Batı Trakya'da Türk Edebiyatı'na Gönül Verenler. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Batı Trakya'da Türk Edebiyatı'na Gönül Verenler - Анонимный автор страница 25
(Önderimiz Mustafa Kemal Paşa-şiir- Yuvamız, sayı:3, Kasım 1986)
(Yeni Yıl…-şiir- Yuvamız, sayı:5, Ocak 1987)
(Dostun Sırrını Fâş Etme-şiir- Yuvamız, sayı:10, Haziran 1987) (Merhametli ol, asil çocuğum-şiir- Yuvamız dergisi, sayı:11, 12, Temmuz-Ağustos)
(“Batı Trakya’m”, “Köyüm”-şiir- Yuvamız, sayı:14, Ekim 1987)
(Atatürk ve Lâiklik İlkesi-köşe yazısı-On Kasım İçin Dörtlükşiir- Yuvamız, sayı:27, Kasım 1988)
(“Atatürk’e Saygı”, “İzinde Gittikçe”-şiir- Yuvamız, sayı:51, Kasım 1990)
(Cihan Sevgiye Pek Muhtaç-şiir- Yuvamız dergisi, sayı:57, Mayıs 1991)
(Atatürk Hurafelerle Savaştı-şiir- Yuvamız, sayı:63, Kasım 1991)
(Müjde Atam-şiir- Yuvamız, sayı:75, Kasım 1992)
(Dünya Türklüğünün Nabzı Ata’m-şiir- Yuvamız, sayı:87, Kasım 1993) Gerçek bir yaşam başlar -kim bilir- ne deminde…
Güzelliği ruhta ara;
Bakma gözlere, kaşlara…
Aldanma ipek saçlara,
Gül güzeldir ama solar…
Çıkınca gözün rimeli;
Tanınmaz olur sürmeli…
Cımbızda durur hep eli,
Kaşlarını tel tel yolar…
Bakma geçici süsüne,
Katlanmak güçtür güzüne…
Aldandığın gül yüzüne,
Bir gün kırışıklar dolar…
Ruh güzelliği hiç solmaz;
Tomurcuktur… hiç açılmaz…
Kışı yoktur… hep bahar-yaz!
Gerçek güzel ruhlarda var…
Bağda, bahçede işler, kınalı körpe kızlar;
Tarlada tütün eker, beli bükülür sızlar…
Çamurlu feracesi sarar ince belini;
Akar sel gibi teri, çapa ezer elini…
Bütün yaz geceleri uykusuz tütün toplar
Yorulur sinirleri; günden güne zayıflar,
Kafeste bir kuş gibi hapistedir evinde;
Yanağında güller var; dudağında al kiraz.
Bir güz gülüne benzer… Baharı yazı pek az!
Çetin yaşam soldurur durur her zinde kızı!
Figan ettirir beni içimde nice sızı…
Dörtlükler
Ne idin, ne oldun sen,
Bir gül idin soldun sen;
Baharın pek tez geçti!
Genç ihtiyarladın sen…
Seni güldürmedi kader;
Daima sundu gam keder…
Hiç iyi bir gün görmedin!
Dünden: Bugün daha beter…
(Ey Yağız Toprak adlı kitapta siyasi olaylar “azınlığa yapılan baskılar, bazı olaylar” şiirleştirilmiştir.)
Ben kızıma bir gül dedim
“Baba,mevsim kıştır” dedi.
Ben gülmesini istedim,
Gülüşü hüzünlü idi…
Ben kızıma kiraz dedim
“baba, yaza olmaz!” dedi.
“bahçemiz gitti… bilirim!”
kızım beş yaşında idi…
Ben kızıma nergis dedim
“baba yaza açmaz!” dedi…
“Kuş, kelebek uçmaz!” dedi
çocuk da farkında idi…
Gül, saçların tel tel dedim
“baba, teli anma!” dedi.
Gül üzülmüştü.. hemen fark ettim!
Telörgü… aklında idi…
-esir milletlere ithaf-
dünyada en acı şey sorsalar nedir
hiç düşünmeden de ki; esarettir
dünyada en tatlı şeyi sorsalar
düşünmeden söyle; hakimiyettir.
Esaretten kurtulsun tüm uluslar
Milletleri yücelten hürriyettir.
Bir yerde kalmasın esir bir ulus
Esaret ölüme mahkumiyettir.
Esaret bir zincir ki kırılmalı
Kim ki kırabilir; hür bir millettir.
Hürriyet ekmekten, sudan da aziz
Cihanda en güzel, en hoş devlettir.
Dünyada en acı şey sorsalar nedir
Hiç düşünmeden de ki; esarettir.
Yeşil zümrüt bağlar hayalde yaşar;
Yokovanın meşhur bostanı hani?
Gayrı ne çiftim ne de çubuğum var!
Hayal bahçesinin bağbanı hani?..
Köylerde herkese açık odalar;
Artık hayalimde neşeyle dolar…
Dünümden bugüne hangi eser var?
Eski şehirlerin hoş hanı hani?..
Gül bahçelerini diken bürümüş;
Goncalar açmadan solmuş, kurumuş…
Figan ile uçmuş-gitmiş garip kuş!
Dağların maralı-ceylanı hani?..
Güzeller gelmişler güllü çeşmeye,
Yârin, yâresini açıp-deşmeye…
Kanatlı kuş gibi tez yetişmeye,
Yiğidin atıdır-küheylân hani?..
Maziyi yaşarken unutulur dert
Dedemi görürüm şanlı-şerefli…
Ecdadım yiğittir; soyum-sopum mert!
Ceddimi görürüm