Kilitli Oda. Пер Валё
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Kilitli Oda - Пер Валё страница 17
Odanın bitişiğinde bir gömme dolap bulunuyordu. Yerinde belirsiz bir renkte, kirli bir atlet, kirli üç çorap ve boş, eprimiş, kahverengi bir kanvas çanta vardı. Bir askıda bir nebze yeni, poplin bir ceket asılıydı ve duvardaki kancalarda da cepleri boş bir pantolon, el örgüsü yeşil bir kazak ve uzun kollu gri bir süveter. Hepsi buydu.
Svärd’ın başka bir yerde vurulmuş, sonra evine gelmiş, kapıyı arkasından kilitleyip sürgülemiş, sonra da uzanıp ölmüş olması patoloji uzmanının teorisine göre ihmal edilmemesi gereken bir ihtimaldi. Martin Beck, konunun uzmanı olmasa da kadının haklı çıkabileceğini düşünecek kadar deneyime sahipti.
Peki ama her şey nasıl olmuştu? Eğer eve giren olmadıysa ve kendisi de yapmadıysa, Svärd nasıl vurulmuştu? Martin Beck olayın ne kadar dikkatsizce ele alındığını ilk keşfettiğinde, bu gizemin de birisinin dikkatsizliği ile açıklanabileceğini düşünmüştü fakat şimdi odada bir silah olmadığından, Svärd’ın kapıyı arkasından kilitlediğinden emin olmaya başlamıştı ve sonuç olarak ölümü tamamıyla açıklanamaz görünüyordu.
Martin Beck bir kez daha kılı kırk yararak dairenin içinde gezindi ama olan biteni açıklayabilecek hiçbir şey bulamadı. Sonunda oradan ayrıldı, diğer apartman sakinlerinin ona anlatacaklarının olup olmadığını öğrenmeye niyet etti.
Kırk beş dakika sonra, sokağa çıktığında hiçbir şey değişmemişti. Altmış iki yaşındaki eski depo işçisi Karl Edvin Svärd belli ki gayet kendi hâlinde bir insandı. Bu dairede üç aydır oturuyordu ve sadece birkaç apartman sakini onun varlığından haberdardı. Onu apartmana girip çıkarken görenler hiçbir zaman yanında kimseyi görmemişti. Hiçbirisi onunla tek kelime konuşmamıştı. Adam hiçbir zaman sarhoş görülmemiş, hiçbir zaman evinden rahatsız edici sesler ya da gürültüler işitilmemişti.
Martin Beck ana girişin dışında durdu. Sokağın karşı tarafında yemyeşil, bol yapraklı yükselen parka baktı. Aklından oraya gidip bir süre ıhlamur ağaçlarının altında bir banka oturmak geldi ama sonra, yokuşun oradaki dar sokağa bakacağını hatırladı.
“Olof Gjödings Caddesi.” Sokak tabelasındaki ismi dışından okudu ve yıllar evvel, Olof Gjöding’in, ta on sekizinci yüzyılda Kungsholmen Okulu’nda bir öğretmen olduğunu öğrenmiş olduğunu hatırladı. Okul acaba Hantverkar Caddesi’ndeki liseyle aynı yerde mi diye merak etti.
Polhems Caddesi’nden bayır aşağı inerken bir tütüncü vardı. Martin Beck dükkâna girip bir paket filtreli sigara aldı. Kungsholms Caddesi’nin yolunu tutarken bir tane yaktı ama tadını hiç beğenmedi. Karl Edvin Svärd’ı düşündü. Kendini daha iyi hissetmiyordu, kafası iyice allak bullak olmuştu.
13
O salı günü Amsterdam’dan gelen öğlen uçağı Arlanda’ya indiğinde, yurt dışı geliş terminalinde uçağın kabin şefiyle görüşmek üzere yerleştirilmiş iki sivil polis alanda bekliyordu. İhtiyatlı davranmaları ve gereksiz önlemlere başvurmamaları emrini almışlardı ve sonunda kabin şefi, yanında bir hostesle birlikte alanda yürürken polisler acele etmeyip kenarda beklemeye karar verdi.
Ne var ki Werner Roos onları hemen fark etti. Ya polisleri önceki olaylardan hatırlıyordu ya da polis olduklarının kokusunu almıştı, orada bulunmalarının onunla alakalı olduğunu anlamıştı hemen. Durdu, hostese birkaç kelime etti, sonra dış hatlar geliş lobisinin cam kapılarından içeri girdi.
Werner Roos kararlı adımlarla iki polis memuruna doğru yürüdü. Uzun boylu, geniş omuzlu, yanık tenli adam koyu lacivert üniforma giymişti. Bir elinde kep tutuyordu, diğer elinde geniş sapları olan siyah deri bir çanta vardı. Sarı saçlı, uzun ve kalın favoriliydi, dağınık kâküllüydü ve çalı gibi kaşları tehditkâr bir ifadeyle çatılıydı. Çenesini öne çıkarıp onlara soğuk bir bakış fırlattı. “Eh, nasıl bir karşılama komitesi bu böyle?” diye sordu.
“Bölge Savcısı Olsson sizinle biraz konuşmak istiyor, rica etsek bizimle Kungsholms’a kadar gelebilir misiniz…” dedi memurlardan biri.
Roos cevap verdi: “Delirmiş mi o? Daha iki hafta önce oradaydım ve bugün, o gün söylediklerime ekleyecek tek sözüm yok.”
“Tamam, tamam,” dedi içlerinden yaşı büyük olan polis. “Bunu onunla konuşmalısınız, biz sadece bize verilen emirleri yerine getiriyoruz.”
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.