diye düşündü. Sürekli hakkımda konuşup duruyorlar. Şimdi Feng da buna şahit oldu.”

      Bunu düşündükçe, hâline daha çok üzüldü. Ama düşüncelerini birine açması imkânsızdı. Kaderine boyun eğip ağlarken, Xifeng’ın hizmetçisi Fenger bir bohça kıyafetle çıkageldi. Xueyan kime ait olduklarını anlayınca almak istemedi.

      “Ama hanımım eski diye bunları beğenmezseniz, yenileriyle değiştireceğini söyledi.” dedi Fenger.

      Xueyan kibarca gülümsedi.

      “Hanımın çok düşünceli. Ama benimki kayboldu diye bana kendi kıyafetlerini vermesini kabul edemem. Lütfen geri götür ve benim adıma çok teşekkür et. Düşünmesi bile yeter!” dedi.

      Fenger’a küçük bir kese verdi ve hizmetçi kız istemeye istemeye bohçayı da alıp gitti. Birkaç dakika sonra bu sefer Pinger’yla beraber geri geldi. Xiuyan hemen dışarı çıkıp onları karşıladı, içeri davet edip oturmalarını söyledi.

      “Bayan Lian, aileden biri olarak bunları kabul etmenizi söyledi; o kadar da kibar olmayın.” dedi Pinger.

      “Kibarlıktan değil.” dedi Xiuyan. “Onları almaya utanırım.”

      “Bayan Lian, kabul etmezseniz, ya bunları eski bulduğunuzu ya da onun kıyafetlerini giymek istemediğinizi düşüneceğini söyledi. Geri götürürsem bana da kızacakmış!” diye ısrar etti Pinger.

      Xiuyan kızardı ve zarafetle gülümsedi.

      “Peki o zaman, geri çeviremem. Lütfen çok teşekkür ettiğimi söyleyin kendisine.” dedi.

      İkisine de çay ikram etti, sonra Fenger ve Pinger gittiler. Eve varmak üzerelerken, Xue teyzenin hizmetçilerinden biriyle karşılaştılar. Kadın onları selamladı, Pinger nereye gittiğini sordu.

      “Bayan Xue ve küçük hanım, bütün hanımefendilere ve küçük hanımlara selamlarını iletmem için gönderdi beni.” dedi. “Az önce Bayan Lian’in evinde sizi sordum, Bahçe’ye gittiğinizi söyledi. Xing Hanım’dan mı geliyorsunuz?”

      “Nereden biliyorsun?” diye sordu Pinger.

      “Küçük bir kuş söyledi… Siz ve hanımınız ne kadar da cömertsiniz!”

      Pinger güldü ve biraz dinlenmesi için içeri davet etti.

      “Yapılacak işlerim var. Başka sefere.” dedi kadın ve yoluna devam etti. Pinger da Xifeng’a rapor vermek üzere içeri girdi.

***

      Hizmetçi kadın, Xue teyze, Xia Jingui’nin kavgacı tavırları yüzünden tepetaklak olan evine geri döndüğünde, Xing Xiuyan’in başına gelenleri anlattı, Baochai ve Xue teyze ağlamaya başladılar.

      “Pan uzakta olduğu için böyle acılara katlanmak zorunda kalıyor.” dedi Baochai. “Neyse ki Feng onunla ilgileniyor. Bundan sonra bizim de gözümüz üzerinde olsun. Ne de olsa artık bizim aileden sayılır.”

      O konuşurken Xue Ke geldi.

      “Pan burada geçirdiği onca yıldır doğru dürüst tek bir arkadaş edinememiş!” dedi. “Çoğu tam bir serseri sürüsü! Eminim ona neler olduğu hiçbirinin umurunda değildir. Sadece en son haberleri öğrenmek için geliyorlar. Birkaç gündür hepsini geri gönderiyorum. Kapıdaki görevlilere bu serserileri bir daha içeri almamalarını tembihledim.”

      “Yine o aktör Jiang’ın arkadaşları mı?” diye sordu Xue teyze.

      “Hayır, aslına bakarsan o hiç gelmedi. Bunlar başkaları.”

      Xue Ke’nın sözleri Xue teyzenin endişesini artırdı.

      “Bir oğlum var ama hiç yokmuş gibi.” dedi. “Yetkililer Pan’i bıraksalar bile, hayatı mahvoldu. Sen benim yeğenimsin Ke ama Pan’den daha sağduyulusun. Bundan sonra artık sadece sana bel bağlayacağımı biliyorum. Çok çalış ve hayatının tadını çıkar. Zor zamanlardan geçen bir ailenin kızı olan müstakbel karını düşün. Bir kızın evinden ayrılıp evlenmesi çok zordur. Kocasının iyi biri olmasını ve geçimini sağlamasını ister. Ya Xiuyan de şu yaratık gibi olsaydı!” Xia Jingui’nin odasını işaret etti. “Ama ondan bahsetmek istemiyorum. Xiuyan’in dürüst ve düşünceli, tutumlu ve hiç bozulmamış bir kız olduğunu biliyorum. Pan’in işi çözülünce, ikinizi evlendiririz, zavallı yüreğim huzura erer.”

      “Unutma, Baoqin de hâlâ evlenmeyi bekliyor.” diye hatırlattı Xue Ke. “Bizim için endişelenme sen.”

      Biraz daha konuştular, sonra Xue Ke odasına gitti. Yemeğini yedi ve Xiuyan’in Bahçe’deki durumunu düşündü. Fakirlik yüzünden Jialara bağımlıydı. Başkente gelirlerken aynı gemide seyahat etmişlerdi; ne kadar hoş ve iyi huylu bir kız olduğunu bizzat görmüştü. Xia Jingui gibi bir yaratığa varlıklı ve lüks bir hayat verip şımarık bir cadıya çeviren kaderin adaletsizliği, Xiuyan gibi bir kıza cefadan başka bir şey yaşatmıyordu! Cehennem Kralı bu dağıtımı yaparken ne düşünüyordu acaba?

      Bu kasvetli düşünceler Xue Ke’nın duygularını şiirsel bir formda ifade etmesine neden oldu ama kalemi eğitimsizdi, yine de elinden geleni yaptı.

      Deniz

Скачать книгу