Azla Mutlu Olmak. Фрэнсин Джей
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Azla Mutlu Olmak - Фрэнсин Джей страница 9
Başlamadan önce, evimize ya da dairemize ilk taşındığımız günü düşünelim. Bu duvarların arasında hayatın nasıl olacağını hayal ederek çıplak odalarda dolaştık. Tek bir kutu bile açılmadan önce alanı duyumsamak nasıl muhteşem bir duyguydu! Boş ve potansiyel dolu, kendimize has özel dokunuşlarla kişiselleştirilebilecek güzel beyaz bir kanvastı. Temiz bir sayfa düşüncesinin tadını çıkardık – taze bir başlangıçla doğru şeyleri yapabilmek ne büyük fırsattı.
Paketleri yavaşça ve sistemli şekilde açmaya, her bir nesnenin kendi özel yerini bulmaya ve buraya ait olmayan her şeyden kurtulmaya söz verdik. Her şeyi mükemmel bir düzene koymaya can atıyorduk. Ama hayat yolumuza çıktı: yeni bir işe başlamak, çocukları okula hazırlamak, misafirleri ağırlamak ya da hoş geldiniz partisi için ortalığa çekidüzen vermek zorunda kaldık. Her şeyi hızlıca, günlük hayata en az engel olacak şekilde yerleştirmek gerekiyordu ve her bir eşyanın değerini hesaplayacak zamanımız yoktu. Elimizden geldiğince eşyalarımızı yerleştirdikten sonra boş kutuları bodruma attık.
Pekâlâ, bu bizim Sil Baştan fırsatımız. Müştemilatları boşaltmayacak ya da evlerimizin içini ön bahçelere yığmayacağız. Sadece taşınma gününü tekrar edeceğiz – ama aceleye getirmeden, devasa işi küçük parçalara böleceğiz. Evlerimizin her bir kısmı için taze bir başlangıç planlayacağız. Çok basitçe, belli bir anda –bir oda kadar büyük ya da bir çekmece kadar küçük– tek bir bölümü ele alacağız ve Sil Baştan yapacağız, sanki bugün ilk taşındığımız günmüş gibi.
Sil Baştan yapmanın anahtarı saptanan bölümdeki her şeyi dışarı çıkarmaktır. Bu eğer bir çekmeceyse, tersyüz edin ve içindekileri yere dökün. Eğer bir dolapsa, onu çıplak askılar, çubuklar ve raflar kalana kadar soyun. Eğer bir hobi malzemeleri kutusuysa, hepsini saçın. Tek seferde bir odayı ele almak biraz daha zahmetlidir, zira kaldırdığınız bütün eşyaları koyacak yere ihtiyacınız olur; en uygunu yakın bir odadır ve boşalttıklarınızı geri koyarken sizi fazla yürümekten ya da merdiven inip çıkmaktan kurtarır. Eğer bu mümkün değilse, ön avluyu, arka bahçeyi ya da bodrumu geçici bir depolama alanı olarak kullanmayı düşünün; eşyaları gerisingeriye söz konusu odaya sürüklemenin zahmeti belki de ihtiyacınız olan caydırıcı etkendir.
Üstünde çalıştığınız bölümü tamamen boşaltmanın önemini ne kadar vurgulasam azdır. Belli şeyleri belli yerlerde görmeye o kadar alışırız ki, sanki orada olma hakkını kazanmışlar gibidir (oraya ait olsalar da olmasalar da). “Onların kalacağını biliyorum, bu yüzden şimdilik orada bırakacağım ve çevresinde çalışacağım – eğer tekrar geri koyacaksam dışarı çıkarmanın ne anlamı var ki?” demek çok cezbedicidir.
Ayırmayı neyi atacağınıza karar vermekten daha çok neyi tutacağınıza karar vermek olarak düşünürseniz, çok daha kolay bir şey haline gelir.
Hayır, her şeyi dışarı çıkarın – her bir eşyayı. Bazen bir şeyi alışılagelmiş yerinin dışında görmek –ve o yerin o olmadan ne kadar güzel olduğunu fark etmek– o eşya konusundaki bakış açınızı tamamen değiştirecektir. Hatırlayamadığınız bir zamandan beri oturma odanızın bir köşesinde duran kırık sandalye sanki o mekânda bir hak elde etmiştir; ailenin bir ferdi gibidir ve onu yerinden kıpırdatmak sadakatsizlik (hatta kutsal bir şeye karşı saygısızlık) gibi görünür. Ama bir kez üzerinde parıldayan gün ışığıyla kendisini arka bahçede bulunca, eski, kırık bir sandalyeden başka bir şey olmaz. Kim o şeyi evine getirmek ister ki? Özellikle de durduğu köşe şimdi o kadar temiz ve ferah görünürken…
Ayırmayı neyi atacağınıza karar vermekten daha çok neyi tutacağınıza karar vermek olarak düşünürseniz, çok daha kolay bir şey haline gelir. Sil Baştan yapmanın –her şeyi boşaltıp sonra teker teker geri koymanın– bu kadar etkili olmasının nedeni de budur. Gerçekten sevdiğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz şeyi seçmektesiniz ve korunacak şeyleri seçmek atılacak şeyleri seçmekten daha eğlencelidir. Bir sanat müzesindeki küratör boş bir galeriyle işe başlar ve mekânı güzelleştirecek en iyi eserleri seçer. Sil Baştan yapmak bizi pekâlâ evlerimizin küratörleri haline getirir. Hangi nesnelerin hayatımızı zenginleştirdiğine karar verecek ve sadece onları mekânımıza geri koyacağız.
Unutmayın, çevremizi sarmaları için seçtiğimiz şeyler bizim hikâyemizi anlatır. Umalım ki bu “Ben geçmişte yaşamayı seçiyorum” ya da “Başladığım işleri bitiremem” olmasın. Tersine, şöyle bir şeyi hedefleyelim, “Hafif ve zarif şekilde yaşıyorum, sadece fonksiyonel ya da güzel bulduğum nesnelerle beraber.”
12. Çöp, Hazine ya da Transfer
Artık eşyalarımızı dışarı attığımıza göre, onları ayırmak ve ne yapacağımıza karar vermek durumundayız. Eşyalarımızı üç kategoriye ayıracağız: Çöp, Hazine ve Transfer. Birincisi için büyük, sağlam bir çöp torbası alın (eğer tek bir çekmece üstünde çalışıyorsanız, küçük bir çöp torbası da işinizi görür). Diğer ikisi için kutu, branda ya da üstünde çalıştığınız alanda ne uygunsa onu kullanın.
Fazladan bir kutuyu da el altında bulundurun; buna Hemen Karar Verilemeyenler adını vereceğiz. Eşyalarınızı ayırırken saklamak istediğinizden emin olmadığınız, ancak ayrılmayı da henüz göze alamadığınız şeylerle karşılaşacaksınız. Belki de bu konuyu düşünmek için sadece biraz daha fazla zamana ihtiyacınız var. Birkaç numaracı nesnenin sizi yolunuzdan alıkoymasını ya da hızınızı kesmesini istemezsiniz, bu yüzden herhangi bir şey hakkında çabuk karara varamazsanız onu şimdilik buraya koyun. Daha sonra tekrar ele alıp bir yığına aktarabilirsiniz.
Doğruya doğru, başka değerlendirmelerden sonra bile tepeleme dolu bir Karar Verilemeyenler kutusuyla baş başa kalabilirsiniz. Bu kutuyu geçici bir depolama alanına koyacaksınız: bodruma, tavan arasına, garaja ya da bir dolabın dip kısmına. Eğer altı ay (ya da bir yıl) sonra herhangi bir şeyi almak için onu açmadıysanız, en sevdiğiniz hayır kurumuna götürün. Bu kutu son çare olarak kullanılmalıdır – zor kararlardan kaçınmanın mazereti olarak değil. Mesele bu nesneleri kurtarmak değil, alanınızı istediğinizden emin olmadığınız eşyalardan kurtarmaktır.
Öyleyse Çöp ile başlayalım: Bunu bilmek zor değil. Alenen çöp olan her şeyi atın, yiyecek paketleri, lekeli ya da yırtık kumaşlar, son kullanım süresi geçmiş kozmetik ve ilaçlar, bozulmuş yiyecekler, çalışmayan kalemler, eski takvimler, gazeteler, ilanlar ve broşürler, gereksiz postalar, tekrar kullanılamayan şişeler ve kaplar ve tamir edilemeyecek ya da tamir etmeye değmeyecek arızalı şeyler. Eğer Goodwill[2] için yeterince iyi değilse, bu yığına aittir.
“Atın” dediğimde “mümkünse geridönüşüm”e verin demek istediğimi bildiğinizden eminim. Şeyleri çöpe atmak kolay olsa da,
2
Goodwill Industries International Inc., engelli kişilere iş eğitimi, işe yerleştirme hizmetleri ve diğer toplum odaklı programlar sağlayan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. Eski eşyaları ihtiyacı olanlara satmak üzere satın alır. Satılamayacak durumda olanları kabul etmez. (e.n.)