Fetih 1453. İskender Fahrettin Sertelli

Чтение книги онлайн.

Читать онлайн книгу Fetih 1453 - İskender Fahrettin Sertelli страница 3

Жанр:
Серия:
Издательство:
Fetih 1453 - İskender Fahrettin Sertelli

Скачать книгу

sende misafir kalacağım. Bak… Sokakta neler konuşuyorlar!” dedi sevgilisine.

      Klio bu soruya kahkahayla cevap verdi:

      “Onu senin vurduğunu nerden bilecekler? Ne kadar korkak bir askermişsin, Anivas! Kahramanlar silahlarını çekmeden düşünürler. Düşmanını vurduktan sonra karı gibi evlerde saklanan askerlerin orduda ne işi var?”

      Anivas mahcup oldu.

      Klio, Priamos’un yaralanmasına çok üzülmüştü. Anivas’ın yakalanmasını istiyordu.

      Anivas, sevgilisinin bu sözü üzerine o gün akşama kadar evde oturamayacağını anladı.

      “Peki,” dedi, “Gideceğim, fakat senin yüzünden böyle tehlikeli bir vaziyete düştüm. Eğer bu cinayet hakkında kimseye bir söz söyleyecek olursan, senin de akıbetin çok vahim olur.”

      Klio genç askere güven verdi:

      “Benden sır çıkmaz.”

      Öpüştüler. Anivas gidiyordu. Klio onun boynuna sarıldı.

      “Bugün paraya çok ihtiyacım var.”

      Anivas ayrılırken cebinde ne kadar para varsa verdi.

      Bizans dilberinin çok garip ve anlaşılmaz bir karakteri vardı. Birçok âşığı arasında en az sevdiği erkekler Anivas’la Priamos olduğu hâlde, Klio en ziyade onlarla meşgul olur, onların yüzünden çekmediği ıstırap kalmazdı.

      Klio, Bizans’ın tanınmış aşüftelerinden biri; gözleriyle istediği erkeği etkileyen çok cazibeli ve sesi güzel bir kızdı. Bütün şair ve bestekârlar şarkılarını onun ağzından dinlemek isterlerdi. Sefahat âlemlerinde ve düğünlerde şarkı söylemesi için Klio’ya bin bir kişi gelir, yalvarırdı.

      Ve işte bütün kavgalar, rekabetler, çekememezlikler, hatta bütün cinayetler hep bu yüzden olur, birçok kişi hapse girerdi.

      Klio aynı zamanda çok zeki bir kızdı. Dans ve tiyatro mekteplerinden birincilikle çıkmıştı. İvansaray’da babasından kalan evinde üvey annesiyle birlikte oturur ve âşıklarından aldığı paralarla geçinirdi.

      Anivas’a gelince, İmparator Konstantin’in çok sevdiği, yakışıklı ve kibar olan genç askerin yegâne arzusu Klio’ya sahip olmaktı. Kendisi asil, fakat Klio fakir bir aileye mensuptu. Anivas onunla nasıl evlenebilirdi? Klio’yu herkes tanıyordu! Saraya bağlı bir askerin, böyle orta malı addedilen bir aşüfte ile evlenmesi Anivas’ın saraydaki vaziyetini tehlikeye düşürebilirdi.

      Genç ve tecrübesiz asker, kendi aklınca buna bir çare bulmuştu: Anivas sarayda mühim ve siyasi bir meselenin takibi ile meşgul oluyordu. Klio’ya gizlice bu meseleden bahsedecek ve onunla birlikte siyasi bir başarı sağlayarak yalnız sarayın değil bütün Bizanslıların dikkatini çekecekti. Klio, Bizans’ın kurtuluş yolunda halkın takdir ve minnetini kazanacak olursa, bütün günahları affolunacaktı!

      Bizanslılar arasında, herhangi bir günahkârın aniden bir “azize” veya “kahraman” oluvermesi pek de gayritabii bir hadise olarak görülmeyecekti! Bizans’ta, bu şekilde şöhret bulmuş ve kirli mazisi çarçabuk unutulmuş birçok ünlü kadın vardı.

      Anivas bu yolda çizdiği programı hızla uygulamayı başarırsa, kısa zamanda sevgilisine kavuşacaktı.

      İmparatorun Sarayında

      Türk-Bizans ilişkileri gittikçe gerginleşiyordu.

      Konstantin, Sultan Murat’ın karısı Prenses Mari ile evlenememesinden dolayı çok üzgündü.

      Sultan Murat’ın vefatı üzerine dul kalan Prenses Mari; siyasete aklı eren, zeki ve Türkler tarafından çok saygı gören bir kadındı. Sultan Mehmed Edirne’de tahta geçince üvey validesi Mari’yi evlilik hususunda serbest bırakmışsa da, Sırbistan Prensinin kızı olan Mari, Türklerle Bizanslıların arasının açık olduğunu görerek İmparatorun evlenme teklifini reddetmişti.

      Aradan epeyce zaman geçtiği hâlde, İmparatorun bu hadiseden duyduğu öfke ve üzüntü henüz geçmemişti.

      Başvekil Lukas’a,

      “Bu işi yapabilirdin!” diyerek daima söylenirdi.

      Lukas Notaras, devlet siyasetini başlı başına idare etmek isteyen diktatör ruhlu bir adamdı. Prenses Mari’nin Bizans sarayına girmesini istemeyenlerden biri de kendisiydi. Prenses Mari, İmparator Konstantin’in karısı olacak olursa, Bizans’ın Sırplara ve Türklere karşı yeni ve uyumlu bir siyaset cephesi alması lazımdı. Halbuki Notaras’ın bu yeni cephelerde vaziyeti çok tehlikeli olacak, belki hayatı da tehlikeye düşecekti.

      Notaras’ı Türklerden ziyade Sırplar sevmiyordu. Ve hiç şüphe yoktu ki, Prenses Mari de en çok Notaras’ı Bizans’ın tarafında gördüğü için İmparatorun teklifini reddetmişti.

      Konstantin, bütün bu düşünceleri dikkate almakla beraber devlet işlerinde Notaras’a güveniyor, onu iş başından ayırmıyordu.

      Bizans etrafında Türklerin tacize başladıkları dedikodusu gün geçtikçe artıyor ve başkent ahalisi arasında, bazen de isyan mahiyetini alan dedikodular ve hükümet aleyhtarlığı çoğalmaya başlıyordu.

      Ara sıra sefahat âlemlerinden başlarını kaldıran Bizanslılar, surları etrafında Türklerin dolaştıkları haberini işitince saraya hücum ediyorlar, İmparatorun devlet işleriyle meşgul olmadığından, gece gündüz zevk ve sefahatle vakit geçirdiğinden şikâyet ediyorlar, başkent etrafındaki asayişsizliğe son verilmesini istiyorlardı.

      Bir akşam Ayasofya’da, İmparatorun sarayındaki mühim bir toplantıda Anivas da hazır bulunuyordu.

      Konstantin, asker toplamak ve Bizans etrafındaki köylerin güvenliğini destek birlikleriyle temin etmek niyetinde olduğunu söyledi.

      Lukas Notaras, İmparatorun bu fikrine katılmamıştı. Diğer kumandanlar da bunun faydasız olacağını ileri sürmüşlerdi.

      Mecliste son sözü söyleyen Notaras oldu:

      “Yeniden asker toplamaya başlarsak, bu tedbirin, Sultan Mehmed’i aleyhimize tahrik etmekten başka bir faydası olmayacak. Ben bu işin dostane halledilmesi taraftarıyım.”

      Esasen herkes Türklerle savaşmaktan korkuyordu. Notaras’ın bu teklifi, meclis üyeleri üzerinde iyi etki bırakmıştı.

      İmparator,

      “Ne yapalım?” diye sordu.

      Notaras,

      “Sultan Mehmed’e bir heyet gönderelim,” dedi. “Bu heyet üyeleri, Edirne’ye karılarıyla beraber gitsinler.”

      İmparator ve meclis üyeleri bu teklifi oybirliğiyle kabul ederek beş kişilik bir heyet oluşturmaya karar vermişlerdi.

      Edirne Yolunda

      Ertesi gün erkenden, üstü kapalı beş araba Edirne

Скачать книгу