Hawaii Mitleri. William D. Westervelt

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Hawaii Mitleri - William D. Westervelt страница 9

Автор:
Жанр:
Серия:
Издательство:
Hawaii Mitleri - William D. Westervelt

Скачать книгу

Makani-kau ve Kawelona, Lau-ka-ieie’nin evine giderken Waiema17 üzerinden geçtiler. Fakat Hina, onları oradan alarak Mauna Kea’nın18 tepesine götürdü. Poliahu19 ve Lilinoe,20 bu iki genç adamı görüp onlara seslendi. Fakat Makani-kau, hiçbir cevap vermeden sislerle kaplı dağlarda bulunan muhteşem mağara evine doğru giderek bütün yolcuları oraya bıraktı. Daha sonra okyanus kıyısına gidip Ka-moho-alii’nin köpekbalıklarını çağırdı. Köpekbalıkları, kendi vücutlarını okyanusta bırakarak insan bedenine bürünmüş halde Waipio Vadisi’ne geldi. İçerisinde mükemmel deniz kabuğu Kiha-pu’nun tutulduğu antik tapınak Kahuku-welo-welo’nun yanında karınlarını doyurup dans ettiler.

      Makani-kau, yedi deniz kabuğunu da uçurumun tepesine bırakıp kabuklar her yere sesleri ulaşıncaya kadar şarkı söyledi. Böylece Lau-ka-ieie ile Kawelona’nın evliliği kutlanmış oldu.

      Bütün köpekbalıkları müzikle beraber sakinleşerek dinlendi. Düğünden sonra herkese veda edip Kahoolawe’ye döndüler. Dönerken adanın güneyinden geçtiler, çünkü bulundukları yerden geldikleri gibi dönmelerinin kötü şans getirdiğine inanıyorlardı. Evlerine varıncaya kadar dönmeden dümdüz gittiler. Makani-kau, kız kardeşinin evine gitti ve Lau-ka-ieie’nin kız arkadaşlarıyla tanıştı. Kız kardeşine evinin yabancılarla dolu olduğunu, çünkü birbirinden farklı kupua21 bedenlerinin düğünü kutlamak için toplandığını söyledi. Bu yabancılar, Hawaii Adaları’nın kupua sakinleriydi. Eepa22 halkı, periler ve cücelerden oluşurdu ve görünüşleri biraz deforme olmuştu. Kupualar aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

      Ka-poe-kino-lau (yaprak bedeni olanlar)

      Ka-poe-kino-pua (çiçek bedeni olanlar)

      Ka-poe-kino-manu (kuş bedeni olanlar)

      Ka-poe-kino-laau (her türden ağaç, eğreltiotu, asma vb. şekli olanlar)

      Ka-poe-kino-pupu (deniz kabuğu bedenine sahip olanlar)

      Ka-poe-kino-ao (bulut bedeni olanlar)

      Ka-poe-kino-makani (rüzgâr bedeni olanlar)

      Ka-poe-kina-ia (bbalık bedeni olanlar)

      Ka-poe-kina-mano (köpekbalığı bedeni olanlar)

      Ka-poe-kina-limu (deniz yosunu bedeni olanlar)

      Ka-poe-kina-pohaku (olağandışı türde bir taş şeklini alanlar)

      Ka-poe-kina-hiwa-hiwa (pali yani uçurumların tehlikeli bölgeleri olanlar)

      Evliliğin ardından Pupu-kani-oi (şarkı söyleyen deniz kabuğu) ve kocası deniz kabuğu kayığa bindiler ve Molokai’ye dönmek üzere yola çıktılar. Yolculuk esnasında çok güzel kuş sesleri duydular.

      Makani-kau’nun gökkuşağının tüm renkleriyle kaplı kuş tüyünden bir evi vardı. Kauai’ye gidip Kawelona’yı evlatlık edinen aileyi getirdi. Aile, Lau-ka-ieie ve kocası Hawaii’de mutlu mesut yaşadı.

      Hiilawe, çok hastalandı; erkek kardeşi Makani-kau ile onun kız kardeşi Lau-ka-ieie’yi yanına çağırıp kendisini dinlemelerini istedi. Onlara çok hasta olduğunu, yakında öleceğini, öldüğünde kendisini gözlerinin görülebileceği bir yere gömmeleri gerektiğini, sonrasında da bedenini yeni ve mükemmel bir hale dönüştüreceğini söyledi.

      Güzel kız, malo23 ve leisini alıp vadiye bıraktı. Malo ile lei, bırakıldıkları yerde çok güzel ağaçlara ve asmalara dönüştü. Bunun üzerine Hina, Hiilawe’nin tekrardan yaşamasını sağladı. Böylece Hiilawe, şelalelerin aumakua24 oldu. Makani-kau, onun bedenini eline alıp gök gürültüsü ve şimşekler arasında taşıdı. Daha sonra da vadinin en yüksek uçurumunun bir kenarına gömdü. Gömdüğü beden, şimdilerde yıllardır orada bulunan bir taşa dönüştü. Ama hayaleti, her zaman Waipio’nun muhteşem, sisli şelalelerine bürünebilsin, insanların gözlerinin içine bakabilsin diye Hina tarafından bir kupuaya dönüştürüldü.

      Aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra Hina, sonsuza dek o güzel ohia ağacına dönüştü. Hawaii volkanlarının etrafındaki ormanda yaşamaya başladı. Hâlâ sihirli güçleri vardı, insanlar onu Hina-ula-ohia olarak bilip ona tapıyorlardı. Makani-kau, Lau-ka-ieie’ye göz kulak oldu. Lau-ka-ieie, insan bedenini terk etme zamanı geldiğinde vücudu yapraklarla kaplı bir halde gözleri alev alev yanan, narin ve zarif bir kadın olarak Makani-kau’ya gitti. Makani-kau, “Sen bir sarmaşıksın, yalnız olamazsın. Seni ormana götürüp Hina’nın yanına yerleştireceğim. Sen ieie25 sarmaşığısın. Ağaçlara tırman! Uzun yapraklarını ağaçların etrafına dola! Alev alev yanan kırmızı çiçeklerinin yaprakların arasında ateş gibi parlamasını sağla! Ormandaki bütün ohia ağaçlarına güzelliğini ver!” dedi.

      Lau-ka-ieie, Makani-ku (yüce rüzgâr) tarafından taşınıp görkemli gözüken uzun ağaçların yanına bırakıldı. Ieie sarmaşığı, yüzyıllardan bu yana Hawaii Adaları’ndaki ormanlarda bulunan en güzel bitkilerden biridir.

      Gökkuşağı Kızı Anuenue, bütün takılarını eski zamanlardaki arkadaşlarına ödünç verebilsin diye Makani-ku, ruhani bedenindeyken adalardaki altın renkli bulutları güneş ışınlarına dönüştürmüştür.

      VII

      Molokai’nin Köpekbalığı Tanrısı Kauhuhu

      Köpekbalığı tanrısı Kauhuhu’nun hikâyesi, “Aikanaka” (Yamyam) efsanesinde anlatılır. Aikanaka, küçük bir liman olan Pukoo’nun eski adıdır. Bu liman, Molokai adasının güzel vadilerinden birinin girişinde bulunur. Efsaneyi aktarmanın en iyi yolu, bu yamyamın en iyi yönlerini açıklamaktır. Köpekbalığı tanrısı, çocuklarının öldürülmesinin intikamını almak isteyen bir rahibin arkadaşıydı. Rahibin adı Kamolo’ydu. Tapınağı, Molokai ve Maui adaları arasındaki kanala bakan Kaluaaha adında bir köydü. Kanalın karşısında bulunan Eeke Dağı’nın engebeli, kızıl kahve renkli yamaçları, dağın tepesinde sürekli dolaşan bulut kümeleri arasında kaybolmuştu. Rahibin iki oğlu, güneşin doğuşunu ve batışını büyük bir zevkle izledi. Güneş doğarken ve batarken bulutlar farklı renklere büründü, bu renkler kanaldan geçen sulara yansıdı. Gökyüzü ile denizin cesareti, iki oğlanın da kalplerinde bir yer edindi, cesaret gerektiren birçok iş yaptılar. Babaları onlara tapınağın birçok sırrını öğretti, ama bazı şeylerin tanrılara özel olduğu, onlara asla dokunulmaması gerektiği konusunda da uyarılarda bulundu. Adanın o bölgesinden sorumlu yüce şefin (alii) Kaluaaha’dan çok da uzakta olmayan bir tapınağı vardı. Bu tapınak, Aikanaka denilen bir limandaydı. Bu şefin adı Kupa’ydı. Şefler, kendi evlerini her zaman tapınak duvarlarının içine kurarlardı. Yılın belirli dönemlerinde bu evlerden ayrılırlardı. Kupa’nın tapınaktaki evinde tuttuğu dikkat çekici iki davulu vardı. Davul çalma konusunda öylesine

Скачать книгу


<p>17</p>

Waimea: Hawaii’de bulunan bir bölge. (ç.n.)

<p>18</p>

Mauna Kea: Hawaii Adası’nda bulunan ve aktif olmayan bir volkandır. Eğer denizden itibaren ölçülürse dünyanın en yüksek dağı olarak adlandırılabilir. (ç.n.)

<p>19</p>

Poliahu: Hawaii mitolojisinde bulunan ve Pele’ye düşman olan dört kar tanrıçasından biridir. Mauna Kea’da yaşadığı düşünülür. (ç.n.)

<p>20</p>

Lilinoe: Hawaii mitolojisinde bulunan kar tanrıçalarından biridir. Poliahu’nun küçük kız kardeşidir ve ablası gibi o da volkan tanrıçası Pele’nin bir düşmanıdır. (ç.n.)

<p>21</p>

Kupua: Hawaii mitolojisinde Kupua, tanrı veya ruh olarak görülen bir grup doğaüstü varlık veya büyücüdür. Hawaii efsanelerinde bu gibi varlıklardan çokça söz edilir. (ç.n.)

<p>22</p>

Eepa: Hawaii mitolojisine göre olağanüstü güçlere sahip olan ve bitki, hayvan gibi değişik varlıklar olarak doğan kişilerdir. Bazı kaynaklara göre peri veya cüce oldukları söylenir. (ç.n.)

<p>23</p>

Malo: Şimdilerde Hawaiili erkekler tarafından sadece törenlerde giyilen bir tür peştamal. (ç.n.)

<p>24</p>

Aumakua: Hawaii mitolojisinde bir aile tanrısıdır. İdol olarak gördükleri atalarıdır. (ç.n.)

<p>25</p>

Ieie: Pasifik Adaları’na özgü, çok fazla dalı olan kırılgan ve odunsu bir ağaç türüdür. (ç.n.)