İslam Ahlakının Esasları. Babanzade Ahmet Naim
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу İslam Ahlakının Esasları - Babanzade Ahmet Naim страница 4
4 İslam Medeniyeti
İnsanın bütün ruhi kuvvetlerini ayrı ayrı terbiye ederek eşi görülmeyen gelişmelere eriştirmek isteyen ve bunu sağlayan bir dinin, başlı başına büyük bir medeniyet kurması ve kurmaya muvaffak olması gerektir. Nitekim öyle olmuş, İslamiyet böyle bir medeniyeti kurmuş ve bunu, yalnız başına, diğer medeni milletlerin felsefesinden yardım görmeye lüzum hissetmeden başarmaya muvaffak olmuştur. Müslümanlar, dinlerini, asri saffetiyle yaşattıkları ve ona bütün kuvvetleriyle sarıldıkları sırada parlak bir medeniyet, yaratarak bütün insanlığa hizmet etmişler ve bu medeniyet insanlık tarihinde ünlü bir ad, sönmeyen ve sonu gelmeyen bir iz bırakmıştır. Bu medeniyetin maddi mirası da manevi mirası da hâlâ yaşamaktadır ve bu medeniyetin yeniden canlanması da Müslümanların manevi kalkınmalarına bakmaktadır.
4. Bölüm
MESULİYET ESASI
1 Mesuliyet Esası
Müslümanların vaktiyle yalnız başlarına ve herhangi bir medeni milletin felsefesinden yardım görmeksizin büyük bir medeniyet kurmuş olduklarını söylemekten maksadımız, felsefenin bugünkü Avrupa medeniyetini kurmaktaki büyük hizmetlerini hor gördüğümüzü anlatmak değildir. Demek istediğimiz şudur: Yayılması, ahlakın alçalmasına sebep olacak birtakım felsefi meslekleri bir tarafa bırakacak olursak “vazife” prensibini, akıl üzerine kurarak “doğru, iyi ve güzel” gibi yüksek prensipleri kemal gayesi edinen sağlam nazariyeler bile, umumun gönlüne hâkim olmak bakımından dinin gösterdiği kudret ile rekabet edememektedir. Şu anlamda ki, vahy-i ilahîye iman kaydından azade kalmak isteyenler arasında ahlak kaidesini sırf akıldan çıkararak “vazife” ve “vicdani mesuliyet”i kendilerine -amelî olarak- rehber edinenlerin sayısı henüz pek azdır. İslam dini ise en sağlam, en muhkem bir felsefenin ahlaki prensiplerinden birini de ihmal etmeksizin onun bütün gereklerini akil, gabi, zengin, fakir, âlim, cahil, ileri, geri, bütün beşer sınıfları arasında aynı kuvvet ve nüfuz ile yaymaya başlayalı on üç buçuk asır olduğu hâlde, ahlaki vazifelerin İslamlar arasında din boyasına boyanmış olması, akli mahiyetini hiçbir vakit zedelememiş ve hiçbir vakit İslam arasında, akıl ile din korkulacak bir savaşa düşmemiştir.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.