Monte Kristo Kontu. Александр Дюма
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Monte Kristo Kontu - Александр Дюма страница 5
Danglars, Caderousse’un bu sözleri altında feci şekilde ezilen Fernand’ya dikkatle baktı. “Düğün ne zaman?”
Fernand mırıldandı: “Daha düğün olmadı.”
Caderousse, “Olmadı ama olacak.” dedi. “Dantés nasıl
Firavun kaptanı olacaksa bu düğün de olacak. Dantés, Firavun’un kaptanı olmayacak mı Danglars?”
Danglars bu sözlerin bir maksatla mı söylendiğini anlamak için Caderousse’un yüzüne baktı fakat bu yüzde gördüğü sadece kıskançlık oldu. Bardakları doldurdu.
“Madem öyle, güzel Mercédés’in kocası Kaptan Edmond Dantés’nin şerefine içelim!” dedi.
Caderousse ağır bir hareketle bardağını kaldırarak içindeki şarabı bir hamlede içti. Fernand kendi bardağındaki şarabı yere döktü.
Caderousse, “O da ne?” diye bağırdı. “Ne görüyorum tepenin üstünde? Bak hele Fernand, senin gözlerin daha iyidir. Sarhoş mu oldum ne; gözlerim buğulanıyor. El ele yürüyen iki sevgili görür gibiyim. Tanrı’m sen kusurumu affet! Bizim kendilerini gördüğümüzü bilmedikleri için öpüşüyorlar.”
Danglars, Fernand’nun yüzündeki ızdırabı kaçırmadı.
“Tanıyor musun onları Fernand?” diye sordu.
Fernand acı ile cevap verdi: “Evet. Dantés ile Mercédés.”
Caderousse, “Bak hele!” diye bağırdı. “Demek onlar. Ben tanımamıştım hâlbuki. Hey Dantés; hey genç kız… Gelin bir dakika da düğünün ne zaman olacağını söyleyin bize. Fernand öyle inatçı ki söylemiyor.”
Danglars, sarhoş inadı ile çardaktan sarkan Caderousse’a mâni olmak istermiş gibi “Sus Caderousse!” dedi. “Doğrul hele. Bırak sevda kuşlarını sevişsinler. Bak Fernand, ne kadar hâkim kendine.”
Danglars onlara bakarak; Bu budalaların hiç faydası yok bana,diye düşündü. Biri sarhoş, öteki de korkak. Dantés’nin talihi yaver gidiyor. Kızı alacak, kaptan olacak, sonra da karşımıza geçip gülecek ama…Hafifçe gülümsedi. Ama bir de ben el atayım şu işlere.Caderousse masaya yaslanmış, bağırmaya devam ediyordu: “Hey Edmond! Arkadaşlarını görmedin mi? Yoksa gelmeye tenezzül etmiyor musun?”
Dantés cevap verdi: “Ne münasebet Caderousse. Sadece mesudum. Saadet insanı gururdan fazla kör ediyor.”
“Güzel bir mazeret. Merhaba Madam Dantés…”
Mercédés vakarla cevap verdi: “Ben henüz Madam Dantés değilim. Hem bir kızı evlenmeden önce nişanlısının adı ile çağırmanın uğursuzluk getirdiğini söylerler. Onun için bana Mercédésdeyin lütfen.”
Danglars genç çifti selamlayarak “Herhâlde düğünü yakında yaparsınız değil mi Mösyö Dantés?” dedi.
“Mümkün olduğu kadar çabuk Mösyö Danglars. Bütün hazırlıklarımızı bugün babamın evinde kararlaştıracağız. Yarın yahut en geç öbür gün de bu meyhanede düğün ziyafetimiz olacak. Bütün dostlarımız gelecek. Tabii siz Mösyö Danglars ve sen Caderousse davetlilerimiz arasındasınız.”
Caderousse anlamsız bir kahkaha ile “Ya Fernand?” diye sordu. “O da davetli mi?”
“Karımın arkadaşı benim de arkadaşımdır. Eğer gelmezse çok üzülürüz.”
Fernand cevap vermek için ağzını açtı fakat ağzından ses çıkmadı. Bir kelime bile söyleyemedi.
Danglars, “Bugün hazırlık, yarın yahut en geç öbür gün düğün, çok acele etmiyor musunuz kaptan?” dedi.
Dantés gülümsedi.
“Mercédés’in az önce Caderousse’a söylediğini, müsaade edin ben de size söyleyeyim Mösyö Danglars. Bana, henüz kendime ait olmayan bir sıfatla hitap etmeyin. Belki felaket getirir.”
“Özür dilerim, ben sadece büyük bir telaş içinde olduğunuzu söylemek istemiştim. Hâlbuki çok vaktiniz var. Firavun’un denize açılması, daha en aşağı üç ay ister.”
“İnsan mesut olmak için daima telaş eder fakat benimki bencillikten değil. Paris’e gitmem lazım da…”
“Öyle mi? Orada işiniz mi var?”
“Kendi işim değil. Kaptan Leclére’ye ait bir iş. Tabii anlıyorsunuz. Gizli bir iş fakat merak etmeyin hemen döneceğim.”
Danglars, “Anlıyorum.” dedi.
Sonra düşündü: Herhâlde mareşalin verdiği mektubu sahibine götürecek… Tanrı’m… Bu mektup bana bir fikir veriyor, mükemmel bir fikir. Ah Dantés, aziz dostum, sen daha kaptan olarak Firavun’un kaydına girmedin.
Dantés’nin yürümeye başladığını görünce arkasından seslendi: “Hayırlı yolculuklar!”
Dantés dönerek onu başıyla dostça selamladı.
“Teşekkür ederim.”
İki âşık, göğe yükselen iki ruhun saadeti içinde oradan uzaklaştılar…
4
Ertesi gün hava çok güzeldi. Güneş, dalgaların köpüklü göğüslerini kırmızıya çalan bir morlukla hafifçe boyayarak pırıl pırıl yükseldi. Düğün sofrası, çardağını daha önce gördüğümüz La Reserve Meyhanesinin ikinci katındaki büyük bir odada hazırlanmıştı. Ziyafet öğle vakti başlayacaktı fakat daha saat on birde meyhane sabırsız misafirlerle dolmuştu. Bunlar Firavun’un gemicileri ile Dantés’nin arkadaşları olan askerlerdi.
Ziyafete Mösyö Morrel’in de geleceği söyleniyordu. Bu Dantés için öyle büyük bir şerefti ki… Fakat kimse onun geleceğine ihtimal veremiyordu. Gemi sahibi hakikaten gelince bütün gemicilerin yüreklen kopan alkışları ile karşılandı. Onun gelişiyle, Dantés’ninkaptanları olacağı hakkındaki söylentinin bir hakikat olduğuna inandılar ve Dantés mürettebat tarafından çok sevildiği için, gemi sahibinin kararı ile kendi isteklerinin ilk defa olarak bağdaşmasından ötürü büyük bir memnunluk duydular.
Mösyö Morrel’in geldiğini Dantés’ye haber vermeleri ve acele etmesini söylemeleri için Danglars ile Caderousse gönderildi fakat onlar daha yüz adım gitmemişlerdi ki küçük düğün alayının gelmekte olduğunu gördüler. Edmond ile Mercédés’in yanlarında dört genç kız ile Edmond’nun babası vardı.
Peşlerinden, yüzünde hain bir gülümseme ile Fernand yürüyordu fakat Edmond ile Mercédés bunu fark etmediler. O kadar mutluydular ki kendilerinden ve onları kutlayan mavi gökten başka bir şey görmüyorlardı.
La Reserve’den görünecek kadar yaklaştıkları zaman Mösyö Morrel alt kata indi ve onları karşılamak üzere dışarı çıktı. Öbür davetliler de kendisini takip ettiler. Sonra