Batı Trakya'da Türk Edebiyatı'na Gönül Verenler. Анонимный автор
Чтение книги онлайн.
Читать онлайн книгу Batı Trakya'da Türk Edebiyatı'na Gönül Verenler - Анонимный автор страница 28
Her an dalgalanıyor bak
Hep nabzımızda atacak
Atatürk’ümüz ölmedi…
Haftalara-aya sığmaz
Bütün yıl ansak yine az
Türkoğlu nasıl haykırmaz
Atatürk’ümüz ölmedi…
Denizde, karada O var
Edirne’de Kars’ta O var
Güzel Ankara’da O var
Atatürk’ümüz ölmedi…
Tüm mazlumların dilinde
Yaşıyor nasıl da zinde
Bak, yüz milyonlar izinde
Atatürk’ümüz ölmedi…
Türk gençliği uygar, asil
Fikri vicdanı hür nesil
Her genç Mustafa Kemal! Bil
Atatürk’ümüz ölmedi…
Her genç yasalara uyar
Ulu kişileri sayar
Mustafa Kemal’i duyar
Atatürk’ümüz daha ölmedi…
Zulmeti dağıttın da
Meşale yaktın Atam
Karanlığın ardında
Şafaktın! Söktün Atam…
O acı kara günde
Kocatepe’de önde
Karanlığı yırttın da
Şafaktın! Söktün Atam…
Diyordun ki Mustafa Kemal’im
“Ya istiklâl ya ölüm”
Kocatepe’de o gün
Şafaktın! Söktün Atam…
Türk’ün sesi gür mü gür
Yaşamıştı hep özgür
Türkoğlu olmuştu hür
Şafaktın! Söktün Atam…
Karanlık gece bitti
Yurtta bülbüller öttü
Kara bulutlar gitti
Şafaktın! Söktün Atam…
HÜSEYİN MAHMUTOĞLU
Hüseyin Mahmutoğlu, 1939 yılında Gümülcine’nin (Komotini) Çepelli (Mishos) köyünde doğdu. İlkokulu köyünde tamamladı. Parasız yatılı sınavlarını kazanarak Kütahya Lisesi’ne gitti. Dışardan sınavlara katılarak Edirne Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Öğretmenlik mesleğine (Kalhas) Kalfa köyünde başladı. 1964 -65 öğretim yılında kendi köyü olan Çepelli’de öğretmenlik mesleğine devam etti. Mesleğinin 13. yılında Yunan yönetimi tarafından görevden uzaklaştırıldı. Daha sonra Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliğinde sekreter olarak çalışmaya başladı. Buradan emekliye ayrıldı. Yazı hayatına “Azınlık Postası” gazetesinde başladı. Bazı şiir ve hikâyeleri “Birlik” ve “Öğretmen” dergileriyle “İleri” gazetesinde yer aldı. Hüseyin Mahmutoğlu’nun yazı hayatı 1970’le 1980 yılları arasında sınırlı kaldı, yazı hayatına devam etmedi.
Hüseyin Mahmutoğlu, edebiyat alanına 1970’li yıllarda ilk kez Azınlık Postası gazetesinde yazdığı anlatı- köşe yazısı denemeleriyle girdi. Daha sonra hikâye yazmaya başladı. İlk hikâyesi “Ana Beni Eversene”, Azınlık Postası gazetesinde yayımlandı. Ardından, “Temel Atma Töreni”, “Onuncu”, “İcarın Tutarı”, “Örümcek Ağı”, “Sen Dinle Babanı”, “Kimine Denizin Tuzu, Kimine Yolun Tozu”, “Ayrılış” , “Anası İstedi”, “Yoksul Kâğıdı” ve “Düdük Sesleri”…adlı hikâyeleri aynı gazetenin çeşitli sayılarında yayımlandı. Mahmutoğlu’nun, “Öğretmen” dergisinde yayımlanan hikâyeleri de var. “Pancar Çapacıları”, “Ödüllendirilen Öğrenci” ve “Cepheden Eve Giden Yol…” Mahmutoğlu’nun daha çok toplumsal konuları işlediği bu hikâyeleri, hikâye tekniği ve dil ustalığı bağlamında ele alınmaktan çok azınlık içinde bu alanda yazılan ürün açısından değerlendirilmelidir. Bazı hikâyelerinde bir dil savrukluğu görülse de kimilerinde oldukça başarılıdır. Hikâyelerinde iç çözümlemelerden çok karşılıklı konuşmalardan çekilerek okuyucuya anlatacaklarını anlatmak ister. Olayları katı bir gerçeklik içinde verir. Olayları bazı hikâyelerinde daha yalın ve inandırıcı bir şekilde vermesine karşın, aceleye getirdiği kimi hikâyelerinde bir yapaylık göze çarpar. Hikâyelerinde kimi gereksiz ayrıntılara yer vermiş olsa da bu hikâyeler, yoklukla boğuşan, haksızlığa uğrayan, cehaletin faturasını çile çekerek ödeyen azınlık insanının yaşamını belgeleyen birer yazı/hikâye niteliği taşırlar. Mahmutoğlu bir ara deneme türünü de el atmış, daha sonra kendini tamamen hikâyeciliğe vermiştir. Mahmutoğlu en verimli bir döneminde hikâyeciliği bırakmış, çalışmaları, 1970’le 1980 yılları arasında sınırlı kalmıştır.
Mahmutoğlu bu dönem içinde bazı şiir denemelerinde de bulunmuştur. Mustafa Tahsinoğlu Şafak Dergisi’nde yayımlanan şiir incelemesinde, Mahmutoğlu’nun şiirinden söz ederken şu değerlendirmeyi yapar: Mahmutoğlu, şiirde gözlemci bir yaklaşımla toplumsal konularda şiirler yazdı. Daha çok uzun şiiri seven şairimiz şiirlerinde hikâyemsi bir havaya sahip. Tahsinoğlu değerlendirmesinde, Mahmutoğlu’nun, serbest bir anlayışla şiir yazdığını, şiire tat veren unsurlar yakaladığını da vurgular.
(Yükselmek-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:84, Temmuz 1970)
(İşini Bulmak-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:85, Temmuz 1970)
(Çocuklarımızla-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:86, Ağustos 1970)
(Köyümüzün Yaşantısı-deneme- Azınlık Postası, sayı:87, Ağustos 1970)
(Kısır Döngü-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:88, Eylül 1970)
(Tuzlada İş Var-köşe yazısı- Azınlık Postası gazetesi, sayı:89, Eylül 1970)
(Aksaklıklar-köşe yazısı- Azınlık Postası gazetesi, sayı:90, Eylül 1970)
(Kayıpçı-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:91, Ekim 1970)
(Yalancı Tokluk-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:92, Ekim 1970) (Yazık Oldu Köye-anlat- Azınlık Postası, sayı:93, Kasım 1970)
(Ana Beni Eversene-hikâye- Azınlık Postası, sayı:95, Kasım 1970)
(Laf Aramızda-öykü- Azınlık Postası gazetesi, sayı:96, Aralık 1970)
(Konuşmakla İş-köşe yazısı- Azınlık Postası, sayı:97, Aralık 1970)
(“Temel Atma Töreni”– hikâye- Azınlık Postası, sayı:98, 21.1.1971)
(Kan