Şakarim. Yerlan Sıdıkov
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Şakarim - Yerlan Sıdıkov страница 26
Fakat Kalkaman tüm duygularıyla eski ahlakî prensiplerin anlamsızlığını ispat etmeye ve sevgilisini şu sözlerle ikna etmeye çalışıyor:
– Eh, Mamır, yapma böyle… İşte sana kefalet –
Torunların evlenmesine müsaade ediyor şeriat.
Üzülme. Tüm bunlar batıl inanç.
Eğer seviyorsan gerçekten elini bana uzat.
Genç haklıdır; şeriat yasaları yakın akrabaların evlenmesine izin veriyor, fakat bozkırda her konuda İslâmiyet’in başrol oynadığı söylenemez. Ataların öğütleri İslamiyet’e uymadığı halde onun tesirinde kalmadan Kazak nesillerinin bilincinde yaşamaya devam etmektedir.
Bu yüzden Kalkaman sevdiği kızı gizlice kaçırınca Kadılar Mahkemesi onlara ahlakî prensipleri ihlal ettiklerinden dolayı ölüm cezası veriyor. Kızın özellikle Kokenay adlı itibarlı akrabası uzlaşmaya kesinlikle karşıydı.
Bir süre sonra Mamır doğduğu obaya geliyor ve Kokenay hiç tereddüt etmeden herkesin önünde elindeki yayı çekerek oku onun kalbine fırlatıyor. Mamır ölüyor. Şiir kahramanların duygularının lirik ifadesi olmakla birlikte kötülüğün hiç eksik olmadığı dünyanın halini de anlatıyor. Yasak evliliğin bu şekilde yıkıldığı ve artık delikanlının rahat bırakılması gerektiği düşünülebilirdi, fakat kızın akrabaları Anet Baba’ya şöyle bir ültimatom gönderiyorlar: “Biz suçluyu cezalandırdık, şimdi de itaatsizi cezalandırma sırası sizdedir.”
Bozkır savcılarının böyle bir şeyi başka gençlerin bu tür aşklardan kaçınması için talep ettikleri bellidir; Mamır’ın ölümü kesin bir ölüm değildi, çünkü insanın sevme arzusu onunla birlikte ölmedi.
Anet Baba iki tarafın da onayladığı kararı uygulamak zorundaydı. Bu karar doğrultusunda Kalkaman, öldürmek amacıyla ona ok fırlatacak olan Kokenay’ın yanından at üstünde hızla geçmek zorundaydı.
Buz kesildi Baba’nın ışık saçan kalbi.
Kadere karşı gelmek istemiyor kimse
Suçsuzu koruyarak. Aynı şekilde değil mi ?
Abay’a da karşısınız siz şimdi?
Bu eserinde Şakarim yaşadığı dönemin ruhani durumunu XVIII. asrın tarihî olayları içerisinde anlatıyor. Abay’ın hayatındaki gerçek durumlardan hareketle Şakarim onun adını ışık saçan kahramanlar olarak değerlendirdiği ataların arasına katıyor. Onlardan her biri insanın ruhani tecrübesinin büyüklüğünü gösteriyor ve cehalete karşı çıkıyor. “Siz” kitlesine söyledikleriyle Şakarim, kötülüğe ve cehalete göz yuman Kazakların tarihinin büyük acılarla dolu olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu arada Şakarim anlattığı olaylara karşı tavrını gizlemiyor. Bir taraftan aldığı terbiye ve sahip olduğu düşünceler açısından o, Müslüman’dır. Diğer taraftan kendisine ana sütüyle geçen Kazakların göçebelik dünyasının ahlakına göre o, Türk atalarının gelenek ve yasalarına hürmet etmektedir. Bu yüzden Şakarim, Kalkaman’la Mamır’ı ne ayıplıyor, ne de kayıtsız şartsız onların tarafını tutuyor. O, başka dinî koordinatlar sisteminde putperestlik şeklinde adlandırılmış eski yasaları tutunan Kokenay’ı da suçlamıyor. Şakarim sadece Kalkaman’la ilgili olarak çıkardıkları sert hükümden dolayı bunun büyük haksızlık olduğu düşüncesiyle Tobıktı Uruğu mensuplarının acımasızlığını tasvip etmiyor, fakat atı mı hızlı çıktı, yoksa sevgilisinin ölümünden sonra çektiği acılardan ötürü Tanrı’nın lütfunu mu kazandı bilinmez, ama Kokenay’ın oku Kalkaman’ı sadece yaralayabildi. Onun mucizevî kurtuluşuyla ilgili motiften yola çıkarak şu sonuca varmak mümkündür.
Akrabalar âşıkların sadece davranışını gördü, Allah’sa onların kalbini gördü. Kalkaman bir daha dönmemek üzere hemen güneye, başka diyarlara doğru yola çıkar. O hiç tereddüt etmeden sevgilisini ölüme mahkûm eden Tobıktıların arasında yaşamama kararı alır ve doğduğu yerden şu sözlerle ayrılır:
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.